Bunun için, Mâûn suresinin mucize mesajını iyi öğrenelim.
Geleneksel din literatürü, insanların inanç kimliklerini verirken şu dört tipten bahseder:
1. Mümin: İnanan ve bunu dili ile ilan eden kişi.
2. Kâfir: İnanmayan ve bunu dili ile ilan eden kişi.
3. Münafık: İçinden inanmayan ama diliyle bunun aksini söyleyen kişi.
4. Müşrik: Allah’a inanan ama O’nun yanına yedek ilahlar ekleyen kişi.
Kur’an, Mâûn suresinde beşinci bir tip daha belirliyor: Müraî…
Mâûn suresine ambargo koymaya kalkanlar, bu surenin tanıttığı melun tip olan müraî (riyayı meslek edinmiş ) tipi bilerek veya bilmeyerek gözden kaçırmışlardır. O tip, dincilik
tezgâhının öncüsü ve besleyicisi olan habis tiptir. Bu habis tipin tanınmasını istemeyenler vardır. Veya çoğunluk, onun tanınmasının önemini kavrayamamıştır. Ama meseleyi görenler ve kavrayanlar da vardır. Müfessirlerin babası unvanıyla anılan Fahreddin er-Râzî (ölm. 606/1209) bunların başında gelir. Râzî, Mâûn suresini tefsir ederken, bu surenin münafık tipi değil, müraî tipi tanıttığını söylemekte, bu tipin münafıkla farkına dikkat çekmektedir. Yani Râzî, geleneksel ayrıma, Mâûn suresinin tanıttığı beşinci tipi de eklemektedir.
Türk insanı, bu beşinci tipi, bizim ‘Mâûn Suresi Böyle Buyurdu’ adlı eserimiz sayesinde tanıdı.
EN ŞERİR MAHLÛK: MÜRAÎ TİP
Müraî, sadece inanç tiplerinin en şeriri değildir, o aynı zamanda mahlûkların da en şeriridir. Çünkü müraî, Hz. Peygamber tarafından Allah düşmanı ilan edilmiştir. Allah düşmanından daha şerir bir mahlûk tasavvur edilebilir mi?
Bu tipi tanımlamakta çok zorluk çekeceğimizi itiraf edelim. Çünkü bu tip bugüne kadar gündem yapılmamıştır. Belki de gündem yapılması, yolu Mâûn suresine çıkaracağı için savsaklamaya gidilmiştir.
Bu tipi tanımlamak için Mâûn suresini iyiden iyiye irdelemek gerekir. Müraînin sözlük anlamı olan ‘riyakâr’ tabiri kullanılarak işin içinden çıkıldığını görüyoruz. Oysaki Mâûn suresi
yepyeni ve diğerlerinden tamamen farklı bir ‘inanç tipi’ ortaya koymaktadır. Riyakâr kelimesi bu tipi tanımlamaya yetmez. Mâûn suresi verilerine dayanılarak bu tipin şöyle bir tanımı yapılabilir:
Müraî, inanç durumu menfaatlerine göre sürekli değişen kahpe tiptir. Müraî tipin taşıdığı temel inanç tutarsızlıkları şunlardır:
1. Görünürde inanmışlık,
2. İbadete, özellikle namaza devam,
3. Riyakârlık,
4. Din ve ibadetle sağladığı itibarı halkın malını, özellikle kamu kaynaklarını talan etmek için kullanmak, yani çıkarcılık.
Müraî tipi geleneksel 4 tipten ayıran, çıkarcılıktır. Müraî tipin esas Tanrısı, çıkarıdır. Münafık bile çıkarı peşinde olmayabilir. Müraî ise hiçbir çekincesi, hiçbir korkusu ve
kaygusu olmaksızın sırf daha çok menfaat sağlasın diye yalana ve riyaya başvurmaktadır. İşte Allah’ı öfkelendiren ve müraîye lanet yağdıran budur.
Bu unsurları dikkate alarak müraî tipi ‘nitelikli müşrik’ olarak tanımlayabiliriz. Çünkü bu tip, riyaya bulaştığı için otomatik olarak gizli şirke batmaktadır ama müraî, şirkinde de
samimi değildir. Böyle olduğu içindir ki ‘müraî, sıradan bir müşrik değil, nitelikli bir müşrik’tir.
Kur’an Mâûn suresiyle öyle bir maske yırtıyor ki, arkasından namazlı-niyazlı ama şirkin en rezil çukuruna yuvarlanmış ve Allah tarafından lanetlenmiş korkunç bir tip çıkıyor.
Özetleyelim:
Allah düşmanlığının kurumu olan şirkin en kahpe mümessilleri Mâûn suresinin tanıttığı müraîlerdir. Bunun içindir ki, biz şuna inanmaktayız:
Mâûn suresinin mesajı layıkıyla tanınmadan Kur’an’ın dinini tanımak ve o dinden yararlanmak mümkün değildir.
Yorum Gönder