İŞÇİ Partisi Lideri Perinçek dünkü (14.Nisan.2013 Aydınlık)yazısında “Vahdettinlerin yargıçları ile Cumhuriyet yargıçlarını ele almış.
“31 Mart’ın kendi yargıç tipini oluşturmasıyla, hile, tertip, yalan, ikiyüzlülük, çıkar, yemlenmek vardır, suçlarıyla teslim alınmış olmak vardır. Ve elbette korku vardır.
Bir Cumhuriyet Savcısının oğlu olan Perinçek, gerçek Cumhuriyet Savcılarımızın bazılarından bahsetmiş ve onlar hakkında;
“Vicdanları, hakikat duyguları vardı. Yalana teslim olmazlardı, iktidar sahipleri karşısında başları dikti. Yabancı operasyonlarında öldürseler görev almazlardı.” demiş.
Söz ettiği Cumhuriyet Savcıları arasında İsmet Kemal Karadayı’yı 1990 yıllarında tanımıştım. Tunceli Pülümür doğumlu “Halk için adalet ilkesinin değişmez inancı ile sosyal, laik, Atatürk devrimlerine gönülden bağlı, çağdaş kişiliği olan mükemmel bir insandı.1968-1969 yıllarında Yılın Hukukçusu seçilmişti.
Anadolu’nun çeşitli yerlerinde savcı olarak görev yaparken eğitimcilerle, halkla bütünleşiyor. Sanatçı ruhu ile bir yandan da açık oturumlar düzenliyor ve bunları kitaplaştırıyormuş o yıllarda.
Ben kendisini tanıdığımda İstanbul’da avukatlık yapıyordu. Bildiğim kadarıyla kooperatiften aldığı bir evinden başka maddi hiçbir şeyi yoktu. O sıralarda oğlu Haldun hukuk fakültesinde okuyordu.
Birçok kitabı bulunan bu değerli dostum, can ağabeyimin sayesinde Hasan Kıyafet’leri, Ömer Nidaları, Ziya Apak’ları, Bedrettin Aykın’ları, Güngör Gencay’ları daha nice değerli yazarları hukukçuları tanımıştım. Karadayı aklımda kaldığı kadarıyla o zamanlarda Kadıköy İlçesi İŞÇİ Partisi yönetimindeydi.
Sosyalizm Aşk ve Hukuk adlı eserinde bugün AKP nin kafasına göre değiştirmek istediği anayasamızda “Halkçı, devrimci, laik, sosyal nitelikleri başta gelen Anayasamız yenilikçi ve çağdaş yapısıyla” düşünce özgürlüğü” sorununa da geniş bir yer ayırmış ve hak tanımıştır. 2.10.11.14.20.21 ve 79 uncu maddeleri doğrudan doğruya bu konu ile ilgilidir.
Anayasanın başlangıç hükmü ise:
Tarihi boyunca bağımsız yaşamış milletimizi dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip, şerefli bir üyesi olarak Milli Birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilerek: millî mücadele ruhunun, millet egemenliğinin Atatürk Devrimlerine bağlılığının tam şuuruna sahip olarak: insan hak ve hürriyetlerini. Millî dayanışmayı, sosyal adaleti ferdin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve teminat altına almayı mümkün kılacak demokratik hukuk devletini bütün hukuki ve sosyal temelleri ile kurmak için bu anayasa hazırlanmıştır” der diyerek konuyu işlemiştir.
Karadayı, Kürt Alevi kökenli bir yurtsever vatan aşığı hukuk adamıydı. Bu kitabını 1995 yılında yazmıştı. Onun her kitabında anlatıları ile nasıl bir insan olduğu apaçık ortadadır. Kitaplarını şiirlerini okuduğum zaman çok etkilenir ve kendisine” Karadayı senin bazı sözlerin hukuk tarihine altın harflerle yazılmalıdır” derdim. Mütevazı bir şekilde gülümserdi. Onu sevgi ve rahmetle anıyorum. Aramızdan çok erken ayrıldı.
Sanırım Sn. Perinçek onu daha iyi anlatacaktır.
Günümüzde de mutlaka böyle değerli savcılarımızın olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Türkiye’nin AKP den kurtuluşu halkın Atatürk’te birleşmesi ve vatansever hukukçularımız sayesinde olacaktır.
****
Kraldan çok kralcı adamlar farkında değiller, kral çıplaktır artık.
Akil denilen insanların seçiminde bile adalet olmamıştır. AKP nin memuru olarak kent, köy gezmeye başlayan Akillerin çoğunun Atatürk ve cumhuriyet düşmanı olduklarını biliyoruz.
