Dün bir dostum aradı ve sordu:
- Yahu bu Tayyip çıldırdı mı?
- Niye?
- Niyesi var mı, göz göre göre ülkeyi bölünmeye götürüyor. Kuzey Irak’tan sonra bir de Kuzey Suriye çıktı başımıza. Bu Kürt işi Türkiye’yi böler... Erdoğan görmüyor mu bunu?
- Elbette görüyor ama mecbur!
- Nasıl mecbur!
- 1970’li yıllardan yani gençliğinden beri MSP hareketi ile siyasette olan Tayyip Erdoğan bu halka adeta gökten inen Mesih ya da kurtarıcı diye lanse edilip iktidar yapılmadı mı? İşte şimdi tahsilat zamanı. Erdoğan’dan bedel ödemesi isteniyor ki maalesef bu bedel ülke bütünlüğüdür.
- Bunu biraz açar mısın?
- AKP’yi ABD kurdurmadı mı? Keza Tayyip Erdoğan daha Başbakan ve mebus bile olmadan Batı başkentlerinde ve Beyaz Saray’da eller üstünde ağırlanmadı mı? Ağırlandı ve on yıldır baş tacı edildi ise bunun bir anlamı ve karşılığı yok mu? Tayyip Erdoğan ılımlı İslam ve BOP bağlamında seçilen bir figür ya da rol model!
- Evet...
- Soğuk savaş süreci sonrasında Emperyalizm, üreten ve gelecek yüzyıla ipotek koyan Uzak Asya’ya karşı enerji havzalarını kuşatarak önlem almak ve yol kesmek istiyor. İşte Tayyip Erdoğan bu projede bir figür... Aslında ABD ilk hamlesini Özal ile yapmıştı lakin TSK oyuna gelmemiş ve merhum Necip Torumtay ile o oyunu bozmuştu.
- Peki bugün?
- Bugün iktidara taşınan AKP ile beraber yapılan malum operasyonlarla TSK artık ehlileştirildi yani teslim alındı. Dolayısıyla proje realize safhasında. Adına BOP denen projede, bölgemizdeki şii hattına karşı sünni bir hat oluşumuna ilaveten Müslüman bir İsrail’in yani Büyük Kürdistan’ın inşası da var ve Tayyip Erdoğan bu iki projenin en önemli duvarcı ustası!
- Ne yani Tayyip Erdoğan bu bölünme fikrini baştan benimsemiş miydi?
- Bu tür şeyler ambalajla olur. CIA tıpkı Özal’a dediği gibi Erdoğan’a da, “Kürtler yüzyıllardır olduğu gibi bundan sonra da sizin uhdenizde olsun ama bunun için milli ve üniter devlet yapınızı tasfiye edip federasyona geçmeniz gerekiyor” dedi. ABD ya da CIA siyasal İslam geleneğinden gelen Özal ve Erdoğan gibilerin, ümmetçi saplantılarının yani Atatürk’ün kurduğu milli devlete olan karşıtlıklarının farkında. Tabii hadisenin Osmanlı’yı yeniden ihya etme saplantılarının ötesinde, özel boyutları da var.
- Ne gibi?
- Küresel Emperyalizm bu gibi büyük projelerde kontr garanti metodu izler ve havucun yanı sıra sopayı da gösterir. Zerre tereddütüm yok bugün Türkiye’yi yönetenler bazı özel dosyaları bağlamında rehin alınmışlardır ve kendilerini kurtarmak adına emperyalizme uşaklık yapıyorlar ama yaptıkları ihaneti kendilerince güya kutlu şekillerde ambalajlıyorlar. Daha önce de yazdım, önceki CIA Başkanı Leon Panetta’nın 5 günlük sır Ankara ziyareti önemli. Çok eminim ki o ziyarette tehdit ve şantaj dosyaları birilerinin önüne kondu!.. Buna bir de sıcak para kıskacında olan Türk ekonomisini de eklemek gerekiyor. Erdoğan’ı sarsacak ve belki de yıkacak en temel olgu ekonomik buhrandır ki Tayyip Erdoğan bunu bildiğinden sıcak paranın efendisi olan Washington’un bir dediğini iki etmiyor.
- Peki ya, muhalefet, halk ve kamuoyu?
- Türkiye’de bugün halk dediğin zümre inançla afyonlanmış ve Ergenekon gibi tertiplerle susturulup sindirilmiş bir sürü... CHP ile MHP zaten işbirlikçi yani majestelerinin muhalefeti konumunda... Kamuoyunu oluşturan araçların tamamına yakını da fethedildi... Buna paralel olarak Tayyip Erdoğan siyaset mühendislikleri ve iktidar gücü ile yeni milli bir muhalif yapının oluşumunu engelliyor. Görüyorsunuz AKP’den kaçacak oyların gidebileceği adresleri Numan Kurtulmuş olayı misali bir bir kapattırıyor... Kısacası Türkiye’de iç dinamikler maalesef hadım edilmiş durumda.!
- Kısa vadede beklentin?
- Esad gider ve Suriye bölünürse Türkiye’yi bütün tutmak mümkün olmaz. Keza Kürdistan macunu artık tüpten çıkmıştır ve geri dönüşü imkansız görünüyor... Benim tek ümidim Rusya-Çin-İran blokunun Küresel Emperyalizme direnmesi ve BOP’a dikilmesidir. Onlar da pes ederse bizim açımızdan yüz yıl sonra Sevr hayata geçer.
Helikopter muamması ve Genel Kurmay
Ankara’daki malum fısıltı her yanı sardı!
Kaza ile düştüğü açıklanan helikopterin PKK saldırısı ile çakıldığı iddiaları yüksek perdelerden terennüm ediliyor.
Genelkurmay saldırı değil kaza diyor ama emin olun inanan çok az!
Peki ne oldu da buralara gelindi?
TSK artık açıklamalarına bile inanılmayan bir kurum haline nasıl geldi?
Karargahtaki komutanlar bunu iyi değerlendirmeli ve gereğini hemen yapmalıdır!
Helikopter şayet PKK tarafından düşürüldü ise bunu gizlemek AKP’yi korumak değil midir?
Hatırlayın aynı şey K. Irak’a bir kış ayında yapılan kara harekatı olayında olmuş ve Genelkurmay ABD’nin “geri dön” tehdidine, siyaseten AKP’yi olumsuz etkilemesin diye kendini kalkan yapmıştı... Yoksa bugün olanlar da bunun benzeri midir?
TSK her geçen gün irtifa kaybediyor dikkat!
Dün nükleer, bugün kimyasal!
ABD Irak’ı hangi bahane ile vurmuştu!
Saddam’ın elinde nükleer silah vardı diye!
Peki var mıydı?
Olmadığını CIA kendisi açıkladı!
Velev ki olsa bile böyle bir şey bir ülkeye saldırı gerekçesi olabilir mi?
İsrail’de nükleer silah var, vursana o zaman!
Ve bugün benzer bir tiyatro!
Ne imiş efendim Suriye’de kimyasal silah varmış!
Var... Kimde yok ki!
Efendim ya kullanırlarsa?
Suriye’nin bunu sivillere karşı kullanmayacağı bugüne kadar ki tutumu ve açıklamaları ile ortada. Dış düşmanlarına kullanması ise kendini koruma adına onun en tabii hakkı!
Akıllarınca bu ambalajla kamuoyu oluşturup müdahale için uluslararası zeminde taraftar toplamak istiyorlar!
Komik olan, Hiroşima ve Nagazaki sabıkalısı ABD’nin bu için öncüsü olması!
Yorum Gönder