Evet, muhafazakârlık şirktir! - Yaşar Nuri Öztürk

Evet, muhafazakârlık şirktir! - Yaşar Nuri Öztürk
Muhafazakârlık denen şirk irinine Kur’an neşteri vurmamız birilerini çok rahatsız etti. Haçlı emperyalizmin zurnalığını yapan fikir ve ilim cüceleri sağdan soldan hırlamış. Neymiş efendim, Yahudi stratejistlerin düdüklemesiyle öne çıkardıkları ‘muhafazakâr demokrasi’ denen ABD-Siyon marka müşrik damgaya bindirme yapmışız.
Bindirmeyi ben yapmadım, Kur’an yapıyor. Ben ilim, fikir ve iman adamıyım ve pusulamı akıl,  koordinatlarımı Kur’an belirler. Emperyalizmin atıklarından yal yemediğim gibi, birilerinin alın terinden artanları da yemem. Cennetmekân babam ve hocam olan zâtın ifadesiyle, bir kartalım ki, bırakın başkalarının av artıklarını, kendi avımın bile bayatlamışını yemem. Başkalarının avına, eskinin bayatlamışlarına ölsem dönüp bakmam. Rehberim olan Kur’an’ın buyurduğu gibi, “Her an yeni bir iş ve oluştayım.” (Rahman suresi, 29) Tevfik Fikret’in ölümsüz dizelerinde ifadeye konan şahsiyet yapısı benim şahsiyet yapımın tam ifadesidir:
“Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem perr u bâl,
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim.
İnhina, tavk-ı esaretten girandır boynuma,
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.”
Fikret’in bu kıtası, son mısradaki ‘şair’ sözcüğünü ‘âlim’ olarak değiştirmek şartıyla,  benim imzamdır.
Emperyalizmin muhafazakârları (muhafızları) bu şahsiyete, dünyaya üç dört kez daha gelseler yine ulaşamazlar. Çünkü ezel nasipleri sıfırdır. Sadece yal ve leş nasipleri boldur. Zaten fikir ve ilim vadisinde muhafazakârlık, leş yiyenlerin meslek ve meşrebidir.
Ben, fikrin kartalıyım, leş ve yal yemem. Ürettiğim eserlere, dünya önünde hak ettiğim vakarlı markaya bakın, anlarsınız. Sizin asla olamayacağınız şeylerdir bunlar,  ey ‘emperyalizm muhafızları!’


KARTAL ZİRVELERİNDEN DERS


Gıybet izbelerine tüneyen fikir ve ilim cücelerine, kartal zirvelerinden biraz daha ders verelim: Kartal bakışına tahammül edemeyen cüceler öncelikle ‘Kur’an’ın Temel Kavramları’ adlı eserimin ‘Ecdatperestlik’ maddesini okusunlar.  Ve şu söyleyeceklerimi not etsinler:
Gelenekçi dinin borazanları (Kur’an mümini hanîf aydınlar değil) tam bir miras yedidir. Hepsi hazır bulduğunu yer. Bunun için de eskiyi kutsallaştırıp dokunulmaz kılmak onların pis  kaderidir.
Şunu da unutmayalım: Eskiyi dokunulmaz kılanlar, İslam’ın eski mirasının tümünü dokunulmaz kılmıyorlar; eskinin, Kur’an ve akıl dışı Arapçı kabullerini dokunulmaz kılıyorlar. Eski mirasın, akılcı devrimcilerini dışlıyorlar. Yani eskinin yanlışlarına karşı çıkmış kimler ve neler varsa onları, kutsadıkları eskinin içine koymuyorlar, dışta tutuyorlar.
Emperyalizm muhafızları için, akıl düşmanlığına, Kur’an dışı dinciliğe, haçlı emperyalizme, sömürüye problem çıkarmayan her şey ‘dokunulmaz eski’ içindedir. Aklın, Kur’an dininin, antiarabizmin, sosyal adaletin, insan haklarının, antiemperyalizmin, emeğe saygının, paylaşımın önünü açan ne varsa bunlar, tarihleri ne kadar eski olursa olsun, emperyalizm muhafızları nezdinde yeni sayılır ve düşman hanesine dahil edilir. Eğer bu dahil edilenler içinde açıkça karşı çıkmanın risk oluşturduğu birileri veya bir şeyler varsa onlar ustalıklı oyunlarla
tanınmaz hale getirilip esas mesajlarının üstü örtülür. Ebu Zer, İmamı Âzam, Hallâc-ı Mansûr ve bir dizi Mûtezile düşünürüne yapılan bu ikincisidir.
Evet, ey haçlı emperyalizmin zurnaları! Muhafazakârlık, Kur’an’ın açık beyanıyla şirktir. Kur’an’ın bu hükmünü beğenmeyenin canı cehenneme!

Yorum Gönder

Blogger
Facebook
Disqus

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget