Ya Atatürk olmasaydı? - Uğur Dündar

Al­lah akıl fi­kir ver­sin der­ken, akil in­san­lar (!) top­lu­lu­ğu açık­lan­dı!
Bu ara­da akil in­san­la­rın, Os­man­lı dö­ne­min­de “He­yet-i Na­si­ha­” adıy­la gö­rev yap­tı­ğı or­ta­ya çık­tı!
Ulus­la­ra­ra­sı Hu­kuk Uz­ma­nı Prof. Hü­se­yin Pa­zar­cı, akil in­san­lar olu­şu­mu­- nun bir ben­ze­ri­nin, İn­gi­liz­le­rin iş­ga­li sı­ra­sın­da, “He­yet-i Na­si­ha­” adıy­la gö­rev yap­tı­ğı­nı açık­la­dı!
Ar­şiv­ler­de­ki bil­gi­le­re gö­re, Da­mat Fe­rit Hü­kü­me­ti dö­ne­min­de -tıp­kı bu­gün­kü gi­bi- 7’şer ki­şi­lik he­yet­ler ha­lin­de ça­lı­şan “He­yet-i Na­si­ha­”nın gö­re­vi, “ba­rı­şın an­cak İn­gi­liz­le­re ka­yıt­sız şart­sız tes­lim ol­mak ve on­la­rı kız­dır­ma­mak­la sağ­la­na­ca­ğı­nı­” hal­ka an­lat­mak­tı!
Ama İn­gi­liz­ler de, ha­in Da­mat Fe­rit de, bir he­sap ha­ta­sı yap­mış­lar ve Bü­yük Ön­der Atatürk’­ün esa­re­te baş kal­dı­ra­rak, Kur­tu­luş Sa­va­şı­’nı baş­la­ta­ca­ğı­nı dü­şü­ne­me­miş­ler­di.
* * *
Pe­ki ya Ata­türk ol­ma­say­dı?
Bu so­ru­nun ce­va­bı­nı, us­ta oyun­cu­lu­ğu­nun ya­nı sı­ra, için­den geç­ti­ği­miz şu kap­ka­ran­lık sü­reç­te­ki dik du­ru­şuy­la da mil­yon­lar­ca Ata­türk­çü­nün sev­gi ve say­gı­sı­nı ka­za­nan Müj­dat Ge­zen, ye­ni se­zon için yaz­ma­ya baş­la­dı­ğı “OL­MA­SAY­DI­” ad­lı oyun­da ve­re­cek.
Müj­dat Ge­zen Ti­yat­ro­su bu se­zon per­de­le­ri­ni, 10 Ka­sım 2012’de, “1881” oyu­nuy­la aç­tı. Bu oyu­nu iki kez ben, bir kez sev­gi­li Yıl­maz Öz­dil ve bir kez de Ece Sa­ru­han, kö­şe­le­ri­miz­den okur­la­rı­mı­za du­yur­duk. Oyun baş­la­dık­tan bu ya­na med­ya­da ne tek sa­tır bir ha­ber, ne tek ka­re TV gö­rün­tü­sü ya da bir fo­toğ­raf ya­yın­lan­dı! Bu­na kar­şı­lık bu se­zo­nun bi­let­le­ri 30 Mart ta­ri­hin­de tü­ken­di!
Bu müt­hiş il­gi, Ata­tür­k’­e du­yu­lan sev­gi ve say­gı­nın çok net bir ifa­de­siy­di.
Ata­tür­k’­e en bü­yük say­gı­sız­lık bu yıl ya­pıl­dı!
Ama Anıt­ka­bi­r’­de ka­tı­lım re­ko­ru da bu yıl kı­rıl­dı.
Ona olan eş­siz il­gi, ne ya­par­lar­sa yap­sın­lar, Ata­tür­k’­e bir şey ol­ma­dı­ğı­nı gös­ter­di.
Pe­ki kim ko­ru­yor bu in­sa­nı?..
* * *
Ge­le­lim ge­le­cek se­zon sah­ne­le­ne­cek “OL­MA­SAY­DI­” ad­lı ye­ni oyu­na…
Ka­dim dos­tum Müj­dat Ge­ze­n’­den, bu oyu­nun bir bö­lü­mü­nü siz sev­gi­li okur­la­rım­la pay­laş­ma­sı­nı ri­ca et­tim, kır­ma­dı gön­der­di.
İş­te “OL­MA­SAY­DI­”dan çar­pı­cı bir bö­lüm:
(Mus­ta­fa Ke­mal ve ar­ka­daş­la­rı­nı Sam­su­n”­a gö­tü­ren Ban­dır­ma Va­pu­ru­’nun, bir İn­gi­liz tor­pi­to­sun­ca ba­tı­rı­la­ca­ğı ha­be­ri alı­nır…)
M.KE­MAL: Ka­zım Bey, şu ge­mi sü­va­ri­si ile bir ko­nu­şa­lım.
