En az 559 gün, en çok 640 gün dağda teröristlerin
inlerinde yaşayan 8 kimi asker, kimi sivil görevliyi PKK serbest
bıraktı.
Terör örgütünün dağa kaldırdığı 8
kişinin K.Irak topraklarındaki teslim
töreninin daha önce Habur’da
yaşanan görkemli gösterilere benzememesini ısrarla “taraflara” duyuran Başbakan
Beyefendi’nin buyruğu yerine
getirildi.
Oysa Habur korkusu yersizdi.
Habur’daki gösterilere çanak tutan hükümetti.
Habur sınır kapısında “sayın önderin” emrini yerine getirdiklerini söyleyen teröristler, PKK örgütüne bağlı
olduklarını özenle vurgulayarak teslim oldular. Hükümet emriyle ayaklarına kadar
giden yargıçlara, savcılara oracıkta ifade verdiler ve...
….PKK’nin uzantısı BDP’nin, sair Kürt kuruluşlarının düzenlediği
görkemli törenlerle karşılandılar. Diyarbakır’a Apo
resmi, adı yazılı pankartlar, PKK bayrakları eşliğinde girdiler.
Kandil’den gelenler Kürt teröristlerdi. Karşılama törenlerini düzenleyenler
bölgesel Kürtlerdi ve amaçları PKK’yi kutsamak, yüceltmekti. Başardılar.
RTE Türkiye çapında tepkiyle
karşılandı.
Şimdi “Aman Habur’a benzemesin 8 tutsağın
teslimi” diyor.
Kim veya kimler, 8 görevlinin teslimini
Habur’a benzeyen görkemli
törenlerle karşılayacak? Kimin başarısı için törenler düzenlenecek?
“Önderliğin, yani
Apo’nun yazılı çağrısı ve PKK’nin Türkiye’deki
siyasal örgütü KCK’nin başarısını kutlamak
için mi” törenler düzenlenecek?
RTE’ninki zırva bir beklentiydi.
***
Örgütün propagandasını yapmayın diye
medyaya seslenen, aksini görünce saldıran Başbakan’ın yanılgısını kanıtlayan gelişmelere ve
suskun kaldığı PKK küstahlığına bakın:
Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 7 askerimizi şehit eden terör örgütünün
sorumluları arasında olan Baver
Dersim kod adlı
Süleyman Şahin, 8 kişiyi getiren PKK heyetinin
başında!
Sanki PKK heyeti, terör örgütünün değil de
düşman bir devletin askeri heyeti...
Heyetler arasında teslim tutanağı
imzalanıyor...
Elinde 7 şehit askerin kanı olan Süleyman
Şahin adındaki terörist utanmadan sıkılmadan 19 ay dağlarda tuttukları 8 kişinin
yanına gidiyor; “Bu iş bitti” diyor, tokalaşmak istiyor.
Dik duruyor 8 “tutsak”; eli sıkılmayacak
teröristin uzattığı eli geri çeviriyor!
***
Kimi açıklamaları bakan arkadaşları
tarafından yalanlanıyor ama nihayet hükümet adına konuşan Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın son olayla ilgili yorumunu ıska geçmemek
gerek. “Gelişmeler beklendiği gibi devam
ediyor!” diyor.
Washington uzantılı bilgi ve yorumlarıyla
dikkat çeken Aslı Aydıntaşbaş ise
Arınç’tan bir adım
önde.
Serbest bırakma olayı
Aydıntaşbaş’a göre, “Aylardır soyut kavramlar üzerinde yürüyen İmralı
sürecinde ilk somut adım”.
İkinci adım ne olacak? Yazmıyor,
yazılmıyor ama mırıldanmalara göre 21 Mart Nevruz günü İmralı öyle bir açıklama
yapacak, PKK’den öyle bir
davranışta bulunmasını isteyecek ki; umut bu ya. Kandil baş üstüne önder diyecek
ve şak diye silahları bırakacak, tasını tarağını topladığı gibi, yallah Irak
içlerindeki öteden beri yuvalandığı kampa!
Önderin istekleri elbette
Kandil’in başı üstüne. Amma
velakin Kandil, bizim de silah bırakırken öne süreceğimiz koşullarımız olacak
demeyecek mi?
Barışın önemli aşaması, bu kadar hızlı, bu
kadar kolay mı gerçekleşecek?
***
Kandil’in İmralı’ya yanıtını
içeren, şu sıra nerede, kimin elinde olduğu bilinmeyen mektubun içeriğinde neler
var acaba?
BDP heyetinin Kandil’de Murat
Karayılan’la beş saate yakın yan
yana, baş başa neler konuştukları bilinmiyor. BDP-Apo görüşmesi gizli kalmış
başka neler içeriyor? Kandil mektubu gibi PKK’nin Avrupa yakasına gönderilen mektuba yanıt
nerede?
Durmadan sürece olumlu destek atışları
yapan yazarlarımız da bu konularda bilgisiz...
İlk somut adımı izleyen 21
Mart’ta ikinci somut adım diye
diye sürekli destek atışındalar.
***
Bugün izlediğimiz oyunun ilk
perdesi:
Olan biten şeffaf mı şeffaf diye duralım, lakin neresinden
bakarsanız bakın, yaşanan süreç baştan aşağı gizemli.
İktidarın muhalefete, muhalif yazarlara ve
ulusal yararlara aykırı tutumundan söz ettiği medyaya RTE’nin komutu şu:
Ne olup bittiğini bilmeye
çalışma!
Baldıran zehiri cebinde, beyaz kefeni evde
Başbakan’ın gizli kapaklı
yürüttüğü çözüm sürecine kapa gözlerini ve destekle!
Yoksa? Ulusal bir kurtarıcı rolündeki
Başbakan dışında...
...Sen, ben, o! Hepimiz, yani baştan aşağı
partili partisiz muhalefet:
Hain!
Eleştirmenlere göre oyun bu aşamada
buyurgan baş aktöre, izindeki yazar çizer aktörlere yuhhh sesleri arasında
izleniyor.
Yorum Gönder