"Evladı Fatihan", "Fatihlerin evladı" demektir. Evlat ise çocuklar anlamına gelir.
Paki kimdir Fatihlerin Çocukları?
Trakya ve Balkan Türkleri'dir.
Anadolu'dan
Avrupa'ya geçerek buraları fetheden Oğuz boyları; daha sonra bu
topraklara yerleştiler. Fetih kolay oldu. Çünkü; buralarda; Osmanlı
komutasındaki Oğuzlardan çok önce bugün Sarı Türkler denilen Kıpçaklar,
diğer bir adla Peçenekler bulunuyorlardı. Doğu Asya'da Yüeçi adıyla
bilinen Kıpçak Türkleri'ni Hun Yabgusu Mete Han MÖ 209'da yendi; Batı'ya
doğru sürdü. Bunlar Güneydoğu Avrupa'da yayıldılar. Macaristan'daki
Avar Türk Devleti'nden sonra bölgenin egemeni durumuna yükseldiler.
Bunlara Avrupa'da Kuman denilmektedir. Yaşadıkları yerlerden olan
Romanya'nın eski adı Kumanya idi...
Bir de Horasan Erenleri de
denilen Anadolu'yu Türkleştiren Bektaşi dervişleri vardı. Bunlar;
Yeniçeri ordusunun içinde duacı olarak Rum İli'ne gittiler. Oradaki
yerli halkları ikna ettiler. Askerin kılıç fethini; onlar gönül fethiyle
tamamladılar.
Prof. Ömer Lütfi Barkan'ın "Kolonizatör Türk
dervişleri" dediği dervişler büyük ölçüde; Alevi kimlikli ve Batıni
yorumlarla İslam'ı yumuşatan dervişlerdi.
Ama bunlar kolonizatör olamadılar. Çünkü gönül insanları idiler...
MÜEZZİNOĞLU
Yeni
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Rum İli Türklerinden... Tipinden
belli ki Kıpçak Türk'ü... Yani Sarı Türk... O bir Kuman... Tıpkı
Mustafa Kemal gibi... Kıpçaklar'a Ruslar Poloves, Plonyalılar Plavcı,
Araplar Sakalibe (Saklap), Almanlar Flaven (Flaman) demişlerdir.
(Ayrıntılar için TÜRK KİMLİĞİ isimli kitabımıza bakabilirsiniz. s. 366
vb..) Bunlar Hıristiyan olduktan sonra büyük ölçüde erimişlerdir.
Bir
evlad-ı fatihan olan Sayın Müezzinoğlu tuttu; Türkiye Cumhuriyeti'nin
adını Sağlık Bakanlığı'nın alt birim tabelalarından sildirme kararı
aldı.
Rum İli'nde, Balkanlarda; milyonlarca Türk'ün 1828'lerden
itibaren katledildiğini; milyonlarcasının sürüldüğünü en iyi o biliyor. O
kıyılan ve sürülenlere kucak açan; kıyıcıları püskürten de bu T.C.
Sayın Bakan, halkın tepkisi karşısında geri adım attı. Ah hiç olmasaydı o karar...
DOKTORLAR PERİŞAN
Bu köşede ikide bir yazdım. Son on yılda doktorların durumu; en azından psikolojik ve sosyal olarak çok gerilere gitti.
Çünkü eski bakan Recep Akdağ, sağ olsun; doktorları tuttu; seçmenin önüne attı. "Vurun abalıya!" dercesine...
Yetmedi; onların ekonomik olanaklarını kısıtlamak için zorlama düzenlemeler; yasalar çıkarttırdı.
Üniversite
hocaları ile cenk ederek onları küstürdü. Şu sıralarda tıp fakülteleri
boşalmış durumda. Çünkü; yetişmiş hocalar, Sayın Akdağ ile mücadele
edemeyip tıp fakültelerinden ayrıldılar; özele gittiler.
Bu sorun olduğu gibi duruyor...
Yeni Bakan önce bu sosyopsikolojik çöküntüyü ve idari çöküntüyü düzeltmeli idi.
Bir de doktorların emeklilik işi var.
Rezalete bakın... Uzman bir doktor emekli olunca 1500 TL emekli maaşı alıyor.
Bir uzman yargıç emekli olunca 4000 TL alıyor.
Ey evlad-ı fatihan Müezzinoğlu!
Komuta ettiğin hekim ordusu perişandır. Önce onların özlük haklarını ve statülerini düzelt.
Ve Balkanlarda at koşturan dedelerini; o fatihleri asla unutma...
POLİSE SELAM
168. kuruluşunu kutlayan Türk polisini selamlıyorum.
Ama çoluğun çocuğun üstüne ırmak gibi gaz fışkırtan o grubu ayırarak.
Gece
evimizde rahat uyuyorsak... Sokakta; şehir zebanileri karşısında teslim
bayrağı çekmiyorsak bunda adliyeden önce polis teşkilatının etkisi
vardır.
Başta Sayın Hüseyin Çapkın'ın yönetiminde çok başarılı
işler yapan (gazcıları saymıyorum) İstanbul polisi olmak üzere, bütün
polis kardeşlerimin gözlerinden öpüyorum.
İnşallah; sendikanızı da en kısa sürede kurar; köle gibi çalıştırılmaktan bir an önce kurtulursunuz.
Yorum Gönder