ABD Genelkurmay Başkanı Org. Martin Dempsey’in Çin
gezisi dünya basınında oldukça yoğun ilgi gördü. Zira bu ziyaret Kore Demokratik
Halk Cumhuriyeti’nin ABD’yi “nükleer silahla” tehdit ettiği şartlarda
gerçekleşti.
Kısaca anımsatırsak: Kore DHC, Asya-Pasifik’i merkez alan yeni
savunma stratejisiyle Çin’i kuşatmaya başlayan ABD’ye karşı nükleer silah
göstererek bölgeyi savunmuştu. ABD önce bu hamleye yüksek perdeden yanıt verdi.
Ancak Washington, Kore DHC’nin ne kadar ileri gidebileceğini kestiremediği için
sonunda geri adım attı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Çin’e giderek hem
Pekin’le anlaşma yolu aradı hem de Kore DHC’ye “altılı görüşmeleri yeniden
başlatma” çağrısı yaptı.
İşte Martin Dempsey bu koşullarda Çin’i ziyaret
etti…
‘YENİ TİP ASKERİ İLİŞKİ’
Ziyaret Türk basınında genel olarak “ABD ile Çin arasında yeni tip
askeri ilişki dönemi başladı” şeklinde yorumlandı.
Zira Çin Genelkurmay Başkanı Org. Fang Fenghui ile
ABD Genelkurmay Başkanı Org. Martin Dempsey, iki ülkenin
“eşitlik, karşılıklı yarar, işbirliği ve ortak kazanç” ilkeleri temelinde “yeni
tip askeri ilişki” kurmaya hazır olduklarını açıklamışlardı. Nitekim görüşme
sonunda iki ülke, bu yıl insani afet yardımı tatbikatı ile Aden Körfezi’nde
deniz korsanlarına karşı mücadele tatbikatı yapacağını açıkladı.
Görüşme sonrası yapılan basın toplantısında Martin
Dempsey’in söyledikleri de bu “yeni tip askeri ilişkiye” vurgu yapıyordu. Dempsey, ülkesinin ulusal çıkarlarının Asya-pasifik bölgesinin
ekonomik gelişmesi, demografik yapısı ve güvenlik durumuyla sıkı bağı olduğunu
belirtiyor ve buna “yeni denge” diyordu.
Dempsey’e göre yeni dengenin özü sayılarla değil,
“üç daha fazla” ile ilgiliydi: “Daha fazla ilgi, daha fazla katılım, insan ve
donanım açısından daha fazla yatırım.”
ÇİN: ABD’NİN YARATTIĞI ÜÇ ENGEL
“Yeni dengenin” ne olduğunu anlamamızı sağlayacak verilere bakalım
şimdi de…
Çin Askeri Bilimler Akademisi Çin-ABD Savunma İlişkileri Araştırma
Merkezi Başkanı Yao Yunzhu, Dempsey’in ziyareti
sırasında iki ülke ordusu arasında, “ABD’nin yarattığı üç engel” olduğunu ilan
etti:
1. Tayvan sorunu. Çin ABD’nin
Tayvan’ı silahlandırmasını öncelikli sorun olarak görüyor.
2. ABD’nin Çin’i kuşatma hamleleri.
Çin, ABD’nin düşmanca davranarak çevresinde ve kendisine bağlı ekonomik
bölgelerde hava ve deniz gözetimi yapmasını ve çeşitli eylemlerde bulunmasını
“ikinci engel” görüyor.
3. ABD Kongresi’nin çıkardığı
kanunlar. Çin, ABD Kongresi’nin çıkardığı bazı kanunlarla iki ordunun
temaslarına sınırlama getirmesini ve hangi konularda temas kurulacağını
belirleyerek, iki ordu ilişkilerinde eşitsizlik yaratmasını “üçüncü engel”
olarak görüyor.
KARŞILIK VERİRİZ!
Çin ayrıca Martin Dempsey’in ziyaretinden hemen önce
Çin ordusunun stratejik hedefleri ve faaliyetlerini anlatan “Beyaz Kitap”ı da
yayımladı: “Yeni yüzyılla birlikte hegemonizm ve neo-müdahalecilik arttı.
Asya-Pasifik bölgesi önem kazandı. ABD bu bölgedeki güvenlik stratejisini
yeniden düzenlemeye gitti. Ancak Asya-Pasifik’te askeri varlığın artması
bölgedeki durumu daha da derinleştirdi.”
Çin’in asıl mesajı ise ordusunun temel felsefesini belirttiği
cümledeydi: “Saldırı olmadıkça saldırmayız, ama saldırı olursa da
mutlaka karşılık veririz.”
İLK MURAREBE TAMAMLANDI
Dolayısıyla artık “yeni tip askeri ilişkiyi” ve “yeni dengeyi”
yorumlayabiliriz:
ABD, Asya-Pasifik savunma stratejisiyle Çin’i kuşatmayı hedef aldı.
Washington iki yıldır bu stratejiye uygun olarak konumlanıyor. Çin’i kuşatacak
şekilde bölgedeki ülkelerle ilişki geliştiriyor.
Ancak Çin bu hamlelere hem yanıt verdi hem de kuşatılmayı
engelleyecek şekilde ikili ilişkiler geliştirerek hilal örülmesini
engelledi.
Böylece “büyük savaş” öncesindeki ilk büyük muharebe,
ABD’nin kazanamamasıyla sonuçlanmış oldu.
ABD, bu ilk muharebenin ardından daha fazla ileriye gitmeyi
“şimdilik” erteledi ve ikinci muharebeye hazırlık için “mola” verdi; yani “yeni
denge” sürecini başlattı.
Ancak “yeni denge” Washington açısından yeni bir çıkmaza işaret
ediyor. Zira “yeni dengeyi” etkileyecek zaman parametresi Pekin’in lehine…
Yorum Gönder