Ömer Hayyam Yasaklanmadan - Zeynep Oral

Hiç belli olmaz. Bakarsınız yakında Ömer Hayyam’ı tümden yasaklarlar! Gidişat öyle... En iyisi ben şimdiden sizlerle sevdiğim dörtlükleri paylaşayım.
Ülkemizde, “Rubailer”in birçok çevirisi ve yayını var. Ben, “Hayyam çevirileri bir çeşit tiryakilik oldu benim için” diyen Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirisinden seçtim (İş Bankası Yayınları-Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi). Eyüboğlu’nun önsözleri de harika... Hepinize keyifli okumalar: Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, ikiyüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun ama,
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?


İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para
Hırka, tespih, post, seccade güzel:
Ama Tanrı kanar mı bunlara?


Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle
Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.


Benim varlığım senin yaptığın bir nakış;
Türlü garip renklerini hep senden almış;
Kendimi düzeltmeğe nasıl varsın elim:
Senden güzelini yapmak bana mı kalmış!
Yetmiş iki ayrı millet, bir o kadar da din!
Tek kaygısı seni sevmek benim milletimin;
Kâfirlik Müslümanlık neymiş, sevap günah ne?
Maksat sensin, araya dolambaçlar girmesin.

Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı;
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?


Bir testici gördüm, çamur içindeydi:
Ayağı çarkında, elinde bir testi;
Testinin başında bir yoksulun ayağı
Kulpunda bir padişahın kellesi


Baharlar yazlar geçer sonbahar gelir;
Ömrümün yaprakları dökülür bir bir;
Şarap iç, gam yeme, bak ne demiş bilge;
Dünya dertleri zehir, şarap panzehir


Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde.


Girme şu alçakların hizmetine:
Konma sinek gibi pislik üstüne.
İki günde bir somun ye, ne olur!
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme!


Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin.


Öldük, dünyayı şaşkın bırakıp gittik;
Yüzlerce incimiz vardı delinmedik.
Sersemliği yüzünden bilgisizlerin
Renk renk düşünceler kaldı söylenmedik.


Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı helalı karıştırmam:
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğimiz su bile haram.


Bugünlük bu kadar. Sabahattin Eyüboğlu’nun dediği gibi: “Ne mutlu düşündüğünü onun kadar rahat söyleyebilene.” Korkmadan... Hiç korkmadan...
NOT- Geçen pazar, çoktan yıkılmış Arena Tiyatrosu’ndan söz ederken “Sezar ve Kleopatra” oyununda Yıldırım Önal diyeceğime, Kerim Afşar demişim! Dil sürçmesi, bellek sürçmesi! İki usta oyuncu hayatta olsalar güler geçerlerdi. Ben kahroldum! Hepinizden özür dilerim. Yanlışımı fark edip beni uyaran dikkatli okurlara da çok teşekkür ederim.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget