Geçtiğimiz Pazartesi günü “19 yıllık yalan” manşetiyle yaptığı haberde, Madımak katliamını gerçekleştiren katilleri aklamaya çalışan Yeni Akit, son olarak otelde yananların otopsi görüntülerine ulaştığını söyleyerek provokasyon yarattı. Gazete, katliamda yanarak ölenlerin aslında kurşunlanarak öldürüldüğünü yazarken, haberin yalan olduğu ise gazetenin haberde kullandığı fotoğrafın sahibi tarafından ortaya çıkarıldı.
Haberin yayınlanmasının üzerinden 19 saat geçmeden yayınlanan gerçek fotoğraflarla haber boşa çıkarılırken, “Kurşun izi olan fotoğrafları ele geçirdik” diyerek yayın yapan gazetenin, fotoğrafları 1995 yılında yayınlanan bir kitaptan aldığı ortaya çıktı. Gerçek fotoğrafların yayınlanmasıyla “kurşun izi ve akan kan” diye gösterilen görüntünün ise saç örgüsü olduğu anlaşıldı. Yeni Akit, haberin ardından CHP eski İstanbul milletvekili Çetin Soysal’ın Duyarlı Toplum Platformu adına yaptığı basın açıklamasına “kimseye pabuç bırakmayız” diye yanıt verdi. Asparagas olduğu kanıtlanan haberin üzerini örtmeye ve gericileri savunmaya devam eden gazete ikiyüzlü tavrını sürdürerek gerçeklerin açığa çıkmasını istediklerini öne sürdü.
Gazetecilik etiğini çiğneyerek yapılan bu haber ise, yeni islami/muhafazakar toplumun inşasını görev bilen gerici basının saldırgan kalemi Akit’in ilk provokasyonu değil.
Gericilerin günlük provokasyon bülteni
Yaptığı provokatif haberlerle sanatçıları, yazarları, gazetecileri ve toplumun aydın kesimini hedef almaktan bıkmayan Yeni Akit, internet yayınlarını sürdürdüğü habervaktim.com dahil hükümetin sözcülüğünü üstlenerek, iktidarın toplumun hesabına kestiği İslami şartlara uygun yaşam tarzına ve ahlak kurallarına aykırı ve muhalif buldukları her şeyi karalıyor ve hedef gösteriyor.
Sivas katliamı davasının ardından açıklama yapan Alevi örgütleri ve aydınlara “Eşkiya şehre indi” diye tepki gösteren gazete, kanser tedavisi gören Türkan Saylan hakkında hastalığı sırasında da saldırgan tutumunu sürdürmüş “Söverken turp gibiydi” diyerek saygısız ifadelerle haber yapmıştı. Yeni Akit, Saylan’ın ölümünün ardından ise, Ergenekon tarafından propaganda amaçlı öldürülmüş olabileceğini iddia etmişti.
Eski Erzincan Başsavcısı ve CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’e de saldıran Yeni Akit, Bilkent Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu'nun daveti üzerine katıldığı "Türkiye'de Hukuk Sistemi" konulu konferansta, "Türkiye'nin bütün temel sorunlarının altında gerici, sağcı, muhafazakar iktidarların" olduğunu söyleyen Cihaner’in sözlerini "Cihaner'den deli saçması" başlığı ile haberleştirmişti.
Meral Okay’a ölümünün ardından saldırdılar
Yeni Akit, geçtiğimiz Nisan ayında oyuncu ve senarist Meral Okay'ın vefatı üzerine de attığı manşetlerle sanatçıya saldırmıştı. Kanser tedavisi gören sanatçının ölümü üzerine “ O Kadın Öldü, Kocasıyla Aynı Kaderi Paylaştı” başlığını atan gazete, bu haberin hemen arkasından yaptığı başka bir haberde ise sanatçının bir röportajında ölümünden sonra yakılmak istediğini hatırlatarak, "O Kadın Camiye mi Gidecek Fırına mı?" manşetiyle ölümünün arkasından sanatçıyı hedef göstermeye devam etti.
Yaptığı bu çirkin haberlerle yetinmeyen gazete, köşe yazarları aracılığıyla da sanatçının ölümünün ardından saldırılarına devam etti. Ali Karahasanoğlu, sanatçının ölümünün ardından gazetesinin attığı manşeti savunarak Osmanlı İmparatorluğu’nun, “Valide Sultan” kavramını oluşturmuş bir medeniyetin sahibi olduğunu iddia ederek, “Kadınları köle gibi görüyorlardı derseniz, ‘ahlâklı’ olursunuz... Ama ölen kadına, ‘O kadın öldü’ derseniz, ‘ahlâksız’ olursunuz!” diye yazmıştı.
