Mandacılık (Türkler adam olmaz, bizi başkası yönetsin) hortladı.
Gericilik (dini istismar ederek siyaset yapanlar) hortladı. Bölücülük
(Türkler ile Kürtler ayrı millettir, birlikte olmazlar) hortladı.
Üç hortlak buluştu.
Güç birliği yaptılar.
Geniş cephe kurdular.
Bu geniş cephe; “Türk kelimesinin” İmralı ile AKP iktidarının sürdürmekte olduğu “Barış Sürecini” engellediği propagandasını yapmaya başladı. Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök de “madem ki, Türk kelimesi barışa ulaşacak yolu tıkıyor, ben de Türk olmaktan istifa ediyorum” diye özetleyebileceğim bir yazı yazdı.
Dürüst olmak gerekli.
Özkök’ün yazısı bir ironiydi.
Aslında dalga geçiyordu.
Türklükten istifa ettiği yoktu.
Kendi yayın grubunda yer alan gazetelerde; “Türk hassasiyeti barışın önünü tıkıyor” diye yazı yazan arkadaşı, dostu, çırağı olmuş iktidara damardan bağımlı ve kökten yanlı kalemlere bir uyarı taşı savurmuştu.
Xxx
Ertuğrul Özkök, kendini öne atarak aslında öbürlerine “ İkili oynamayın, Türklükten istifa edin” demeye getiriyordu. Çünkü Cumhuriyet’in kurulmasına giden Milli Mücadele yıllarında “Türklükten istifa eden örnekler” vardı.
Bir örnek:
Mustafa Sabri Efendi!
Din dersleri almış, imamlık hocalık yapmış, 1900 ve 1904 yılları arasında Sultan II. Abdülhamit tarafından “Huzur Dersleri”ne kabul edilmişti.
Osmanlı Meclisi’ne girmişti.
Sevr imzalanırken (Osmanlı bölünüp parçalanırken) Mustafa Sabri Efendi, Şeyhülislam olmuştu.
Görüş bildirmişti:
Sevr imzalansın.
Tek kurtuluş var.
O da İngiliz himayesi.
Böyle düşünüyordu.
İngiliz Muhipleri (İngiliz Dostu) Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı.
Xxx
Hayır tek kurtuluş vardır.
O da milli mücadeledir.
Tam bağımsızlıktır.
Türk-Kürt bölünmemektir.
Böyle düşünen ve Milli Mücadele’yi başlatan Kuva- yi Milliye’ cilere Mustafa Sabri Efendi ve arkadaşları İkdam Gazetesi’nde “Kudurmuş Haydutlar” diyen bildiri yazıp bastılar. Bildiriyi İngiliz uçaklarıyla halka okusun diye havadan attılar.
Sabri Efendi kudurmuştu.
1920’de Milli Mücadele’yi başlatmak için kongreler düzenleyen Mustafa Kemal ve milliyetçi ileri gelenler hakkında “ölüm fermanı”
kaleme aldı; “istilacılara (İngiliz- Fransız-Yunanlı) karşı direnişe
geçen Türk milliyetçilerin öldürülmesi her Müslüman’ın dini görevidir.
Bu uğurda ölenler şehit sayılır” diye fetva yazdı.
Xxx
Kurtuluş Savaşı başarıldı.
Mustafa Sabri Efendi, ailesini de yanına aldı İngiliz yük gemisiyle Mısır’a kaçtı.
Gazete çıkardı.
Gazetesinde “Türkler Müslüman Barbarlardır” diye
yazılar yazdı. Şapka Kanuna, Medeni Kanunu’nun kabulüne, Harf
Devrimi’ne, Hilafetin kaldırılmasına, Kuran’ın Türkçe’ye tercüme
edilmesine karşı çıktı. Oğluyla birlikte Yunanistan’da çıkardığı “Yarın” adlı gazetesinde kendi yazdığı şu şiiri yayınladı ve Türklükten istifa etti:
“Yalnız Müslüman ve insan
Olarak kalmak üzere, Türklükten
Şeref ve izzetimle istifa
Ediyorum Allah’ın huzurunda…
Tövbe Yarabbi, tövbe Türklüğüme
Beni Türk milletinden addetme…”
Xxx
Mustafa Sabri Efendi, bu şiirinin altına “Arap milliyeti ile iftihar etmenin (gurur duymanın) daha uygun olacağını” ekledi.
Demek istiyorum ki!
Bugün de Mustafa Sabriler var.
Geniş cephe kurdular.
Ertuğrul Özkök, İkinci Milli Mücadele’nin başladığını kendi grubundaki yazarlara anlatmak istedi.
Yorum Gönder