Askerin içinde darbeci bir zihniyet var mı; var.
Bunlar ikide bir darbe yaptılar mı; yaptılar...
Ama 28 Şubat sürecini darbe göstermek; asıl darbecileri gizlemektir.
Bugün; görüyoruz ki adam öldüreni bir buçuk senede bırakıyorlar.
Ama darbe yapmamış kişileri; 'Yapacaktın!' diyerek hayali suçtan yıllardır zindanda tutuyorlar.
Allah aşkına söyleyin: Prof. Mehmet Haberal ne yaptı da, kimi öldürdü de, nereleri bombaladı da yıllardır içeride tutuluyor?
Eğer biraz vicdanınız var ise bu soruyu bir de siz kendinize sorun...
***
Gerçeği görelim: Darbe konulu davalarla Türkiye'de birileri intikam alıyor.
Geçmişte Refahçı çizgiye karşı tavır almış; çağdaş yaşam tarzını savunan kim var ise bir yerden iliştirip içeri tıktılar.
Alın 28 Şubat yüzünden tutuklanmış subayları... Bunların söylediklerini bir kenara yazın...
Sonra da Fethullah Gülen'in aynı dönemde Refah Partililer için söylediklerini diğer kenara yazın.
Bunları karşılaştırın.
Sayın Gülen'in söyledikleri daha ağırdır. Kendisi, 16 Nisan 1997'de Kanal D'de, Erbakan'ın işi (başbakanlığı) beceremediğini, eline yüzüne bulaştırdığını, emaneti hemen geri vermesini söylemiştir.
Daha önce de o dönemde askerin müdahelesini aklayan bir konuşma bile yapmıştır. Bunda haklıdır. Çünkü; o günkü ortamda Refah Partisi, Türkiye'yi açık açık bir iç çatışmaya doğru sürüklemekteydi.
Maalesef; özel yetkili mahkeme; bu sürecin o yüzünü inatla görmezden geliyor.
Ve yetmezmiş gibi emekli subay avlamak için yeni soruşturmalar başlatıyor. İş bununla da bitmiyor. PKK'nın şehir kolu olan KCK sanıklarını çıkarmak için 4. paket devreye sokuluyor.
Teröristler dışarı, emekli subaylar içeri!
ÇİLLER KADAR OLAMADILAR
Yunanistan; Ege Denizi'ndeki bir karışlık Kardak Adası'na bayrak dikince, dönemin başbakanı Tansu Çiller, Genelkurmay'a emir verdi. 30 Ocak 1996 gecesi Türk SAT ve SAS komandoları Doğu Kardak’ı kuşatmış olan Yunan donanmasının arasından geçerek hemen yandaki ikinci adaya (Batı Kardak) çıkıp Türk bayrağını diktiler.
1996'da küçük bir kayalık için savaşı göze aldık ama şimdi Ege'de 16 Kardak daha Yunanistan tarafından işgal edilmiş.
Türkiye sesini çıkar tamıyor.
'Esed, Esed!' diye kükreyenler; Yunanistan karşısında sus pus olmuşlar.
Güçleri; içerideki muhalefete yetiyor... Yeter de artar bile...
DOĞU AKDENİZ GİTTİ
Başbakan Erdoğan; 'Kıbrıs'da Rum hükümeti diye bir hükümeti kabul etmiyoruz!' diyor.
Diyor ama o devlet saymadığı Kıbrıs Rum yönetimi Türkiye'yi devlet yerine koymuyor.
Akdeniz'in doğusunu kapatıyor.
Orada petrol ve doğalgaz aramaya başlıyor. Bizim hükümetin bağırıp çağırmasına hiç önem vermiyor. Karasuları ilan ettiği Doğu Akdeniz'i İngiliz, İsrail, İtalyan şirketlerine kiralıyor.
Rumların üstüne bırakın donanmayı sandal bile gönderemiyoruz. Ama darbecilerle hesaplaşma adına Deniz Kuvvetleri'ni darmadağın ediyoruz.
Yunanistan memnun; Kıbrıs Rumları mutlu...
BAKAN YAZICI DUY BENİ
Dün NTV'de konuşurken 'Sadece yazı yazdığı için mahkum olan bir gazeteci varsa gösterin bize.' dediniz ve fikirleri yüzünden mahkum olan gazeteci bulunmadığını iddia ettiniz.
Sayın Bakan, ben başkalarını bilmem. Ben eski Erzurum Savcılarını (Osman Şanal) eleştirdim diye hapse mahkum edildim dosyam Yargıtayda. Yargıtay da onarsa hapse gireceğim.haberguncel.blogspot.com
KCK terör örgütüne 4. paketle af getiriyorsunuz ama bizi yok sayıyorsunuz.
İşin kötü tarafı bizim gibi yazarları, sizin partinin yaptığı gibi, Milletvekili yaparak kanundan kaçıracak bir parti de yok.
Benim için de bir paket gerekmiyor mu sayın Bakan?
Yorum Gönder