Gazete, sanatçıya ilk olarak Muhteşem Yüzyıl dizisi üzerinden saldırmıştı. Okay, dizinin yayınlanmaya başladığı günlerde gazetenin hışmına uğramış ve bunun üzerine bazı internet sitesi ve gazetelerce hedef gösterildiğini söylemişti. Gazete dizinin senaristlerinden Okay’ı, toplumun saygı duyduğu şahsiyetleri tahkir ettiği gerekçesiyle suçlamıştı.
Banu Güven’e Yeni Akit’ten ‘Osmanlı terbiyesi’
Hükümete muhalif duruşu sebebiyle NTV’deki işine son verilmiş olan gazeteci Banu Güven de Yeni Akit’in hedef kitlesi arasında yerini almıştı. Geçtiğimiz yıl, NTV’deki ARTI programına “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin senaristi Meral Okay ile II. Abdülhamid’in torunu Adile Nabi Osmanoğlu Tars’ı konuk eden Banu Güven, Okay’a övgüler dizdiği ancak hanedanın temsilcisi Tars’a karşı “dişi bir ejderha”ya dönüştüğü iddia edilerek Akit’in internet portalı habervaktim.com tarafından “NTV sunucusu Banu Güven’den Terbiyesizlik” başlıklı haberle hedef gösterilmişti.
Haberde Banu Güven, “programa kavga etmek için çıktığı”, “konuğuyla dalga geçtiği” ve “terbiyesizlik sınırlarında dolaştığı” savlarıyla karalanmıştı. Kendisinin de bir “paşa torunu”, “Osmanlı'dan hayli nasiplenmiş biri ve boğazın iki yakasının en yakın noktasında her sabah kahvaltısını yapabilecek kadar şanslı” olduğu, dolayısıyla Banu Güven’in Osmanlı adabına sahip olması gerektiği iddia edilmişti.
Yeni Akit Gazetesi’nin Osmanlı hayranlığını bir kez daha gösteren bu haber, esas olarak, Osmanlı hayranlarını kızdıran “Muhteşem Yüzyıl” dizisini savunduğu, Osmanlı hanedanının aile hayatına ve kutsallığına saldırdığı iddialarıyla Banu Güven’i açıktan ve adres göstererek hedef almıştı.
Tiyatrocular hedef tahtasında hep en önde
Önce İstanbul Şehir Tiyatroları üzerinde uygulanan baskılarla başlayan, daha sonra Devlet Tiyatroları’nı hedef alan sanatın gericileştirilmesi üzerindeki hamlelere Yeni Akit gazetesi ve internetteki yüzü habervaktim.com en başından beri yaptığı haberlerle destek verdi. İlk saldırılarına Beyoğlu Kumbaracı 50’de sahnelenen oyunlar üzerinden başlayan gazete tiyatroyu bir dönem yakından takip etti. Senaryosunu Özen Yula’nın yazdığı “Yala ama Yutma” adlı oyunu “Ahlaksız oyun'dan tahrik dolu mesajlar” manşetiyle topa tutan gazete oyunun başkahramanı olan meleğin bir porno oyuncusunun bedeninde vücut bulmasına tepki göstermiş, “Sağduyulu Müslümanlar, ahlaksız tiyatronun oynanmadan kaldırılmasını istiyor” sözleriyle oyunu suçlamıştı. Bu haberden sonra Kumbaracı 50’ye Beyoğlu Belediyesi mühür vurmuştu.
Habervaktim.com, ilk haberden birkaç ay sonra aynı mekanda sahnelenen ve bir travestinin yaşamını anlatan ‘Cadının Bohçası’ adlı oyunu işaret ederek, “transseksüel, kemalist ve feminist Esmeray kendi hayat hikayesini anlatacak. Stand-up gösterisinde feminizm propagandası yapılacak, bunun yanı sıra toplumun İslami değerlerine milliyetçilik yaftası yapıştırılacak” sözleriyle mekanı yeniden hedef göstermişti.
Gazete geçtiğimiz Mart ayında, Ferhan Şensoy’un “İşşsizler Cennete Gider” adlı oyununu da “Tiyatro değil, Hakaret oyunu” diyerek haber yapmıştı. Söz konusu oyunda Recep Tayyip Erdoğan’ın Ergenekon savcısına benzetildiği iddia edilerek, Erdoğan’a hakaret edildiği öne sürülmüştü. Habervaktim, aynı haberde Fethullah Gülen’e de ağır hakaretler edildiğini ileri sürerek oyunu karalamaya çalışmıştı.
