Bugün de, Türkiye Cumhuriyeti’nin şimdiye değin görüp görebildiği, 12 Mart’çıların, 12 Eylül’cülerin “Türkiye’ye bol geliyor” diyerek özgürlükçü olmasından dolayı sürekli yakındıkları, güdükleştirip değiştirdikleri, ortadan kaldırdıkları 1961 Anayasası için diyor ki:“61 Anayasası’nın esas gayesi, devleti siyasetin etki alanının dışına taşıyarak siyaseti güçsüzleştirmekti. Siyaset güçsüzleştirilirken ‘anayasal kurumlar’ vasıtasıyla otoriter-bürokratik-seçkinci devlet yapılanmasının önü açıldı.”
1961 Anayasası’ndaki anayasal kurumlar nelerdir?
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, üniversiteler ve TRT örneğin...
Anayasa Mahkemesi, batık iktisadi devlet teşekkülleri haline getirildi.
Yargıtay, Danıştay ortadan kaldırılıyor, yerine halife sultanımızın temyiz mahkemeleri geliyor.
TRT desen, AKP’nin sesi, cemaatlerin bedava yayın organı.
Özerk olması gereken üniversiteler, medrese sevdalısı rektör ve dekanların elinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı övmekten sorumlu ilim merkezlerine dönüştü.
Özetle “anayasal kurumlar” dediklerimiz doğrudan “siyasetin etki alanına” girdi, böylece “otoriter-bürokratik-seçkinci” devlet yapısından kurtulmuş olduk.
Yerseniz! Dolapta bol bulamaçlı anayasa çorbası var.
Baykal Yorumu
Bildik bileli CHP’lilerden, Deniz Baykal’ın son grup konuşması yorumu:“Deniz Bey, CHP milletvekillerine olması gereken CHP’yi tanımladı, ‘CHP’yi tanıyın, böyle bir parti’ dedi. CHP’nin kafa karışıklığı yaşadığı dönemde önemli bir ikaz görevi yaptı. Zamanlama açısından da içerik açısından da doğru ve önemli bir konuşmadır.”Bir dikkat çekici vurgu daha:“Deniz Baykal, bu konuşmayla herkesin iki adım önüne çıkmıştır ve isabetli olmuştur.”
Şimdi Duydular mı?
Hatay’a geçen eylülde gitmiş, gözlemlerimizi bir röportajla okurlarımıza aktarmaya çalışmıştık. Özgür Suriye Ordusu’nun, Türk topraklarında, sanayi sitesinde el yapımı bomba bile yapacak kadar özgür olduğunu aktarmış, tanık olarak da CHP Yayladağ İlçe Başkanı Nevzat Gonca’yı göstermiştik. Gonca, bize “Azcık barut, biraz çivi ile el yapımı bombalar bunlar” demişti. CHP Reyhanlı İlçe Başkanı Tamer Apiş de “Reyhanlı’da sınıra yakın üç köyde ne asker nöbet tutuyor, ne sınır güvenliği var” diye yakınmış ve eklemişti:“Afganistanlı, Pakistanlı, Libyalı, Çeçen, Katarlı, El Kaideci ne ararsanız artık. Birtakım insanlar çıktı ortaya. Paralı lejyonerler gibiler. İlçede bankalara dolarlar aktarıldığı söyleniyor. Sınırı geçip Suriye’de çatışıyor, sonra geri dönüyorlar Türkiye’ye. İHH de, Reyhanlı’ya bir TIR dayadı, lojistik destek veriyor. Suriyeli muhalifler ayrıcalıklı sanki.”
Yalnız bu röportajla biz değil, herkes uyarmıştı iktidarı... Dinlemediler.
Reyhanlı Cilvegözü’ndeki bomba yüklü araç, Türk topraklarını başıbozuk takımına açan AKP’nin kulağının dibinde patladı!
Uyarıları şimdi duydular mı, yine emin değiliz...
Acaba Hangisi?
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun CHP’li üyelerinden Rıza Türmen, Milliyet’te yazdı:“Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür, gibi bir tanımın yeni anayasada tekrarlanması yanlış olacak.‘Türk’ sözcüğünün etnik anlamı olmayan bir ortak üst kimlik olabilmesi için her şeyden önce başka etnik grupların da bunu kabul etmesi gerekir. Oysa böyle bir kabul yok. O zaman ‘Türk’ sözcüğü bir ortak kimlik işlevi görmeyecek.
... şurası açık ki, özgürlükçü, farklılık içinde birlik ve bütünlük yaratan bir anayasa istiyorsak, etnik bir üst kimliğe dayanan bir vatandaşlık tanımından vazgeçmemiz gerekiyor.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da aynı günlerde dedi ki:“Bizim görüşümüz belli. Elbette anayasanın başlangıç kısmında Türk milleti ifadesi yer alacaktır. Ayrıca bizim vatandaşlık tarifine ilişkin madde önerimizde de Türk vatandaşlığı ifadesi yer alıyor.”
Sizce hangisine inanmak gerek?
Üye Eğitimi
CHP’de bugün parti eğitimine katılanlara belge dağıtım töreni var. 1900’e yakın üye 77 ilde parti eğitmeni olarak çalışmak üzere eğitildi. Parti içi eğitimden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, “Üyelerin Temel Siyasi Eğitimi Programı”nı çok önemsiyor:“Artık binlerle ifade edilecek sayıda, CHP üyesi bu çalışmalara katılıyor, temel konular olarak belirlediğimiz bir içerikle birlikte çalışıyorlar. Her eğitimin tamamlayıcı parçasını da sosyal projeler oluşturuyor. Üyelerimiz, gruplar halinde toplumsal yarar üreten bir çalışmayı planlayarak yürütüyor ve sonlandırıyor.”Sarı, eğitmen çalışmalarının sonucunu Samsunlu üye Naci Altın’ın kendisine aktardığı sözlerle açıkladı:“Üç günde insanın üretim gücünün nasıl artabileceğini, düşüncenin nasıl üretime yönlendirilebileceğini gördüm.”
Bir partiye heyecan gelebilmesi için üyeler işe yaradıklarını, ülkeye ve yurttaşa yararlı olduğunu duyumsayabilmeli.
Yorum Gönder