Neden bir tek Atatürkçü seçilmedi dersiniz? Böylece Adalet ve kalkınma Partisinin ne kadar adil olduğu belli oluyor.
Aralarında ne yazık ki sanatçı gözüyle baktıklarımız da var. Bunlar halka ne anlatacaklar? Ne verebilecekler?
Sürecin başarılı bitmesi için biz birer barış elçisi olarak görevlendirildik diyen Kadir İnanır "Özgür ve demokratik bir ülkede hep beraber güçle ellerimizi birleştirerek mutluluğu yakalamak istiyoruz. Kardeşlik şarkıları mutluluk marşları söylemek istiyoruz" demiş.(Sanki yıllardır böyle değilmişiz gibi)
Diğerleri de bu sözlere yakın şeyler söylüyorlar. Vatanın bölünmesi, ABD ye teslim olmak barış demekmiş. Tuh be! Allah sizi bildiği gibi yapsın. Tarih sizleri affedecek mi acaba?
Duan Kalkan ve Karayılan denen teröristler açıkça amaçları için dağda silahlı olarak kalacaklarını asla silah bırakmalarının söz konusu olmadığını Kürt televizyonlarından, basından açık seçik duyuyorlar.
Mutlak surette Öcalan denen caniye özgürlük ve Kürt kimliğinin resmen tanınması ve özerklik istediklerini söyleyen PKK nın bu talepleri olunca barış ancak o zaman olacakmış.
Bu sanatçıların umurlarında değil. Demek ki onlar da Türk Milleti ile ilgilerini kesip başka safa geçmişler.
AKP yanlısı veya rejim düşmanları olacakları biliyorlar ama sanatçılar Türkiye’nin içte, dışta düşmanla sarılı olduğunu nasıl bilmiyorlar da barıştan bahsedebiliyorlar utanmadan. BOP projesi tıkır, tıkır işliyor.
Başbakana göre Silahlar susacakmış, PKK lılar silahlarını ister mağarada bırakacak, isterse bir yerlere gömeceklermiş. Yani bu demek oluyor ki terör örgütü istediği zaman silahları çıkartıp saldırıya geçebilecek. “Zaten adamlar silah bırakmayacaklarını söylüyorlar.”
Tabi PKK ya bir kolaylık daha sağlanıyor başbakan tarafından,
Şimdiye kadar devam eden operasyonları sekteye uğratmamak ve örgüte giden lojistiği kesmek amacıyla belirlenen 15 bölgede, 'geçici yüksek güvenlikli bölge' ilanı vardı ve buralara her türlü sivil girişi yasaklanmıştı.
.Hakkâri’de bir grup demokratik kitle örgütü geçici kontrol noktalarının kaldırılmasını istemiş ve maalesef PKK nın yuvalandığı bu dağlardan, yasaklar kaldırılmış. Eşkıyalar istedikleri gibi pusular kuracaklar silah stoku yapacaklar.
Askerimizin güvenliği kalmamıştır artık. Tuzaklar içine gömülüyoruz. Genelkurmay da uyuyor.
Her hangi bir saldırıda Ankara valiliğe bildirecek valilik te askere haber verecekmiş. Böyle saçma şey olur mu ya? Ankara’dan haber gelene kadar kaç şehit veririz yine, düşünmek bile istemiyorum.
Burada Karadayı’nın Ve iyi günler hepinize kitabına almış olduğu bir alıntıyı sizlere aktarıyorum.
“İktidarı ellerinde tutanlar, kendi iktidarlarını tehlikeye sokabilecek düşünce besleyen topluluklara işkence ediyorlarsa, bazı şeyleri sakladıkları düşünülebilir. H.J Laski söylemiş bu sözleri.
AKP tüm ülkeden bazı değil, çok şeyleri saklıyor bence.
Her an, her şey olabilir hazırlıklı olmalıyız.
Sevgi ve saygılarımla
TC. Tünay Süer
Not: Resimdekiler
Soldan sağa
1-Ahmet Miskioğlu (Türk Dili Dergisi Yönetmeni)
2-Tünay Süer
3-Türkolog Vera
4-Nazım Hikmet’in eşi Vera
5-Cem Yayınları sahibi Mehmet Ali bey
Sağ sıradakiler. 1-Hatice Özen
2-İsmet Kemal Karadayı
3-Melisa Gürpınar (Şair ve tiyatro sanatçısı)
4-Oktay Akbal (Gazeteci yazar T.Y.S Genel Bşk.)
5-Hayati Asıl Yazıcı (T.S.Y Genel Sekreteri)
6-Füsun Erbulak ( Yazar)
Yorum Gönder