KA­ZIM: Ke­mal Bin­ba­şı… İs­ma­il Hak­kı Kap­ta­n’­ı ça­ğı­rı­ve­rin bir zah­met.
BİN­BA­ŞI: Em­re­der­si­niz (ÇI­KAR)
M.KE­MAL: Bir is­tih­ba­rat al­dım. İn­gi­liz tor­pi­to­su Ka­ra­de­ni­z’­de bi­zi ba­tı­ra­cak­mış Ka­zım Bey.
KAP­TAN: Be­ni em­ret­miş­si­niz ko­mu­ta­nım.
M.KE­MAL: Bu­ra­da ko­mu­tan sen­sin İs­ma­il Hak­kı Efen­di.
KAP­TAN: Es­tağ­fu­rul­lah pa­şam. Si­zin ol­du­ğu­nuz yer­de bi­zim adı­mız okun­maz.
M.KE­MAL: Ama ben ge­mi sür­me­yi bil­mem. O işin us­ta­sı sen­sin. Şim­di söy­le ba­ka­lım, bu Ka­ra­de­ni­z’­e ka­çın­cı se­fe­rin?
KAP­TAN: İlk Pa­şam.
M.KE­MAL: İyi. Be­nim de! Pe­ki bu Ban­dır­ma hiç çık­mış mı?
KAP­TAN: Ha­yır Pa­şam, bu kırk­ye­di met­re­lik bir tek­ne. Da­ha çok Mar­ma­ra için kul­la­nı­yo­ruz. Pos­ta ge­mi­miz­dir.
M.KE­MAL: Se­nin­le böy­le ya­lı ya­lı gi­de­ce­ğiz.
KAP­TAN: Ka­ya­la­ra çar­pa­rız.
M.KE­MAL: Çar­pa­lım. Ba­tar­sak yü­ze­rek ka­ra­ya çı­ka­rız. Ama İn­gi­liz tor­pi­to­su ba­tı­rır­sa hiç şan­sı­mız ol­maz.
KAP­TAN: Pe­şi­miz­de mi?
M.KE­MAL: Pe­şi­miz­de. Ama onun ro­ta­sı bi­zim­kin­den fark­lı ola­cak. Çün­kü onun gö­zü ka­ya­la­ra çarp­ma­yı ye­mez.
KAP­TAN: Çok teh­li­ke­li.
M.KE­MAL: Teh­li­ke bi­zim işi­miz İs­ma­il Hak­kı.
KAP­TAN: Al­lah so­nu­mu­zu ha­yır et­sin.
M.KE­MAL: So­nu­muz ha­yır­dır…
(BU SI­RA­DA BİR GE­Mİ Sİ­RE­Nİ DU­YU­LUR. M.KE­MAL DÜR­BÜ­NÜY­LE AR­KA­YA BA­KAR)
M.KE­MAL: İn­gi­liz tor­pi­to­su… Ka­zım Bey, İs­tan­bu­l’­dan çı­kar­ken bi­zim ev­rak kon­tro­lü­müz ya­pıl­ma­mış mıy­dı?
KA­ZIM: Ya­pıl­dı Pa­şam. İş­te ev­ra­kı­mız. Bu da İn­gi­li­zin mü­hü­rü.
M.KE­MAL: Pe­ki bu ne?.. Ne ça­buk ye­tiş­ti?
(BİR SAN­DAL GE­Mİ­YE YA­NA­ŞIR. AL­TI İN­Gİ­LİZ AS­KE­Rİ İLE BİR İN­Gİ­LİZ YÜZ­BA­ŞI BAN­DIR­MA VA­PU­RU­NA ÇI­KAR­LAR)
İN­Gİ­LİZ YÜZ­BA­ŞI: Who is Mus­ta­fa Ke­mal?
M.KE­MAL: (BİR ADIM ÖNE ÇI­KAR) Mus­ta­fa Ke­mal be­nim.
YÜZ­BA­ŞI: (AS­KE­RİY­LE BİR­LİK­TE AY­NI AN­DA Sİ­LA­HI­NI ATEŞ­LER)
M.KE­MAL: (VU­RU­LA­RAK YE­RE İNER. ÖL­MÜŞ­TÜR)
(Dİ­ĞER Sİ­LAH AR­KA­DAŞ­LA­RI DA TE­KER TE­KER VU­RU­LUR­LAR… MÜ­ZİK YÜK­SE­LİR)
MED­DAH: As­lın­da bu oyun bu­ra­da bit­ti… He­pi­niz üç aşa­ğı beş yu­ka­rı ne­ler ola­bi­le­ce­ği­ni an­la­dı­nız. Ama is­ti­yor­sa­nız biz de­vam ede­lim ve eğer “O­” ol­ma­say­dı bi­zi ne­ler bek­li­yor­du onu gö­re­lim!..
(DE­VA­MI GE­LE­CEK SE­ZO­NA…)
* * *
“O”­nun yok­lu­ğun­da ne­ler olup bit­ti­ği­ni gö­rü­yo­ruz.
Bak­sa­nı­za, Da­mat Fe­rit uy­gu­la­ma­sı “He­yet-i Na­si­ha­” gö­re­ve baş­la­dı bi­le!..

SÖZCÜ

Yorum Gönder

Blogger
Facebook
Disqus

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget