Demokrasiye 'Son Darbe' - Atilla Kart

Demokrasiye 'Son Darbe' - Atilla Kart
Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında, Başbakan ve AKP sözcülerinin belli dönemlerde yaptıkları müdahalelere rağmen, demokrasi adına önemli kazanımlar gerçekleştirilmiştir.
*
Temel hak ve özgürlükler konusunda, parlamenter sistemin “işlevi ve işlerliği, sosyal ve ekonomik haklarda” somut düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında, “eşitlik, laiklik, inanç çoğulculuğu, Diyanet yapılanması” gibi demokrasinin özünü teşkil eden temel kavramlar konusunda ise, AKP’nin “engellemeleri” sebebiyle ilerleme sağlanamamıştır.
*
Bu süreç yaşanırken, AKP 2012 yılı sonunda, diğer 3 partiden farklı olarak, hükümet modeli olarak “başkanlık sistemini” esas alın önermesinde bulundu.
Klasik başkanlık sistemi anlayışıyla “uzaktan-yakından” ilgisi bulunmayan, Türkiye’nin anayasal kurumlarını, “yasama-yargı-yürütme” yapılanmasını doğrudan “başkan”a bağımlı hale getiren bu taslak öneri sebebiyle; Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları 2013 yılı başından bu yana “temposunu önemli ölçüde” kaybetmiş durumdadır.
Komisyon üyeleri arasında bile, taslak metnin ortaya çıkarılabileceği konusundaki “umut ve beklenti” her geçen gün azalmaktadır.

AKP komisyonu terk etmek istiyor
AKP, Uzlaşma Komisyonu’nu terk etmek istemekte, ancak kamuoyunu tatmin edecek bir gerekçe yaratamadığı için bu düşüncesini hayata geçirememektedir.
Aydın ve duyarlı kesimin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu zeminini önemsemiş olması ve buradan bir mutabakat beklentisi içine girmiş olması, AKP’yi frenlemektedir. AKP, komisyonu terk etmenin “zamanlamasını ve gerekçesini” yaratma dönemindedir.
*
“CHP’nin demokrasi” düzenlemeleri konusundaki “kararlı ve tutarlı” tavrı, AKP’nin öngöremediği bir husustu.
CHP olarak, demokrasi anlayışımızı komisyon kayıtlarında dile getiriyoruz. Bu kayıtlar aynı zamanda CHP’nin “anayasa müktesebatı” olarak geleceği intikal edecektir. Bu çalışmalar yapılırken, bir taraftan da AKP’nin “sakat demokrasi” anlayışını “bloke ediyor, sorguluyor ve bu karakteristiği” kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu sebepledir ki, CHP’nin bu tavrı karşısında, AKP sözcüleri “CHP olmasa, anayasa çalışmalarını şimdiye kadar çoktan bitirmiştik…” diyerek, kendilerince “sızlanmakta” ve “biz”i hedef göstermektedirler.

Muhtemel gelişme
Bu süreçte yaşanması muhtemel bir diğer vahim gelişmeyi, “Cumhuriyet gazetesi” aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmak ve kamuoyunu bu anlamda bilgilendirmeyi görev telakki ediyoruz.
l
AKP, kendi anayasa taslağını hayata geçirmek için “her yol ve yönteme” başvuracak bir Makyavelist anlayışa sahiptir. Bir taraftan, “içi idari uygulamalar ve yasal düzenlemelerle boşaltılmış” olan laikliği, anayasal düzeyde de boşaltmak istemekte; diğer taraftan da geçen 10 yılın “onlarca yolsuzluk olayından yargılanmamak için” Başbakan ve yönetim kadrolarına “anayasal koruma” sağlamak...
l
AKP açısından, anayasa çalışmalarındaki 2 temel hedef budur.
Bu hedefe ulaşabilmek için; Anayasa’nın 175. maddesinin “değiştirilmesi” zorunluluğu vardır. Şu anda mevcut olan “2 tur görüşme, 330-367 kademelendirmesi, gizli oy” ilkeleri AKP için ciddi engel teşkil etmektedir.
Bu sebeple, 2 tur’un 1’e indirilmesi, 330-367 kademelendirmesinin kaldırılarak “330 sınırının” getirilmesi değişikliği gündeme gelecektir. En önemlisi ise, “gizli oy” yerine “açık oylama” usulüne dair yapılacak olan değişikliktir.
*
Bu yöndeki muhtemel bir girişim, en başta Türkiye’nin “kritik noktada” olan toplumsal barışının hükümet eliyle “torpillenmesi” anlamına gelecektir. Hükümet bu yolla sunacağı 2-3 maddelik anayasa değişikliği teklifiyle, bundan sonra yapılacak anayasa değişikliklerinin “yol ve yöntemini” değiştirecektir. Mevcut anayasadaki “sıkı şekil şartlarını” ortadan kaldıracak, “gizli oy” yerine “açık oy”u getirerek anayasa değişikliğine karşı çıkması muhtemel olan milletvekillerini de böylece kontrol altına almış olacaktır.
*
Bir başka ifadeyle; hiçbir gelişmiş demokraside örneği olmayan “açık oy, gizli tasnif” usulünü anayasaya taşıyacaktır. 10 yıl boyunca yasa yapma tekniğinde uyguladığı “torba kanun” uygulamasının örneğini anayasada da hayata geçirmek isteyecektir.
AKP’nin anayasa taslağında ve AKP sözcülerinin muhtelif değerlendirmelerinde, açıkladığımız bu öngörülerin dayanakları görülmektedir.
Bu yöndeki bir gelişmeyi tasavvur etmek istemiyoruz. Türkiye’nin demokrasi kazanımlarını ve toplumsal barışını “tümden yok edecek” bu yöndeki bir girişim, açık olarak ifade ediyoruz; “demokrasiye nihai darbe” niteliğinde olacaktır. Kamuoyunu ve sorumluluk sahibi aydınlarımızı şimdiden bilgilendirmek gereğini duyuyoruz.
*
AKP’yi de bu anlamda uyarıyor; kişisel ve siyasi hırsları uğruna Türkiye’nin toplumsal barışını riske sokmadan, anayasa sürecinin mutabakatla sürdürülmesi için sorumluluğa davet ediyoruz. Şekli anlamda mevcut olan hükümet istikrarına ve 11 yıllık yönetime rağmen; Türkiye’nin temel sorunlarını neden çözemediklerinin muhasebesini yapmaya davet ediyoruz.
*
Türkiye’yi yönetilemez hale getiren “kifayetsiz ve muhteris kadroların”; demokrasiyi inşa etmelerinin, toplumsal barışı tesis etmelerinin mümkün olmadığı acı tecrübelerle ortaya çıkmıştır. Türkiye; toplumsal anlamda “daha ağır bedeller” ödenmeden, “anayasal ve meşru zeminler” içinde bu kritik dönemi aşacak “birikime ve sağduyuya” sahiptir.
*
Bu anlayış ve değerlendirmelerle Uzlaşma Komisyonu çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

Atilla Kart CHP Konya Milletvekili

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget