Kürdistan (Kürt) Teali Cemiyeti - Özdemir İnce

Ağızlarının suyu akarak tarihle yüzleşme seferlerine, cihadlarına çıkıyorlar ama hiçbirinin aklına “Kürdistan (Kürt) Teali Cemiyeti” gelmiyor. Aceba neden?  
Kürdistan ya da Kürt Teali Cemiyeti Osmanlı Devleti’nin son döneminin en hain siyasal oluşumlarından biri. İlk üçe girer. Bu konuda son on yılda benden başka birinin özel yazı yazdığını, yazılarında değindiğini anımsamıyorum.Her önüne gelen Kürt sorunundan söz ediyor ama hiç kimse Kürtistan Teali Cemiyeti’nin adını anmıyor. Sadece romancı Erendüz Atasü (Cumhuriyet, 04.04.2013) kısa da olsa değindi. Bunu da şükür.
Bir önceki yazıma, “30 Aralık 1918’de kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin yapıp-ettikleri bilinmeden Kürt Sorunu’nu doğru değerlendirmenin olanağı yoktur” diye başlamıştım. Şimdi, 8 yıl öncesine dönelim ve Hürriyet gazetesinde (16.09.05) yayınlanan “Kürdistan Teali Cemiyeti” başlıklı yazımı okuyalım :

Kürdistan Teali Cemiyeti!

Kuruluş Tarihi: 17 Aralık 1918. Kuruluş yeri ve merkezi: İstanbul, Cağaloğlu ‘İçtihat Evi’ yanında.
Kurucu ve yöneticiler: Reis, Seyyit Abdülkadir Efendi (Şeyh Abdullah Efendizade), Hüseyin Şükrü (Baban) Bey (Genel Yazman), Dr. Şükrü Mehmet (Sekban) Bey, Muhiddin Nábi Bey, Babanzade Hikmet ve Aziz Bey.
Tarık Zafer Tunaya, Hürriyet Vakfı Yayınları (1986) tarafından yayınlanan ‘Türkiye’de Siyasi Partiler ( Cilt: II, Mütareke Dönemi) adlı kitabında bu konuyla ilgili olarak şunları yazıyor:
‘Yöneticilerin isimleri burada tamamlanmıyor. Bu isimleri Ord. Prof. Şükrü Baban’la 1 Temmuz 1976 tarihli konuşmamızda saptadık. Tam listeyi saptamak olanağı bulamadık. Kurucu,yönetici, faal üye olarak şu isimlerin de eklenmesi gerekir: Kâmran Âli Bedirhan,Necmettin Hüseyin, Kürt Amele Reisi Reşit Ağa, vb.’ (S.186-187)

Bölgeye ve soruna egemen olmak!

İşgal ve parçala(n)ma girişimleri Mütareke (Mondros Mütarekesi) döneminin siyasal yaşamı üzerinde etkili olmuşlardır. Bu ortam Doğu ve Güneydoğu’nun Kürt asıllı feodallerini ve politikacılarını da harekete geçirmiştir. Kürdistan davasının bazı temsilcileri de, Osmanlı mirasını kapışma furyası içinde, kendilerine hem pay, hem de koruyucu aramışlardır. Bölgeye ve sorunlarına egemen olmak,İngiliz politikasının ana çizgisidir.Bu politikanın bölgesel ajanları olarak yeni Lawrence’ler sahneye çıkartılır. Sınırlarını İngiltere’nin çizeceği Kürdistan devleti için Şeyh Mahmut Elberzenci ile diyalog kurulur. (S.187-188)

İngilizlere derin itimat!

