Rövanş kokan gözaltılar! - Mustafa Mutlu

Bugün, bazı çevrelerin “post modern darbe” olarak adlandırdıkları 28 Şubat’ın 16’ncı yıldönümü...
Ve kaderin cilvesine bakın ki (!) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 28 Şubat Soruşturması kapsamında dün yeni bir “dalga” daha geldi: 4’ü emekli 1’i muvazzaf beş subay daha gözaltına alındı.
Gözaltına alınan isimlerden biri eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Erdal Ceylanoğlu... 28 Şubat’ta Sincan’da tank yürüten komutan!
Diğeri, Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmamak için protokolü terk etmesiyle gündeme gelen dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Orgeneral Aslan Güner...
Adaletin kestiği parmak acımaz; savcıların kimi, neden sorguya çağırdığı, gözaltına aldığı, mahkemenin neden tutuklama kararı verdiği ya da vermediği sorgulanmaz...
Da... Bu 28 Şubat soruşturmasında beni en çok rahatsız eden şey, zamanlama!
Soruşturma, geçen yıl hemen 28 Şubat’tan önce açıldı...
Bu yıl 28 Şubat’a saatler kala da dönemin çok önemli komutanları gözaltına alındı.
Üstelik bu yazıya son noktayı koyacağım saatten bu akşam 24.00’e kadar polisin daha kaç asker ya da sivilin koluna gireceği de belli değil...
Ama dünkü gözaltılar; aylardır bekleniyordu. Herkes, “28 Şubat’a doğru çok önemli tutuklamalar olacak” diyordu.
İşte rahatsız olduğum nokta bu...
Kaçmadılar!
Bu “zamanlama”, soruşturmaya “rövanş” gölgesi düşürüyor... Gözaltıların ve olacaksa tutuklamaların üzerindeki “inandırıcılığı” azaltıyor, operasyona “intikam” kokusu katıyor...
Oysa hukukta intikam olmaz...
Hukukçuların duygudan arınmış olması gerekir!
Dün polisin, çok sayıda komutanın koluna girmesinden sadece birkaç saat önce çok ilginç bir olay yaşandı.
İstanbul’dan Ankara’ya nakillerini isteyen Balyoz davasında hüküm giymiş 11 muvazzaf subayı taşıyan araç, yolda bozuldu.
Yaklaşık bir buçuk yıl boyunca “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutuklu olarak yargılanan bu subaylar ne yaptı biliyor musunuz?
Yolda kalan aracı gişelere kadar itti... Hem de kilometrelerce! Biri bile kaçmaya kalkışmadı!
Dün gözaltına alınan komutanlar hakkında kararı verecek olan sayın hâkim, umarım şu anlattığım olayı da aklının bir yerinde bulundurur ve...
Ülkeye bunca yıl hizmet eden insanların asla kaçmayacaklarını bilerek kararını ona göre verir...

Hitabe!

Gazi Üniversitesi öğrencisi Sinem Gülcan, geçen yıl Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in üniversitede katıldığı tören sırasında salon dışında arkadaşlarıyla birlikte Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okumuş...
Bu yüzden de Nene Hatun Kız Öğrenci Yurdu’ndan atılmış, aldığı öğrenci bursu da iptal edilmiş!
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal bu konuyu bir süre önce Meclis’e taşımış ve soru önergesi vermiş...
Gençliğe Hitabe’nin ne zamandır ceza gerektirdiğini sormuş...
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, bu soruyu Meclis Genel Kurulu’nda yanıtlayarak, olayı doğrulamış... Ancak söz konusu öğrencinin “izinsiz gösteri ve toplantı düzenlemek, eylem yapmak” fiillerinden dolayı yurttan atıldığını söylemiş...
Sayın Bakan’a bu kez ben sormak istiyorum:
Gazetenin önüne çıkıp, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okuyacağım... Kimden izin almam gerekiyor?
Almazsam, ne yapacaksınız?

GÜNÜN SORUSU

AKP hayranı arabeskçi Nihat Doğan, gündemde kalabilmek için her türlü numarayı deniyor... Bu kez de bir tweet atmış ve “Bugün Deniz Gezmiş 66 yaşında... Mekanın cennet olsun, benim dava arkadaşım. Seni unutmayacak, unutturmayacağız” demiş... Sorum size:
Bu haberi okuyunca ne hissettiniz?

Uyan Türkiye... (2)

İnönü Üniversitesi’nin eski Rektörü Fatih Hilmioğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında 17 Nisan 2009 tarihinden bu yana tutuklu...
Ağır hasta... Mahkeme, Hilmioğlu’nu “sağlık sorunları nedeniyle tahliye etmek” yerine, ikide bir Adli Tıp’a göndererek zaman kaybetmesine neden oluyor.
13 Ekim 1994’te Silopi’de kolunu, bacağını, gözünü kaybeden ve daha sonra yılmayarak avukat olan Emekli Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk de hasta... Uykuda solunumu duruyor; her an için kalp kirizi geçirebilir ya da felç olabilir, aort damarı yırtılabilir. Ancak bu kahraman asker, “Benden daha acil durumda olan Fatih Hilmioğlu tahliye edilinceye kadar hiçbir tedaviyi kabul etmiyorum” diyerek tedaviyi reddediyor.
Dün hep birlikte ilgili mahkemeye ulaşmaya çalıştık; bugün sıra Cumhurbaşkanı’nda...
Eğer siz de yapılanları haksızlık olarak görüyorsanız, Cumhurbaşkanı’na bir mektup yazın ya da özel kalemine telefon edin; soruna el koymasını isteyin.

İletişim bilgileri şöyle:
Adres: T. C. Cumhurbaşkanlığı, 06689 Çankaya, Ankara
Tel : (0312) 470 23 08
Faks : (0312) 470 13 16
E-posta : cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget