Batı’nın Basra Körfezi’nden Akdeniz’e uzanacak Kürt Koridoru hedefi, aynı
zamanda Ortadoğu haritasının yeniden şekillenmesi demek! İşte bu eksende, Doğu
ile Batı arasında kıran kırana bir mücadele yaşanıyor. Doğu’nun üstünlüğü ele
geçirmesi ise Batı’nın içinde yarılmalara, ABD’de iç çarpışmaya ve
ABD’nin bölgedeki kartlarının iç kuvvet mücadelesine dönüşüyor: New York-Tel
Aviv cephesi, Obama-Biden-Kerry-Hagel dörtlüsünün Clinton-Petraeus ikilisini
tasfiye etmesi üzerine harekete geçti:
9 Ocak 2013: PKK’li 3 kadına Paris’te Kürt Enformasyon Bürosu’nda
suikast düzenlendi. PKK çevresine 2 yıl önce giren Ömer Güney, suikastın
tetikçisi olduğu iddiasıyla tutuklandı.
MİT elemanı Murat Şahin, Ömer Güney’i tanıdığını açıkladı.
Şahin, MİT’te amiri olan Teyze’nin kendisine daha önce Güney’in
fotoğrafını gösterdiğini söyledi. Şahin, Devrimci Karargâh operasyonu
sırasında tutuklanmış, MİT elemanı olduğu anlaşılınca serbest bırakılmıştı.
Bir iddiaya göre öldürülen kadınlardan PKK kurucusu da olan Sakine
Cansız, bir süre önce Milano’da önemli bir dosyaya erişmişti. Dosya, PKK’ye
yardım edenlerin listesiydi ve paravan örgütlerin hangi ülke istihbaratına ait
olduğu da o dünya tarafından biliniyordu. Brüksel oldukça rahatsızdı. İddiaya
göre Cansız Köln’de MİT’le iki kez görüştü ve bu dosyanın pazarlığını
yaptı. Ancak MİT dosyayı alabildi mi, bilinmiyor.
16 Ocak 2013: Ded Hasan isimli Kürt asıllı Rus mafya lideri,
Moskova’da bir restoran çıkışında suikasta uğradı. Olayın arkasında, halen
İspanya’da cezaevinde tutuklu olan Şakro lakaplı Rus mafyası Zahariy
Kalaşov’un olduğu açıklandı. Rusya İçişleri Bakanlığı yetkilileri, Ded
Hasan’ın PKK’ye silah temin eden isimlerin başında geldiğini duyurdu.
26 Ocak 2013: MİT, CIA’nın verdiği istihbaratla, Ankara’da bir otelde
Süleyman M.’ye operasyon yaptı. CIA’nın istihbaratına göre Süleyman
M. El Kaide’nin Pakistan’da öldürülen lideri Usame Bin Ladin’in
damadıydı ve 11 Eylül 2001 olaylarından sonra İran’da bir kampta saklanmıştı.
Tahran yönetimi çıkmaya zorlayınca, sahte Suudi Arabistan pasaportuyla Ankara’ya
giriş yapmıştı.
Haber, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne canlı bombayla saldırı düzenlendiği
gün Milliyet’in sürmanşetindeydi. Büyükelçilik önünden CNNTürk’ün
canlı yayınına katılan Fikret Bila, Bin Ladin’in damadına
operasyonun aslında beş gün önce yapıldığını açıklıyordu.
28 Ocak 2013: Suriye’den gelebilecek füzelere karşı olduğu iddia
edilen NATO Patriot bataryaları, İncirlik Üssü’nü ve Kürecik Radarını koruyacak
şekilde yerleştirilmeye başlandı ve ilk batarya faaliyete hazır hale geldi.
31 Ocak 2013: İsrail, Şam’ı vurdu. Bir iddiaya göre İsrail’in vurduğu
hedef İran’ın Devrim Muhafızlarının karargâhıydı, diğer iddiaya göre ise Rus
üssüydü.
Şam yönetiminin üstünlüğü tamamen ele geçirdiği, Suriye Ordusu’nun kuzeye
doğru taarruza başladığı, Beşşar Esad’ın hemen her gün kamuoyunun önüne
çıkarak Suriye halkına büyük moral verdiği ve Suriye muhalefetinin çatı örgütü
olan SUKO’nun Başkanı El Hatip’in Şam yönetimiyle diyaloga hazır
olduklarını açıkladığı bir sırada İsrail’in Şam’ı vurması ve ülkenin güneyi için
tehdit oluşturması, en çok Gül-Davutoğlu cephesine yaradı. Nitekim
Erdoğan, İran’ı İsrail’i kışkırtmakla suçladı!
1 Şubat 2013: ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne canlı bomba saldırısı
oldu. Eylemi DHKP-C üstlendi! Saldırgan DHKP-C’nin Ahmet Necdet Sezer
affıyla salıverilen Ecevit Şanlı isimli bir militanıydı! Ulusalcı isimli
saldırgan, laik cumhurbaşkanı tarafından affedilmiş ve bir sol örgüt adına eylem
yapmıştı!
Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, 18 Ocak 2013’te, DHKP-C’yle
ilişkili oldukları iddiasıyla gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Yani Ecevit
Şanlı’nın saldırısı, istihbarat dünyasını için değil ama genel kamuoyu
açısından olağandı!
2 Şubat 2013: Münih Güvenlik Konferansı sırasında Rusya Dışişleri
Bakanı Sergey Lavrov ile SUKO Başkanı El Hatip’le baş başa ve ilk
defa görüştü! ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, görüşmenin baş başa olması
yerine, kendisiyle birlikte BM Özel Temsilcisi Lahdar Brahimi’nin de
katılacağı bir dörtlü zirveye çevrilmesi için uğraştı ama Moskova’nın engelini
aşamadı.
Öte yandan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Minih’te, İran’la doğrudan
görüşmelere açık olduklarını da ilan ediyordu.
3 Şubat 2013: Kerkük Emniyet Müdürlüğü’ne intihar eylemi düzenlendi.
33 kişi öldü, 70 kişi yaralandı. Irak’ın düğümü olan Kerkük, Barzani’ye
göre Kürdistan’ın kalbiydi; çünkü petrol yatağının tam üzerinde…
Barzani’nin nüfus yığdığı Kerkük’ün statüsü için gereken referandum
yıllardır yapılamıyor. Ahmet Davutoğlu geçen yıl Kerkük’ü Bağdat’tan
izinsiz ziyaret etmiş ve tepki görmüştü. Türkmenler ise, Kerkük’ün Ankara-Erbil
ittifakı için Barzani’ye peşkeş çekilmesine itiraz ediyor ve Irak
Başbakanı Nuri El Maliki’yi destekliyor.
Yorum Gönder