Vietnam’a atılan bombalar 640 Hiroşima
atom bombasına eşittir. Günümüzdeki ABD ordusu işte böyle yetişti.
Elli yıldır her yerde, Afganistan ve Irak’ta yaptığı da bu. Yarın da
başka yerde. Tüm bu yazdıklarımın artık Amerikan belgeleri var. Nick
Turse’ın “Oynayan Her Şeyi Vurun” başlıklı kitabına bir bakın, bugünü
daha iyi anlarsınız.
Başlıktaki “Vietnam” sözcüğünü
görünce, bu yazının yalnız geçmişle ilgili olduğunu sanmayın. Tüm
belgeler kısa süre önce açıklandığı ve ABD yönetimiyle askerinin gerçek
yüzünü bize eksiksiz gösterdiği için konu öylesine güncel ki!
Vietnam’da yapılmış ama saklanmış olanlar bugün Afganistan’a ve Irak’a,
ayrıca geleceğe de ışık tutmalıdır. Vietnam Savaşı’ndan bu yana yarım
yüzyıl geçti. İki milyonu aşan yerlinin ve 58 bin 718 Amerikalının
ölümüne (beş milyon yerlinin yaralanmasına) yol açan bu savaş üstüne
son elli yılda yaklaşık 30 bin kitap ve yazanak yayımlandı. Ancak artık
şimdiye değin gizli kalan belgelik açıldı ve onunla birlikte bizim de
gözlerimiz bir kez daha açıldı.
ABD’nin
yaydığı resmi ama aldatmaca görüşü şuydu: Güney Vietnam dünya komünizmi
adına kuzeyden gelen bir saldırıya karşı kendini korumak istiyor ve
ABD güneydeki iktidarın bu yurtsever direnişine, kendi kaynaklarını
feda edercesine, yalnızca destek veriyor. Oysa, gerçek bambaşkaydı.
Savaş kahramanı Ho Chi-Minh’in Viet Kong Partisi
1956 genel seçimlerini demokratik yöntemlerle kazanacaktı. Bunu
istemeyen güneyin mafya önderi savaşı seçti. Bine yakın şehit
verdiğimiz Kore’de başka bir mafya babası da aynı yola sapmıştı. “Kurtarıcı” gibi
güllerle karşılanacakları söylenen ABD askerleri, daha önce Fransız ve
Japonlara karşı ayaklanmış olan halkın direnciyle karşılaştı. Trajik,
kanlı ve uzun Vietnam Savaşı böyle doğdu. Bu arada, 16 Mart 1968’de
Teğmen William Calley diye biri My Lai köyünde 502
köylü kadın, çocuk ve yaşlıyı öldürdü. Olayı gözleyen biri tarafından
durdurulmasaydı, daha da öldürecekti. Olay uzun süre gizlendi ama
sonunda patlak verdi. Başkan Nixon ev hapsine konan teğmeni affetti ve yayılan yorum, koca çuvalda bir tek “çürük elma”nın olduğuydu.
Ancak,
artık elimizde olan belgeler tüm çuvalın en yukarıdaki generallerden
en alttaki erlere değin, yalnızca çürük elmalarla dolu olduğunu
kanıtlıyor. Yıkım, yangın, yağma, cinayet, idam, tarama, toplu kıyım,
işkence, çocuk öldürme, kıpırdayan her şeye ateş ve ırza geçme kuraldışı
değil, günlük olaylardandı. Yıllarca, en az her ay bir toplu “My Lai” kıyımı oluyordu. Komutanlar da bunun başını çekiyorlardı. Örneğin, “Mekong Deltası Kasabı” ön adlı General Julian Ewell. Her komutan, terfi için artan ölü sayısı verme yarışındaydı. Sayıyı yükseltmek için, “helikopterden aşağıdaki sivilleri tarayıverin” komutunu verirlerdi. Kimi sivilleri atış eğitimi için kullandılar. Çocukları yakalayıp “Bunları kim öldürmek ister?” diye gönüllü aradılar. Eğlence olsun diye yolda yürüyenleri çiğneyip geçtiler.
Sığınaklarda saklanan kadınları ve çocukları yaktılar. William Westmoreland gibi yeni atanan komutanlar eski uygulamaları durdurmadı, geliştirdi. Bunları çok iyi bilen Başkan Johnson da soruna baktıkça ancak kendi siyasal geleceğini, bir sonraki seçimi düşünüyordu. Aldatmacayı milyonların kanı pahasına sürdürdü ve tırmandırdı. Vietnam’a atılan bombalar 640 Hiroşima atom bombasına eşittir.
Günümüzdeki
ABD ordusu işte böyle yetişti. Elli yıldır her yerde, Afganistan ve
Irak’ta yaptığı da bu. Yarın da başka yerde. Tüm bu yazdıklarımın artık Amerikan belgeleri var. Nick Turse’ın “Oynayan Her Şeyi Vurun” başlıklı kitabına bir bakın, bugünü daha iyi anlarsınız.
Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV
Yorum Gönder