‘Hedefteki Donanma’,Cem Gürdeniz - Emre Kongar

Türkiye’de insanoğlunun en değerli iki şeyinin pek önemi ve değeri yoktur:
1) Zaman...
2) Yetişmiş insan!

***

“Zaman geçirmek”, “zaman öldürmek”, “boş zaman”, “zaman harcamak”, “beklemek”, “canı sıkılmak”, “sıkıntıdan patlamak”, “boş oturmak”, dilimize iyice girmiş deyimlerdir.“Yetişmiş insanlara” gelince, her siyasal iktidarın işini iyi yapan uzmanları atıp, yerlerine kendi yandaşlarını getirdiğini anımsatmak yeterlidir sanırım.

***

Türkiye hem feodal kalıntıları, hem endüstriyel, kentsel toplumun özelliklerini, hem de Bilişim Devrimi’nin tohumlarını eşzamanlı yaşayan bir ülke:
Bu nedenle de, dünyanın en ileri ülkelerindeki teknoloji ve eğitim olanaklarıyla iyi yetişmiş insanlar, zaman zaman kafalarını, kayırmacılık, kin ve nefret, intikam gibi feodal değerlere veya demokrasi adı altında halka yutturulan siyasal ayak oyunlarına çarparak düş kırıklığına uğruyor!

***

Bir ülkenin gücü nereden gelir?
Hiç kuşkusuz zenginliğinden, yani sermaye birikiminden, eğitiminden, teknolojisinden ve beyin gücünden.
Çağımızda da, aynen eskiden olduğu gibi, bütün bunların birikimli toplamı, o ülkenin savunma gücüne yansıdığı anlamda önem kazanır:
Dünyayı yönetmek iddiasındaki Amerika Birleşik Devletleri başta olmak kaydıyla, bütün ülkeler, Soğuk Savaş sonrasında da, aynen Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi, iki dünya savaşındaki hesaplaşmaların öğrettiği, “askeri gücün önemi” üzerinde yoğunlaşmış, bölgesel güç iddiasındaki ülkeler de buna özenle uymaya çalışmıştır.
Elbette askeri gücün dayandığı sağlam bir stratejik yaklaşım gereklidir...
Böylece her ülkenin dünyayı ve kendi konumunu değerlendirdiği bir strateji çerçevesinde oluşturulan savunma gücü o ülkenin hem dünyadaki hem de bölgesindeki önemini belirleyen en önemli öğedir.

***

İnsanları kolaylıkla dört duvar arasına hapsetseniz bile, beyinlerini tutsak almanız çok daha zordur.
Silivri’de çok iyi yetişmiş çok değerli birçok beyin var dört duvar arasında...
Ama bu insanlar “boş oturmaktansa”, düşünmeyi, yazmayı, üretmeyi, birikimlerini değerlendirmeyi sürdürüyor.
Böyle çalışmalar, hem hayata tutunmalarına, hem de topluma hizmet etme duygularını tatmine yarıyor.
Silivri’de pek çok kitap yazıldı.
İlerde hiç kuşkusuz, “Silivri edebiyatı” olarak, bunların da bir envanteri, bir değerlendirilmesi yapılacak.
Bu yayınlara bir yenisi daha katıldı:
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in yazdığı “Hedefteki Donanma”, Kırmızıkedi Yayınları tarafından basıldı.
Dikkatli okurlarım fark etmiştir, kitaplar hakkında yazarken, onları okuyacak olanların merakını ve zevkini azaltacak ayrıntılardan kaçınırım.
Bu nedenle “Hedefteki Donanma”da yer alan çok değerli bilgilere ve çözümlemelere girecek değilim.
Ama kitabın başında yer alan Gürdeniz’in yaşam öyküsünün çok etkileyici olduğunu vurgulamalıyım.
Kitabı okuduğumuzda hem bilmediğimiz veya unuttuğumuz pek çok ayrıntıyı öğreniyor ve anımsıyoruz, hem de Türkiye’nin siyasal tarihini, bir amiralin gözüyle yeniden değerlendiriyoruz.
Gerçekten baha biçilmez değerde bir kitap.Gürdeniz, kitaba bir de mektup eklemiş...
O mektuptaki bilgiler de bu kitabın neden yazıldığına ışık tutuyor:
21 Eylül 2012 günü, sözde Balyoz davası kararları ile Deniz Kuvvetleri’ne mensup ben dahil, 36 amiral, 115 subay ve 5 astsubay 13-20 yıl arasında değişen ağır cezalara çarptırıldı” diye başlayan mektup, davaları özetledikten sonra, “400 seçkin denizcinin tasfiyesi ile karşılaşıyoruz” diye devam ediyor, stratejik değerlendirmelerden sonra, “Daha aydınlık, daha uygar, daha demokratik ve müreffeh bir Türkiye’de yaşamak temennisi ile çalışmalarınızda başarılar diler, en iyi dileklerimi sunarım” diye bitiyor.
İnsana yeni görüşler kazandıran, mutlaka okunması gereken bir çalışma!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget