Önceki gün Hürriyet’te okudunuz: “Türkiye’den giden
binlerce silah son anda yakalandı.”
Dinçer Gökçe’nin haberine göre Türkiye’den Libya’ya
gönderilmek üzere yola çıkan bir gemide yapılan aramada 990 tüfek ve 410 tabanca
ile binlerce mermi ele geçirildi. El İntizar (Al Antisar) isimli geminin Libyalı
kaptanı ve silahları tedarik eden bir Türk tutuklandı.
Ancak haber eksikti. Çünkü geminin sahibi CIA’ydı ve silahlar da
Libya’ya değil, Suriye’ye gidecekti.
Nereden mi biliyoruz? Gelin arşive başvuralım.
PETRAEUS DEVREYE GİRDİ
El İntizar gemisini Aydınlık okurları iyi
anımsayacaktır:
21 Ağustos 2012’de “İnsani yardım gemisiyle Libya’dan militan
getirdiler” haberinin konusuydu El İntizar…
19 Kasım 2012 tarihli Ufuk Ötesi’nde, El İntizar’ın
sadece militanları değil, Suriye’ye sevk edilecek uçaksavar, RPG ve MANAD tipi
füzeleri de getirdiğini yazdık. Ancak İskenderun açıklarında demirleyen El
İntizar’ın İHH alıcılı “tıbbi malzeme” görüntülü 400 tonluk yükü, bazı
yetkililerin çıkardığı “yasal izin” problemi nedeniyle bir türlü
boşaltılamıyordu.
Devreye yükün sahibi ABD’nin Bingazi Büyükelçisi Chris
Stevens girdi ve Bingazi Konsolosu Ali Sait Akın ile
görüştü. Hatta o görüşme, Stevens’ın “son akşam yemeği” diye
basına yansıdı. Zira Chris Stevens, ABD elçiliğine düzenlenen
bir saldırıda üç diplomatla birlikte öldürüldü.
Sonra 2 Eylül’de CIA Başkanı David Petraeus
Türkiye’ye geldi ve El İntizar’daki yük 6 Eylül’de “yasallık” kazandı!
AKP DOĞRULAMAK ZORUNDA KALDI
Konu TBMM’de gündeme gelince dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin açıklama yapmak durumunda kaldı.
Bakan Şahin, Libya bandıralı geminin, 14 Ağustos’ta
İskenderun Limanı demir sahasına gelerek demirlediğini, 29 Ağustos günü
İskenderun limanına yanaşıp, Bingazi’den getirdiği 353 ton yükü boşalttığını,
alıcının da İHH Vakfı olduğunu açıkladı.
Geminin boş ve yolcusuz olarak 3 Eylül günü Türkiye’den ayrıldığını
söyleyen Şahin, 24 Libyalının izni konusunda da topu Dışişleri
Bakanlığı’na attı.
Bakan Şahin, ayrıca El İntizar’ı “balıkçı” gemisi
olduğu için denetlemediklerini söyledi.
11 Aralık 2012 tarihli Ufuk Ötesi’nde İdris Naim Şahin’e El İntizar’ın fiilen “balıkçı” gemisi
olamayacağını belirttik. Zira El İntizar, kendisinin de açıkladığı gibi yükünü
boşalttıktan sonra yolcusuz olarak Türkiye’den ayrılmıştı.
Demek ki 24 kişi mürettebat değil yolcuydu ve El İntizar da
Suriyelilere insani yardım diye avladığı balıkları getirmemişti!
AKP OPERASYONU BİLİYOR MU?
Şimdi artık şunları sormalıyız:
Daha önce Suriye’ye silah ve terörist götürmesine izin verilen El
İntizar’ın bu kez yüküne neden el kondu? El İntizar neden deşifre edildi?
Geminin 14 Ağustos 2012’de yük boşaltmasına AKP’ye rağmen izin
verilmemişti. Bugün de Tuzla operasyonu yine AKP’ye rağmen mi yapıldı?
Yoksa bu kez AKP hükümetinin bilgisi vardı ve operasyon başka
pazarlıklar için mi yapıldı?
GEMİ SURİYELİ’NİN, YÜK TÜRK’ÜN, SİLAHLAR
LİBYA’NIN
Bizi yanıtlara götürecek bir başka haberi anımsayarak bitirelim:
İstanbul’dan Libya’ya gittiği belirtilen bir gemi Ege’de fırtınaya
yakalanmış ve Yunanistan’ın Volvos Limanı’na sığınmıştı. Ancak bu esnada gemide
taarruz silahları olduğu ortaya çıktı!
İşin ilginç yanı şuydu: Resmi olarak geminin sahibi Suriyeli, yükün
sahibi Türk ve yükün gideceği adres Libya’ydı!
Yükün sahibi Cenk Barçın silahları doğruluyor fakat
“hepsi İçişleri Bakanlığı’ndan izinli. Bu bir resmi ihracat”
diyordu. (Hürriyet, 30 Ocak 2013)
Sonra bu silahların Libya’ya değil de, aslında Yemen’e gideceği
iddia edildi. Zira Yemen’de kısa aralıklarla tam üç kez Türkiye’den gelen
silahlar yakalanmıştı.
Gerçi Libya, Yemen ya da Suriye olup olmadığı artık fark etmiyor.
Zira ABD’nin “özel savaşında” kullanılan teröristler ve silahlar oradan oraya
dolaştırılıyor; tabii ölene kadar…
Yorum Gönder