Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 62 kez Suriye’ye gitmekten çok, üç seansta yapılması gereken diş tedavisini tam 9 saat diş hekimi koltuğundan kalkmadan yaptırarak bir rekora imza attı. Dişleri iyileştikten sonra iftarı Konya’nın Akşehir, sahuru Yunak ilçesinde yaptı. Sohbetler iç siyasetten çok “Ne olacak bu Suriye’nin hali, Kandil’e girecek miyiz?”, “Uçağımızı düşürdüler, biz esip-gürledik de ne oldu? üzerinde yoğunlaştı. “Hani komşularla sıfır sorun olacaktı, tam tersi oldu” eleştirisini getiren de oldu. Bakan, vatandaşın dış politikaya olan ilgisinden hayli memnun kaldı.
Kuzey Irak’ta bulunan ve her fırsatta sınırı geçip eylem yapmaya çalışan PKK’lılara karşı “sınır ötesi harekat” yetkisi verilmesine rağmen, hükümet bu konuda Genelkurmay’ı yetkilendirmiyor. Her türlü bela sınır ötesinden gelmesine rağmen askerimiz Kuzey Irak’a adım bile atamıyor. Yarın, Davutoğlu Kuzey Irak’a gidecek ve Barzani’yle değerlendirmeler yapacak. Bakan, alınacak her tedbirin Kürt ve diğer etnik yapılara karşı değil, terör örgütlere karşı olacağını anlatacak.
Onlar kaçıyor, Türkiye tutuklanıyor
Suriye’deki bilgiler istihbarat kaynaklarının yanı sıra, Suriye’den kaçan asker ve polisler den de derleniyor. Suriye ordusundan kaçan 26 general, 47 albay olmak üzere değişik rütbelerde 130 asker ülkemizde bulunuyor. Yani, Esat’ın askerleri kaçıyor, Türkiye’de ise yurtdışındaki askerimiz hakkında yakalama kararını duyunca koşa koşa ülkesine geliyor.
Geliyor da ne oluyor? “Kaçabilirsin” denilip cezaevine konuluyor. Bugün 68 general ve amiralin yanı sıra 200’ü aşkın muvazzaf asker değişik askeri cezaevlerinde tutuluyor. Yarın toplanacak Askeri Şûra, komutanların terfisinden çok tutuklu komutanları emekliye sevk etmeye dönük olduğu anlaşılıyor. Terfi bekleyen bu kadar albayın da tutuklu olması da başka ne anlama gelebilir?
BM daha aktif olmalı
Bakana Suriye’yi ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını soruyoruz. Davutoğlu anlatıyor:
“Suriye’deki gelişmeler yalnız Suriye’yi tahrip etmeyecek, BM’nin de itibarını yok edecektir. Suriye herkes için büyük bir sınav. BM de gelişmelere tepki vermekte atıl kalıyor. BM’nin de reforma ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. BM net bir tavır alabilseydi, Suriye bugünkü tavrını sürdüremezdi.”
Suriye ile 911 kilometre sınırımız var. Ancak öyle haritalar yapıldı ve öyle bir algı yerleştirildi ki sanki tek etnik yapı, tek mezhep gibi gösterildi. Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve MİT’le haritalar üzerinde çalıştı ve son duruma göre mezhepsel ve etnik yapıyı ortaya koydu. Suriye’de birkaç yerde PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın posterlerinin asılması, sanki her tarafın PKK’lı olduğu değerlendirmelerine neden oldu. Davutoğlu bu konuda şunları anlatıyor:
Suriye, ikinci Kandil olmayacak
“Suriye’nin neresinde ne olursa olsun her sabah bizim önümüze geliyor. Orada, merkezi hükümet etkinliğini kaybetmiş durumda. Sınırımızda PKK, El Kaide gibi yapılanmalara meydan vermeyiz.
Terör örgütüyle, Kürt kardeşlerimizi birbirinden ayırıyoruz. Kürtler asırlardır o coğrafyada yaşayan akrabalarımızdır ve onlar bizim için tehdit değildir. Orada yaşayanlara saygılıyız. Bunlar yörenin otantik halklarıdır. Hiçbir güvenlik tedbirimiz Kürt kardeşlerimize karşı değildir. Orada yalnız Kürtlere değil, Nusayrilere karşı bir şey olursa onlara da sahip çıkarız, onları da koruruz. Türkmenlerle Kürtler arasında da bir ayrım yapmayız. Türkiye’nin de güvenliği neyi gerektiriyorsa onu da alırız. Suriye’de, K.Irak’taki Kandil kampı gibi bir yapı söz konusu olamaz, buna izin vermeyiz, bunun gereğinin yapılmasını da Irak’taki gibi zamana yaymayız.”
Bakan sık sık, “Alacağımız hiçbir tedbir Suriye’deki kardeşlerimize karşı olmayacak” diyor, Türkiye’ye gelmek isteyenlere karşı katliam girişimi olursa etnik, mezhepsel hiçbir ayrım gözetmeden gerekenin yapılacağını kaydediyor..
Suriye’ye sızan PKK’lılar
Davutoğlu, “Oldu-bittilerle etnik ya da mezhepsel yeni otoriteler oluşturulursa bunun Suriye’nin bütünlüğünü bozacağını” belirtiyor ve bölge için hedeflerini şöyle aktarıyor:
“Bölgede daha büyük ekonomik birlik, siyasi diyalog istiyoruz. Ortadoğu’da duvarlar yanlış örülmüş, bu yanlış örülmüş duvarı tartışmak yerine saygı duyalım Batıdaki gibi sınırlar anlamsız kılınsın, vizelere ihtiyaç kalmasın. Ekonomik ve kültürel coğrafya doğallaşmalı.”
Kandil’de bulunan PKK kamplarından Suriye’ye bir grup PKK’lının sızdığı ve bunların Suriye ile “terör faaliyeti ilişkisine” girdiği bilgisi bakana veriliyor. Bakan, bu konuda daha fazla bilgi vermek istemiyor, “Biz Suriye’nin yalnız kuzeyi ile değil, bütünüyle ilgiliyiz” diyor.
Davutoğlu ile iftarda başlayan sohbetimiz, neredeyse gece yarısına kadar sürdü. Bakan bey çok şey anlattı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kulağını da fazlasıyla çınlattı…
Yorum Gönder