17 Şubat günü görüşen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rusya
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “Suriye’de bütün tarafların şiddeti
durdurmaları ve hükümet ile muhalifler arasında diyalog başlatılması üzerinde
fikir birliğine vardıkları” açıklandı. Yani Rusya’nın zoru ABD’nin zorunu yendi
ve ortaya Lavrov-Kerry mutabakatı çıktı.
Kerry bir mutabakata razı olduklarının işareti geçen zaten hafta
vermiş ve “diplomatik çözümden umutlu” olduğunu açıklamıştı.
Lavrov-Kerry mutabakatı ilk sonuçlarını da hemen vermeye başladı:
1. BM, Suriye’yle ilgili hazırladığı raporunda iki tarafı da
suçladı!
2. Suriye Ulusal Koalisyonu SUKO Başkanı Muaz El Hatip’in
önümüzdeki günlerde hem Washington’a hem de Moskova’ya gideceği açıklandı.
AKP’NİN KÜRDİSTAN BEKÇİLİĞİ
Tam bu süreçte PKK’nin Suriye kolu olan PYD ile Ahmet Davutoğlu’nun
koordine ettiği Özgür Suriye Ordusu ÖSO arasında 11 maddelik bir anlaşmaya
varılması ise dikkat çekici…
Zira AKP Hükümeti PYD’yi Esad’ın kartı olmakla suçluyor ve
Esad-PKK bağı üzerinden Türk kamuoyu nezdinde Suriye politikası için
meşruiyet arıyordu. Üstelik PYD ile ÖSO bir süredir başta Resulayn olmak üzere
birkaç yerleşim merkezinde şiddetli çatışma da yaşadı. PYD bu süreçte ÖSO
içindeki kimi grupların AKP yönlendirmesiyle kendisine saldırdığını
açıkladı.
PYD ile ÖSO’nun tüm bunları bırakarak anlaşması ve iki yapının birlikte Kürt
bölgesini savunmaya karar vermesi önemli. Anlaşma sonrası Aslı
Aydıntaşbaş’a konuşan PYD lideri Salih Müslim iki kritik mesaj
veriyor: 1. Kürt bölgesini artık ortak savunacağız. 2. Türkiye ile diyaloga
hazırız. (Milliyet, 19 Şubat 2013)
PYD-ÖSO ANLAŞMASININ MİMARI ÖCALAN
Kuşkusuz bu sürecin esas mimarı Abdullah Öcalan’dır. Öcalan bu
köşede daha önce de dikkat çektiğimiz şu mesajlarıyla, Suriye’de
Erdoğan’a işbirliği önermişti:
Abdülkadir Selvi’nin belirttiğine göre Öcalan, PYD’ye şu mesajı
gönderdi: “Diğer oluşumları tasfiye edin. Diğer grupları tasfiye etmek için
gerekirse şiddet kullanın. Bunlara vereceğiniz (Esad) enerjiyi, Araplara verin.”
(Yeni Şafak, 9 Ocak 2013)
Zaten Öcalan, kardeşi Mehmet Öcalan’a teslim ettiği “açlık
grevlerini bitirin” talimatını içeren mektupta da PYD’ye mesaj göndermişti.
Öcalan, “6 ili ele geçirmekle sorun çözülmez, hedefiniz demokratik
özerklik olsun” demişti! (Hürriyet, 18 Kasım 2012)
PKK’NİN YAKIN KORUMASI: AKP
ABD’nin bir dış müdahaleyi olanaklı bulmadığı, Moskova’nın çözümüne mecbur
kaldığı ve bu nedenle “diplomatik çözüm” konusunun fiiliyata geçtiği bir aşamada
PKK ile ÖSO’nun “Kürt bölgelerini birlikte koruma” anlaşmasına varması, kuşkusuz
bölge karşıtı bir gelişmedir.
Abdullah Öcalan’ın önceki gün görüştüğü kardeşi Mehmet
Öcalan’la ilettiği yeni mesajı bu nedenle önemlidir: “Kürtlere, tüm
Suriye’de yaşayan halklara söylüyorum, Kürtlerin yaşadığı yerlerde, ekmekten,
sudan, yemekten önce, önümüzdeki günlerde olacak büyük şeyler için bunun
önüne büyük bentler oluştursunlar. Bunun için büyük güçlerini bu bentlerde
kursunlar, uyanık olsunlar. Suriye Kürtlerinin büyük bir zahmetle yaptığı
serhıldanı, hürmet ve saygı ile selamlıyorum.” (ANF, 19 Şubat 2013)
Bu mesajdan ne anlamalıyız? Öcalan PYD’ye şu talimatı vermektedir
aslında: “Şartlar Şam yönetiminin lehine gelişiyor. Esad yakında kuzeye doğru
harekete geçecektir. 2 yıllık boşluktan yararlanarak hâkim hale geldiğiniz
yerleşim merkezlerini ve kuzey Suriye’yi savunmaya hazır olun. Bu bölgeyi
savunmak için Esad karşıtı tüm güçlerle birlikte hareket edin.”
Yani içeride “Diyarbakır’ı merkez yapma” ortaklığına soyunan AKP ile PKK,
Suriye’nin kuzeyinde de artık açık işbirliğine geçmiştir.
Toplamda ilişkilerini şu şekilde tarif edebiliriz: Öcalan ve Barzani,
kuzey Irak petrollerinin karşılığında AKP’yi “koruma” olarak tutmuştur!
Yorum Gönder