Dün Şike Mahkemesi denilen özel yetkili 16. ağır ceza mahkemesinin verdiği kararlar benim için hiç sürpriz olmadı. Çünkü; bu davanın en başından beri Fenerbahçe'yi ve Aziz Yıldırım'ı celandırmak için uydurulduğunu düşünüyordum. 12 Ekim 2011 tarihli 'Şike Değil Yıldırım Davası' başlıklı yazımda şöyle demiştim:
'Aziz Yıldırım'ı yok edebilmek için; Fenerbahçe üzerinden yürüyorlar. Bu nedenle; Aziz Yıldırım'ı cezalandırmak için Fenerbahçe'yi de cezalandıracaklar.'
4 Haziran 2012 tarihli 'Bu mahkeme Fenerbahçe'yi cezalandıracak' başlıklı yazımda da mahkemenin nasıl bir karar vereceğini ilan ediyordum: 'Sonucu şimdiden söylüyorum: Aziz Yıldırım'a ceza verecekler; o cezadan sonra da Fenerbahçe UEFA'dan ceza yiyecek; kulüp yeni bir bunalıma iteklenecektir.
(...)Karşımızda Türk işi bir Dreyfüs Davası var. Belli oluyor ki yazılan senaryo gereği Aziz Yıldırım'a ceza verecekler. Tanık ve kanıt olmasa bile...'
SİYASİ DAVADIR
4 Nisan 2012 tarihli 'Şike savcısına soruyorum' başlıklı yazımda; Kanal Türk'te Gökmen Özdenak'ın söylediği bir sözünü aktardım. Şike Savcısı Berk, Özdenak'a 'Arkamızda siyase destek olmasaydı, bu operasyonu yapamazdık.' demiş. Bunu birkaç defa tekrarladılar. Telegol'cülerin farkında olmadan itiraf ettikleri üzere; bu dava huhuk davası değil siyasi dava idi.
24 Şubat 2012 tarihli 'Şike iddianamesi çürütülmüştür' başlıklı yazıma bakın lütfen: 'Gerçeği görelim: *Operasyon, adli değildir siyasidir.
- Fenerbahçe'yi ele geçirmek isteyen odak; şike gerekçesiyle yola çıkmış; polisin organize suçlar şubesini, özel yetkili savcılığı, gazete ve televizyonları yönlendirerek kullanmıştır.
- Şike operasyonunun amacı Aziz Yıldırım'ı Fenerbahçe'nin başından uzaklaştırmaktı. Bu amaçla onu ağır bir suçtan hapse atmak ve hapiste tutmak lazımdı. İşte bu yüzden davayı 'suç örgütü'nden açtılar.
- Fenerbahçe lidersiz kalınca yere düşecek; sürünecek; işte o zaman odaktan birisi gelip 'Fenerbahçe'yi kurtaran adam!' pozunda kulübün yönetimini ele geçirecekti. '
Buna bir de Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın 'Çok ince ayarlı bir çalışma yapıyoruz!' sözü ekleyin. Mahkemenin verdiği cezalar; o çok ince ayarlı çalışmanın ne olduğunu ortaya koydu. Şu adalete bakın ki her şeyin içinde olduğu görülen Göksal Gümüşdağ 'suçsuz' çıkartıldı.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Başbakan Adnan Menderes ve iki arkadaşı hakkında idam cezası veren Yassıada Mahkemesi ne ise Aziz Yıldırım'a tanıksız, uyduruk belgelerle ceza kesen bu mahkeme de odur: Hukuki değil siyasi mahkeme...
HASIM GİBİ
27 Haziran 2012 tarihli yazımda 'Şike Mahkemesi Yıldırım'ın hasmı mı? ' diye soruyordum. Duruşmada; Aziz Yıldırım'ı, 'Bak seni dışarı atarım!' diye korkutan Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci'nin verdiği karar gösterdi ki bu sorum haklı imiş.
Sakatlanmış ceza kararını alelacele veren bu mahkeme; UEFA'da Disiplik Kurulu'na 'Biz Fenerbahçe'yi cezalandırdık, siz de cezalandırın!' demiş oldu.
Ana hedef bu idi...
Bu iddianameyi düzenleyen Savcı Mehmet Berk; görevden alındıktan sonra; 'Şike konusunda basına yansıyan haberlerin yüzde 90'ı yalandı!' demek zorunda kaldı. Ama ne acıdır ne acıdır ki karar işte o yüzde 90'ı yalan olan haberler doğrultusunda verildi.
Böylece Erman Toroğlu tipindeki Aziz Yıldırım hasımlarının dedikleri oldu.
Ortada adaletin bekçisi gibi dolaşan muhbirlerin yüzü güldü.
Hizmet, camia, cemaat her ne ise; bir kez daha 'Güç bizde!' dedi.
TAM DAYANIŞMA GÜNÜ
Ama Fenerbahçe düşmanı Yandaş Çete unutmasın ki bu konuda en son sözü yine Fenerbahçe söyleyecektir.
Taraftar; bundan sonra çok daha kuvvetli biçimde kulübü desteklemelidir. Aziz Yıldırım'ı gönderip kulübün başına çöreklenmeye çalışanlara karşı tavrını göstermelidir.
Ve Atatürk'ün kulübüne karşı kurulan bu komplonun hesabını sormayı; bir insanlık görevi gibi vicdanının kitabına büyük ve silinmez harflerle yazmalıdır.
Yorum Gönder