PKK’nın uzun ismi “Kürdistan
İşçi Partisi”dir. Nihai hedefi de bağımsız bir
Kürdistan devleti
kurmaktır. Terör örgütünün silahlı kanadının Irak’ın kuzeyine
çekilme kararı, onların terörden ya da hedeflerinden vazgeçtiği
anlamına gelmez. Elinde silahı Türkiye Cumhuriyeti’ne
doğrultmuş, “Bu isteklerimi yerine
getirmezsen eylemlere
başlayacağım” diyor. Olayın bu yönü görülmeyip ‘terör bitti’ diye seviniliyor. Teröre, 1999’da olduğu gibi sadece ara verilmiş
oldu.
Terör örgütü, özel timlerin
kaldırılmasını, köy koruculuğu uygulamasının son
bulmasını
bugün değil yıllardır istiyor. İyi yetişmiş özel timlerin ne zaman
karşılarına çıkacağı belli olmadığı için korkarlar. Köy ve
mezralara rahat girmelerinin
önündeki engel de aralarında zaman
zaman hainler çıksa da köy korucularıdır.
Güneydoğu’da halen maaşlı görev yapan 46 bin 185 korucu
var. Gönüllü korucu sayısı da 20 bin civarında. İlginçtir, devlet
bir yandan Güneydoğu’dan asker çekiyor ama geçen ay 2 bin civarında
köy korucusunun
göreve başlatıldığını öğreniyorum.
“Sakın ateş etmeyin” uyarısı
Asker durumu biliyor. Teröristi görse görmeyecek,
operasyona çıkmayacak, onlar ateş etmedikçe karşılık vermeyecek.
Köy korucularıyla toplantılar yapıldı ve onlara devletin hak ve
hukuklarını koruyacağı
belirtildi, “Teröristlerin geçişleri
sırasında kendilerine ateş edilmedikçe ateş edilmemesi” istendi.
Böylece
yalnız asker değil köy korucuları da talimatlandırıldı.
Teröristlerin silahlarıyla birlikte geçişleri merak ediliyor.
Her zamanki yol ve yöntemleri neyse yine onu kullanacaklar. Her ne
kadar askerin, korucunun kendilerine ateş etmeyecekleri
söylenmiş olsa bile teröristler asla askere güvenmiyor. “Askerin
ne zaman ne yapacağı belli olmaz”
görüşündeler. O yüzden
geçişlerde yıllardır uyguladığı taktikleri rehavete kapılmadan
sürdürecekler.
Askerin işi belli olmaz
Uludere’de 35 vatandaşımızın hava harekatı
sonucu öldürülmesinden sonra askerler kaçakçılara karışmıyor,
onların sınır ötesi gidişlerine göz yumuyor. Yani sınırlarımız
delik-deşik. İşte bu durumdan PKK’nın
nasıl
yararlanacağını bu
konuları yakından bilen kişiden dinliyorum:
“Irak’a yine çok gizli olarak geçecekler. Askerimizin,
kendilerini gördükleri yerde ateş edeceğini düşünürler. Yani
askere kesinlikle güvenmezler. O yüzden tehlikeli geçiş yerine
daha güvenli geçişi tercih edecekler.
Bunun da iki yolu var: Birisi
kaçakçıların içine küçük gruplar halinde ve yöre kıyafetleri
giyip sınır ötesine
geçme, ikincisi de orman kesim dönemi olduğu
için kendilerine yakın köy korucularıyla birlikte ağaç kesmeye
gidenlerin arasına karışıp sınırı geçmek. ‘Devletle anlaştık’
diye rahat rahat gitme düşüncesi içine girmezler. Yani, askere
güvenmeyecekleri için sızma şeklinde geçebilecekler. Bu da öyle
aylar süren bir şey değil.”
Teröristlerin
sınırı geçişleri dert değil. Önemli olan sınırlarımıza
dönmemeleridir ama bu neyin karşılığı
olacaktır işte bilinmeyen
de budur.
------
Yerköy
Belediyesi TBMM gündeminde
“Akil insanlar” bugün
Yozgat’a geliyor. Toplantıya alınacak kişiler AKP İl Başkanlığı tarafından
belirlendi
ve onların verdiği listede olmayanlar toplantıya alınmayacak. Yani
AKP’nin propagandası, AKP’li olanlara yapılacak.
Söz,
Yozgat’tan açılmışken, Yerköy İlçesi’nin AKP’li Belediye Başkanı Mehmet
Ağaoğlu’nun önerisiyle, ilçenin Atatürk Bulvarı’nın 7 kilometrelik bölümüne
Başbakan Yardımcısı ve AKP Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın adının
verildiğini duyurmuştuk. Eski belediye başkanlarından Nafiz Faruk Erbaş’ın
adının bir caddeye verilmesiyle, Bozdağ’ın adının bulvara verilmesi oylaması
birlikte yapıldı. 4 MHP’li üye de Atatürk Bulvarı’nın isminin değiştirilmesine
“evet” oyu kullanmış oldu.
MHP’liler de yaptıkları
hatayı SÖZCÜ’den öğrendi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, MHP’li
belediye meclis üyelerinin “evet” oylarını geri çektiklerini, dilekçelerini
kaymakamlığa verdiklerini, dolayısıyla oylamada nitelikli çoğunluk kalmadığı
için Atatürk Bulvarı’nın isminin değiştirilemeyeceğini iddia etti. Bunu da
göreceğiz.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, TBMM Başkanlığı’na
sunduğu ve Başbakan Yardımcısı Bozdağ tarafından cevaplandırılmasını istediği
soru önergesinde, “Atatürk Bulvarı’nın adının Bekir Bozdağ Bulvarı olarak
değiştirilmesine ilişkin Belediye Meclisi kararının uygulanmasına bir itirazınız
olacak mıdır? Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordu.
Atatürk’ün “Yiğitlerin harman olduğu diyar” dediği ilin bakanından,
milletvekilinden beklenen “Adımın bu şekilde verilmesini istemiyorum” olmasıdır.
Bunu da göreceğiz…
Yorum Gönder