İngiltere’de aradığı koruyucuyu bulan Kürdistan Teali Cemiyeti (KTC),ayrılıkçı ideolojisine bağlı olarak Ermeniler tarafından ‘tehcire uğramış Kürtlerin’ yerlerine döndürülmesini, Kürdistan’a Kürt memurların atanmasını istemiştir. İngiliz kontrolü altında kurulmuş olan Kürt hükümetiyle ilişki kurmak için çalışmalar yapmıştır.
KTC, amacının ancak Sevr Antlaşması’yla gerçekleşebileceği kanısında olduğu için, özellikle Güney Anadolu ve Irak bölgesine egemen olan İngilizlerden yana olmuştur. Bu nedenle İngilizlere ‘derin ve samimi bir itimatla’ bağlanmayı öngörmüştür. Anadolu’da şubeler açarak ‘Câmia-i Osmaniye’den ayrılma isteği ve İngilizlere yönelik eylemleri İstanbul hükümetlerini kızdırmıştır. Cemiyet, kendisini Kürt davasının tek ve gerçek temsilcisi saymış, İstanbul’a gelen Amerika heyetiyle bu sıfatla ilişki kurmuştur. (S.191)

Sevr’le İngiliz’e tam bağımsızlık!

Kürdistan Teali Cemiyeti,Ermenistan’ın kuruluşunu tanımış,Sevr Andlaşması kanalıyla İngilizlere tamamen bağlanmıştır (S.196-197). Cemiyet bu haliyle PKK’nın ilham kaynağı olmuştur.Kürtler için Cumhuriyet’in iki kurucusundan biri olmak zırvasını savunanların, Tarık Zafer Tunaya’nın adını verdiğim kitabından ‘Kürdistan Teali Cemiyeti’ bölümünü okumalarını salık veririm.]

7 yıl 7 ay 24 gün sonra!

Kürdistan Teali Cemiyeti ile PKK arasında kimse devamlılık ilişkisi kurmadığı için, 7 yıl 7 ay 24 gün sonra konuya dönmek zorunda kalıyorum.
Koçgiri (1921) ayaklanmasında baş rol oynamış olan Baytar Nuri (Dersimî) Kürt Teali Cemiyeti üyesidir. Aynı Baytar Nuri Suriye’de kurulmuş olan, 2.Ağrı İsyanı’nın (1927) kışkırtıcısı ve Ermeni işbirlikçisi Hoybun Cemiyeti’nin yöneticisidir.
Bu arada kuşkusuz Said Nursî’yi unutmamak gerekir. Said Nursî, İstanbul’da,Kürt Neşr-i Maarif Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer almıştır. (Türkiye’de Siyasi Partiler, Cilt II, s.215) İngiliz Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Bağdat’tan yazılan gizli raporda, Kürtleri Türklere karşı kışkırtarak ayaklandırmak amacıyla kurulmuş olan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kurucuları arasında Said Kürdî (Nursî)’nin de adı geçer.
Kürtçü ve İslamcı Altan Tan Kürt Sorunu (Timaş) adlı kitabında Kürt Teali Cemiyeti’nin ihanetlerinden hiç söz etmez ama gerçek dışı, zihin bulandırıcı şeyler yazar ve kirli çamaşırları yıkamaya çalışır. Güya Cemiyet’in radikal kanadı Bedirhanîler Osmanlı devletinden ayrılmaktan yanaymış, ama Seyyid Abdülkadir’in temsil ettiği İslamcı kanat Türklere yardımcı olmuş. Güya Seyyid Abdülkadir, Sèvres’e karşı çıkmış (s.159).
Peki, Paris Konferansı’nda Ermenilerle anlaşan Şerif Paşa’yı destekleyen Şeyh Seyyid Abdülkadir değil mi? Altan Tan, Baytar Nuri’yi (M.Nuri Dersimî) tanık göstererek şöyle yazıyor: “Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı boyunca bütün güçleriyle birlikten ve beraberlikten yana tavır koyan Seyyid Abdülkadir ve oğlu, 1925’te Şeyh Said Hareketi’nde isyan ile ilgili, tesbit edilen hiçbir katkıları olmamasına rağmen idam edildiler.” (s.159)
Şıracının tanığı kim? Koçgiri Ayaklanması’nın ikinci adamı Baytar Nuri. Seyyid Abdülkadir kim? Kürt Teali Cemiyeti’nin kurucu başkanı.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget