Sevgi Köprüsü - İnci Aral

Sevgi Köprüsü
Bir kedinin ölümü pek çok kişi için sıradan, üzücü ama olağan bir olaydır. Özellikle halk çocuklarının yıllardır evlerine şehit olarak döndüğü, kadınların sokak ortasında ve çocuklarının gözü önünde kurşunlanıp bıçaklandığı, namus cinayetlerinin dur durak bilmediği, deprem, yangın, -önlenebilir- trafik ve iş kazalarında onlarca insanın öldüğü, insan hayatının ucuz olduğu yerde. Çocukların yoz, iğrenç adamların vahşi tecavüzüne, çaresiz hayvanların insanlık dışı işkencelere uğradığı cehalet şiddet ve cinnet ortamında. Yalancı dolanın doğal, hak hukuk aramanın suç sayıldığı, tutukevlerine doldurulmuş sanıkların kölelik koşulları yüzünden kendilerini ateşe verdiği bir ülkede.
Despotluğun, sahteciliğin, sahte dindarlık, kindarlık ve ilkelliğin tavan yaptığı, beyinlerin dumura uğradığı bir korku toplumunda, bir kedinin ölümü, bir oğul, eş, baba, kısaca insana göre çok önemsizdir. Hayatımıza sevdiğimiz hayvanlar girer çıkar. Anıları kalır.
***
Maya’ya mektubum bu köşe için yazılmamıştı. Onun akıbetini öğrenir öğrenmez gözyaşları içinde odama kapanıp, içimdeki ağrıyı sözcüklerle dışarı atmak istemiştim. Sonra hafta sonu geldi ama ben hâlâ başka bir konuya giremedim. O ağıtı gönderdim çünkü kederimi paylaşmaya da ihtiyaç duyuyordum. Ayrıca Maya’nın acısıyla birlikte nicedir biriktirdiğim bütün acılar da çözülüp su yüzüne çıkmıştı. Her şey kırık ve acıklıydı. Kedime ağlarken tek evlatları şehit düşmüş Çanakkaleli ana babanın yürek yakan yoksulluk ve kimsesizliğine de ağlıyordum. Daha nicelerine ve Maya’yla geçen on dört yılda ülkemin ve insanlarımın başına gelenlere.
***
Maya için onlarca ileti aldım. İlginize, desteğinize çok teşekkür ederim. Paylaşmak iyi geldi, avuttu beni. Tek tek yanıtlayamadığım okurlarımdan özür diliyor, iki güzel iletiyi kısaltarak size aktarıyorum:
***
(Ümit Sarıaslan) “Maya” başlıklı trajik mektubunuzu aldım. “Maya” benim de kedim oldu. Eski Mısır’da “Miyu” derlermiş kedi imgesiyle simgeleştirdikleri tanrılarına. Maya ile Miyu salt sessel olarak değil özsel olarak da kardeş işte. Güzelim soyutluğuyla, Mısırlı taşyazıtlar üzerine kazılı bir insanlık alfabesinin tepesine yerleşmesi de boşuna değil Miyu figürünün. İşte sizin Maya’ya dönüştü çıktı geldi tarihin içinden. Ölümü yendi yani. Çölleşegiden yaşamlarımızın ta yüreğine gelip oturdu yeniden. Bizi sevgiyle yaşamaya, severek varolmaya çağıran bir çığlığa, çıngıya dönüşerek... Kendi olmakla kediyle olmak arasında bir sevgi köprüsü olduğunu, o köprüden geçip giden zamanın dalında hep bir kedili bakışın, kediyle oluşun resminin de asılı olduğunu düşünürüm yıllardır. O yüzden diyorum, kediyle olmak kendiyle olmaktır. Kendinde olmaktır.”
(Ertuğrul Yalçın - Giresun) “Maya için kaleme aldığınız “veda” yazısını, bir deneme türü tadıyla ve duygu yüklü okudum... O acıyı kavrayabiliyorum. O köşede “bir dost” için yazılanları, bugün çıkartacakları “kendi savaşları” ile binlerce masum insanın ölümüne yol açacaklara okutmalı. Bırakalım yok edecekleri insanları, o bombalarla, çığlıklarını bile duyamayacağımız, binlerce kedi, köpek, kuş ve diğer canlıların; en az, o yeryüzünü yöneten efendilerin halkı kadar; kişisel ve cahilce çıkarları için kendi halklarını yok etmeyi “kendilerine hak gören” zalimlerin yaşam hakkı kadar, hakları olduğunu hatırlatmak adına, defalarca okutmalı... Tabii o bilinç, akıl ve vicdan varsa... Maya gibi dostları olan şanslı kedilere selam olsun...”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget