Hani amacınız faili meçhul cinayetleri aydınlatmaktı? Hani hedefiniz çeteleri
ortaya çıkarıp, yok etmekti? Hani “derin devletle” mücadele edecektiniz?
Çiller Özel Örgütü bütün kanıtlarıyla ortada, ama sesiniz
çıkmıyor?
İttihat Terakki dönemine kadar bile gittiniz ama 15 yıl öncesine gözlerinizi
kapatıyorsunuz!
NİMET BAŞ’IN MİSYONU
Çiller Özel Örgütü’nün varlığına, bu amaçla kurulduğu söylenen Meclis
Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda gözler kapatılmış önce. Milliyet’ten
Fikret Bila’ya röportaj veren Tansu Çiller, bakın bu gerçeği nasıl
da sergiliyor: “Sanıyorum Mehmet Şeker Bey sordu. Bu soru bana
yöneltilince Komisyon Başkanı sayın Nimet Baş orada bana bir not göndererek
‘Cevap vermeyin bunlar mesnetsiz iddialar’ dedi. Anlaşılıyor ki Sayın Nimet Baş
da Sönmez Köksal’ın belirttiği gibi gazete haberlerine dayalı bu raporun
mesnetsiz ve saçma iddialar taşıdığı sonucuna varmıştı ve kaale almamamı
istiyordu.” (Milliyet, 7 Ocak 2012)
Böylece Nimet Baş’ın da misyonunun ne olduğu somut olarak ortaya
çıkmıştır. Zaten Komisyonda bu dosyayı perdeleyen Nimet Baş, bir
röportajda, asıl hedefini açıklamaktadır: “28 Şubat süreci eğer bir yargılamaya
konu olacaksa, bunun en önemli aktörü dönemin Genelkurmay Başkanı’dır.”
(Milliyet, 7 Ocak 2012)
Anlaşılan Nimet Baş, eski Genelkurmay Başkanı Em. Org. İsmail Hakkı
Karadayı’nın tutuklanmamasını kabullenememiş!
SÖNMEZ KÖKSAL İMZALI RAPOR
Tansu Çiller’e göre dönemin MİT Müsteşarı Sönmez Köksal “Özel
Örgüt” raporunun “mesnetsiz ve saçma iddialar taşıdığını” düşünüyor.
Köksal için rapor mesnetsizse de kendi imzasını taşıdığını özellikle
belirtelim! Üstelik Köksal’ın raporla ilgili açıklamaları, rapordaki
olguları yalanlamamaktadır!
Kaldı ki raporun ortaya çıkma serüveni de ortadadır: Doğu Perinçek,
600 sayfalık bir klasörden oluşan Çiller Özel Örgütü dosyasını, örgüt
Susurluk’ta kamyona çarpmadan 16 gün önce, 18 Ekim 1996’da Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel’e sunuyor. Demirel dosyayı inceliyor ve “kişiye
özel” damgasıyla, 8 Kasım 1996’da Başbakan Necmettin Erbakan’a
gönderiyor. Başbakanlık Müsteşarı Kadri Keskin, “Başbakan, gerekli
araştırma yapılarak düzenlenecek raporun çok acele tevdiini emretti” yazısıyla
birlikte dosyayı MİT’e yolluyor. Dosyayı inceleyen MİT Müsteşarı Sönmez
Köksal, 17 Aralık 1996 günü 60 sayfalık raporunu Başbakan Necmettin
Erbakan’a sunuyor.
ÖZAL’DAN ÇİLLER’E DEVREDİLEN ÖRGÜT
Çiller Özel Örgütü raporunun yeniden gündeme gelmesi sonrası yapılan
açıklamalar, şu gerçekleri iyice berraklaştırmıştır:
1. 28 Şubat’ın asıl hedefi Çiller Özel Örgütü adını taşıyan
Gladyo’ydu. Nitekim Tansu Çiller, Fikret Bila’ya “28 Şubat’ın asıl
hedefi bendim” derken bu gerçeği doğrulamaktadır. Pentagon’un 28 Şubat süreciyle
ilgili belgelerinde “Türk Ordusu hizadan çıktı” saptamasının yer alması
bundandır!
ABD’nin 28 Şubat’ı, Truva atları marifetiyle sakatlamak ve darbeye
dönüştürmek istemesi, dersle doludur.
2. “Derin devlet” dedikleri Türk Ordusu değildir; Kontrgerilladır,
Gladyo’dur, SüperNATO’dur… Türk Ordusu’nun kimi mensupları da Gladyo üyeliği
yapmıştır ancak kurum bütünüyle Gladyo olmamıştır. Gladyo, ABD’nin Türk
devletini yönetme aracıdır ve üst düzey üyeleri çoğu zaman sivildir!
3. Çiller, doğru başbakandır ama daha önemlisi Özel Örgüt’ün
başıdır. Nitekim sonraki yıllarda hem Mehmet Eymür hem de Mehmet
Ağar, CIA ajanlığı da tartışılan Başbakan Çiller’in, MOSSAD’la gizli
görüştüğünü doğrulamıştır. Dahası Ağar, Özel Örgüt’ün silahları olan
“kayıp silahların” bu görüşmelerdeki anlaşmalarla alındığını belirtmektedir.
“Hani başbakanlar başbakanlarla, istihbaratçılar da istihbaratçılarla görüşürdü”
diye sormamız bundandır.
4. O dönemde Çiller’in başında olduğu Özel Örgüt, bugün de
başka liderlikler altında ayaktadır, faaldir. Üstelik Ergenekon tertibinin de
yürütücüsüdür. Tertip, bu nedenle “Türk Ordusu’nu yeniden hizaya sokma
operasyonu” olarak ilerlemiştir.
5. Ergenekon davasında 5 yıldır bir türlü örgüt bulunamamıştır çünkü
örgüt dışarıdadır ve bugün Yeşil Gladyo’dur!
Yorum Gönder