Suriye’nin eski Suriye olarak kalma ihtimali yok. Ortada bir dokunuşla, filmi 1-2 yıl öncesine çevirebilecek bir sihirbaz da yok. Bunun farkında olan Esad’ın rıza göstermeye zorlandığı Suriye’nin geleceği aşağı yukarı belli oldu denebilir. Suriye, muhtemelen üçe bölünecek. Esad’ın elinde tutacağı varlıklı sınıfın yaşadığı bölgede Lazkiye merkezli bir Arap Alevi devleti, göz yumulacak Kürt Bölgesi ve muhaliflere bırakılacak topraklarda Sünni bir devlet… Bir tür Balkanlaşma ve daha da çok kanın akmasına mal olsa da gidişat bu yöndedir.
Üçe bölünme, Rusya’nın da oyun planı sayılabilir. Bu formülle, Rusya üslerini koruyacaktır, hem de yeni Suriye’de Sünniler ile Nusayriler arasında kanlı çatışmaların, öç almaların, kıyımların önü alınacağı için bu formül uluslararası düzeyde de kabul görebilir. Haber ajansları dün yer verdi; Rusya, Suriye Tartus’taki üssünden vazgeçmeyeceğini açıkladı zaten. Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı Viktor Çirkov, “Rus deniz kuvvetlerinin tedarik merkezi olarak Suriye Tartus deniz üssü korunacak. Aden Körfezi’nde korsanlara karşı mücadele eden gemilerimizin teknik ve lojistik destek açısından bu üsse ihtiyacı var” diyerek tavrını netleştirdi.
Karadeniz filosu için Akdeniz’in stratejik tatbikat alanı olduğuna da dikkat çeken Rus general Akdeniz’de tatbikat yapan Rus savaş gemilerinin Tartus’a girmeyeceklerini de belirterek “Akdeniz’de bulunan savaş gemileri rutin askeri tatbikat yapıyor. Bu tatbikat 2011’de planlanmıştı” dedikten sonra ekliyor; “ 2012 sonuna kadar nükleer denizaltı ve stratejik savaş gemilerinden oluşan 10-15 unsur daha deniz kuvvetlerine dahil olacak”…
Bilindiği gibi, Tartus deniz üssü, Rusya’nın eski Sovyet toprakları dışında ve Akdeniz’de bulunan tek askeri varlığı. 1971’de imzalanan anlaşma çerçevesinde kullanılıyor. İki savaş gemisinin yanaşabileceği limanı bulunan askeri üste, 50 Rus denizci görev yapıyor. Rusya, bu 3’lü Suriye senaryosu için Suriye hükümeti ve muhalifleri görüşmeleri için Moskova’da ağırlamaya hazır olduğunu da açıkladı.
***
Üçe bölünme formülüne ABD -şimdilik- rıza gösterebilir ama bu formül, AKP’nin pek işine gelmiyor. Çünkü Suriye bölünürse, “Batı Kürdistan” doğacak ve Suriye Kürtleri kurumlaşacak… AKP, olan bitenler karşısında afallamış, şaşkın durumda. Bir yandan Barzani’ye, Suriye Kürdistan’da olan bitenlere kendi adına müdahil olmasını isterken bir yandan da PKK çizgisindeki PYD’ye karşı savaşmaya niyetli Kürt İslamcılarına göz kırptığı söyleniyor. Nitekim, Antakya’da barındığı bildirilen Suriyeli Kürt İslamcı muhalif Ubed Musa, Türkiye’den silah desteği olursa savaşmaya hazır olduklarını bildiriyordu.
***
Şimdi, Suriye’de Batı Kürdistan diye adlandırılan bölgede Mesud Barzani ile PKK çizgisindeki Demokratik Birlik Partisi (PYD) arasında iktidar mücadelesine tanık olacağız. AKP’yi çuvallatan, PYD’yi hafife almış, potansiyelini görememiş olması. En az 10 yıllık bir geçmişi olan PYD, PKK çizgisinde oluştu ve olgunlaştı. Suriye Kürt Bölgesi’nde PYD dışında da Kürt partileri ve grupları var. Barzani, hem PYD’nin önünü alabilmek, hem de oradaki gelişmelerin dışında kalmamak için Kürt partilerini Erbil’e çağırdı ve birleştirdi. Barzani’nin kolladığı, Kürt partilerin kendi üst örgütlenmeleri, meclisleri var. Bir de PYD’nin parti ve dernekleri, bir araya getirdiği meclisi var. Bu iki Kürt meclisi, şimdi birlikte hareket ediyorlar. Şu anda PYD ile Barzani arasında iktidar mücadelesi, iktidar çekişmesi başladı denilebilir. Ancak, özellikle PKK, kendi elini güçlendiren PYD Suriyesi’nin Barzani’nin, dolayısıyla AKP’nin yönlendirmesine girişine izin vermeyecek görünüyor ve buna daha hazırlıklı.
Irak Kürtleri’nin Bağdat ile sorunları ise büyüyor. Özellikle Bağdat, Irak petrolünün merkezi olarak işletilmesini savunuyor ve Kürt bölgesindeki petrolü çıkarıp satan Barzani yönetimini sürekli uyarıyor. Barzani’ye, petrolün ticaretinde kolaylık sağlayan Türkiye’yi de eleştiren Bağdat yönetiminin, AKP rejimi ile ilişkileri de geriliyor.
***
Türkiye’nin Kürt illerinden de önemli destek ve dayanışma göreceğe benzeyen Suriye Kürdistanı, bölge coğrafyasında yaşanan kum fırtınası sonrasının yeni kum tepelerinden biri olarak dikkate alınmak zorunda.
RTE’nin “Eyvallah demeyiz” gibi bir çaresizlik ifadesi kullanmaktan başka bir şey yapamayacağı bir fiili durum söz konusu artık. Bu durumun Türkiye’deki Kürt siyasetinin elini güçlendirdiğini kimse reddedemez. Dahası, tam kontrolüne alamazsa da, Irak Kürt Bölgesi de Suriye Kürdistanı’nın ete kemiğe bürünmesinden memnun.
Irak, Suriye Kürt bölgelerinin birleşmesi ve buna Türkiye Kürt Bölgesi’nin dahil olarak Büyük Kürdistan’ın kurulacağı tezi, “mümkün, ama muhtemel olmayan” bir proje… Yine de, AKP rejimi ve benzer duruşu olanlar için bu bir karabasan, kâbus, bir tehdit...
Politik bilançoda da Suriye macerası, AKP için bir fiyasko, önemli bir puan kaybı…
Yorum Gönder