Yazar ve şairler de Akit’ten nasibini aldı
Şair küçük İskender’in İstanbul Modern’deki “Sözünü Sakınmadan” programına davetli olması dolayısıyla “İstanbul Modern’de Küçük İ. Skandalı” başlıklı bir habere imza atan habervaktim.com şaire küçük düşürücü ifadelerle saldırmıştı. Haberde, “eşcinsel-Kemalist Küçük İ.” gibi haber etiğine yakışmayacak türde saldırgan ifadelerle hedef gösterilen küçük İskender, “şiirlerinde küfür kullanmayı alışkanlık haline getiren, masum dimağları kirletme projesinin Türkiye temsilcisi Küçük İ” şeklinde suçlanırken, şairin kimliğine ve siyasi görüşlerine sık sık olumsuz vurgu yapılmıştı.
Yeni Akit, “Allah’ın Kızları” isimli romanında “dini değerleri aşağıladığı” gerekçesiyle hakkında dava açılan ve davadan beraat eden Nedim Gürsel’in Paris Kitap Fuarı’na Türkiye’yi temsilen katılacak olmasına da içerlemişti. 26 Mart 2010 tarihli “Türkiye'yi bu adam mı temsil edecek” başlıklı haberdeki “Dinimize, mukaddesata hakaret eden, eşcinsel olduğunu kendi yazdığı kitabında söyleyen bir insanın Türkiye'yi temsil etmesinin büyük tepki toplaması bekleniyor” sözleriyle yazarı hedef göstermişti.
Topkapı Sarayı’nda “kutsal emanetler”e karşı “şarapçılar”
Müzisyenler de Yeni Akit gazetesinin saldırılarından kaçamayanlar arasında. 2009 yılında, İdil Biret’in The Whitehall Orchestra’yla birlikte Topkapı Sarayı Bahçesinde verdiği konser, haberden bir gün sonra İstanbul Alperen Ocakları tarafından linç girişimine sahne olmuştu. Konserden bir gün önce ‘Fahrettin Dede’ imzasıyla yayınlanan “Mukaddes avluda şarap küstahlığı” başlıklı haberle saldırı işaretini verdiği konsere kutsal emanetlerin yanında içki içildiği gerekçesiyle saldırılmıştı. “Tekbir” sloganları eşliğinde konserin afişlerini yakan saldırganlar olaydan sonra gözaltına dahi alınmamıştı. Gazete saldırı olayını, “Gençlerin Gülhane’de namaz kılarak tamamladıkları eylem olaysız bitti” diyerek haber yapmıştı.
Yeni Vakit, İdil Biret konserinden yaklaşık bir ay sonra Topkapı Sarayı bahçesinde Cem Mansur yönetimindeki Ulusal Gençlik Orkestrası’nın solist Ayla Erduran’la verdiği konsere gene ‘Fahrettin Dede’ imzalı “Kutsal mekanı meyhaneye çevirdiler” manşetiyle saldırdı. “Kutsal Saray'ı ikinci defa meyhaneye çeviren Organizatör Hakan Erdoğan konserde DJ'lik yaparken, orkestranın tam da akşam ezanı okunurken çalmaya başlaması dikkat çekti. Ezana saygı göstermeyen orkestranın tutumu, ecdadın kemiklerini sızlattı” sözleriyle Vakit, iki konserin organizasyonunu yapan Hakan Erdoğan’ı da doğrudan hedef göstermişti.
Duman da tehditkar bir şekilde uyarılmıştı
Duman adlı müzik grubunu “Rezil” adlı parçalarında İhlas Suresi’ndeki ‘Lem yelid velem yûled’ adlı ayeti ‘lem yelid ve löp yutar’ olarak değiştirmeleri dolayısıyla hedef gösteren gene Akit oldu. 14 Nisan 2009 tarihli “Duman Grubu’ndan İhlas Suresi’ne ‘Rezil’ saldırı” başlıklı haberde gruba doğrudan saldırılmasa da, mailler üzerinden gösterildiği iddia edilen tepkiler müphem bir üçüncü şahsın ağzından kaynak gösterilmeksizin aktarılmıştı.
“Allah'ın bir ayetini böylesi bir kinaye ile değiştirme cüretinde bulunan insanların yaşadığı ülke, Müslüman bir ülke… Danimarka'da yaşanan karikatür krizinin ardından ayağa kalkan dünya Müslümanlarının tepkisi acaba Türkiye'de yaşayan Müslümanları da harekete geçirir mi? Bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey var ki, Allah'ın ayetleri ile oynama, değiştirme veya alay etmek gibi fiiller bir ülkede ya da bölgede işlenmeye başlıyorsa Allah'ın gazabının yavaş yavaş gelmek üzere olduğudur…” cümlesiyle Duman’ı hedef gösteren haberin sonunda grubun şikayet edilmesi amacıyla albümü piyasaya süren Sony BMG şirketinin iletişim adresleri bile verilmişti.
(soL - Haber Merkezi)
Yorum Gönder