BAHARIN son haftaları, Meclis
tatilinden sonra başlayacak olan siyasal dönemin gelişmeleri konusunda ilginç
bazı ipuçları verebilir. O dönem, 2014 ve 2015 yılları boyunca kısa denebilecek
aralarla üç önemli yarış öncesinde partilerin kendi içlerinde derlenip
toparlanmalarını gerektirecek.
İlk yarış ya da sınav, gelecek yılın martına
rastlayan yerel seçimler. “Yerel” deyip geçmeyelim; partilerin örgütlerine
çekidüzen verecek olan o seçimlerdir. Arkadan gelen cumhurbaşkanlığı seçimi ve
genel seçimler konusunda hayli önceden bir fikir verebilecek olan da o yerel
seçimlerdir.
Şimdiden
partilerin güçleri ve elde edecekleri sonuçlar konusundaki tahminler o tarihe
kadar yaşanacak durumlara ve çıkarılacak adaylara göre değişiklikler
geçirebilir. Ayrıca, yereldeki başarı dereceleriyle genel seçimlerdeki başarılar
birbirinden farklı olabilir. Bu bakımdan birbirine en yakın sonuçların
AKP’de görüleceğini şimdiden
söylemek pek yanlış olmaz. Partinin genel politikası doğrudan doğruya, nerede
olurlarsa olsunlar seçmenlere verilecek hizmetlerin neredeyse maddi denebilecek
niteliklerine dayalı olduğu için genel ve yerel seçimlerdeki başarı
derecelerinin birbirine yakın olması doğaldır.
Buna karşılık iç güvenlik,
terör, dış politika ve özellikle de adalet ve yargı hizmetleri bakımından AKP
oyları arasında yer yer ve değişik nüfus kesimlerine göre değişen büyük farklar
görülmesi de beklenmelidir.
Ama,
iktidar partisi için yapılabilecek tahminlerden daha çok önem taşıyan ve buna
karşılık önceden kestirilmesi de en zor olan, muhalefetçe alınacak oylardır. Hem
ana muhalefet olarak hem de irili ufaklı öbür muhalefet partileri
için.
Kısaca söylemek gerekirse, o yelpazenin kanatları
açısından bugün görünen ve pek de parlak olmayan durumun değişmesi ve yakın
gelecek açısından umut verici olabilmesi 2014 Mart’ına kadarki süreçte bu partilerin şimdiki
kusurlarından sıyrılıp işsizlik ve geçim sıkıntıları gibi sorunlara ciddi
çözümler getirmelerine ve onların gerçekleştirilmesi için ciddiyetle
çalışacaklarına ilişkin bir güven izlenimi vermelerine bağlıdır. Ne yazık ki, bu
kesim açısından en açık gerçeklik de bu ciddiyet ve güven eksikliğiymiş gibi
yaygın bir kanı var. O giderilmezse büyük başarı da beklenemez elbet.
Yorum Gönder