Ankara Dayanışma Derneği’nin düzenlediği “Yargıda Adalet” paneli düzenlendi. 30 Mayıs günü Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası salonundaki panele konuşmacı olarak Av. Gül Çiftçi Birinci CHP Genel Başkan Yardımcısı panelde adı geçmesine karşın partideki önemli bir buluşma için gelemedi. Prof. Dr. Habib Akdoğan ADD Danışma Kuru üyesi kolaylaştırıcılığında tek konuşmacı olarak Av. Ceren Kalay Eken Ankara Barosu avukatlarından konu ile ilgili geniş açıklamalarda bulundu.
Panelin açılışında ADD Genel
Başkanı Yusuf Şahin şunları söyledi:
“Günlük yaşamımız eylemimiz çok
ağır bir durumdadır ki o kadar ağır ki Türkiye bir tehlikenin tam başındadır ya
uçuruma doğru gidecek ya bu uçurumdan kurtulacak. 2003 yılında gelen şeyhlerin
tarikatların ortaklaştığı bir iktidar. 2017 yılında rejim tamamıyla değişerek
tek adam rejimine geçildikten sonra ne hak ne hukuk ne adalet ne yasa ne yargı
tanımayarak diktatörce bir durumla karşı karşıyayız. İçeride yoldaşlarımız var,
bu tek adam rejimine 17’den sonra ne hukuk tanıyor ne adalet tanıyor ne yasa
tanıyor. Sana geliyor bu partiyi kapatın diyor, zaman gelince onlara boş yere
maaş veriyorsunuz diyor, gibi laflar edip sonra bir araya toplanıyorlar. Bu
güce karşı eylem birliğimizi güç birliğimizi sahada alanda daha çok
yoğunlaşmamız gerekiyor. Şu bir gerçek, bedel ödenmedikçe başarı alınmaz. Bu
yer, bu çağ bu yöntem bu sistem tam bedel ödeme sistemi. Varlığımızı
bütünlüğümüzü, Cumhuriyetin değerlerini amasız fakatsız belli içeriği
koruyacağız.
Yurttaş birliği olarak dolaştık
gezdik halkla iç içe olduk, her gittiğimiz köyde şunu ifade ettim, çok
yüreklilik velev ki Toka Niksar’da Mahir Çayan, “önce bir ülke faşizmin baskısı
altındaysa bütün demokrasi tehdit altındadır” diyordu. Cumhuriyet tehlikede,
laiklik denen o varlık gitmek üzere. Devlette satmadık yer koymadılar,
hırsızlık yolsuzluk aldı başını gidiyor. Ben zaman zaman diyorum, bir gece
sabaha karşı kapımızı çalabilirler hazırlıklı olalım, heyecanlanmayalım diyorum.
Biz şerbetliyiz biz bu yollardan geçtik, bizi yönetenler şu anda iktidara
hazırlanan CHP sine bu geçmiş insanları çok öne alarak çok da değerlendirerek
tecrübelerinden eylem birliği içerisinde sokaktakilerle tecrübelerinden yararlanarak
yolumuza devam ediyoruz.
Panelin tek konuşmacısı Ankara
Barosu avukatlarından Av. Ceren Kalay Eken konuşmasında şunları söyledi:
“Günümüzde savunma ayağında savunmanın
avukatını avukatın avukatını da gözaltına alabiliyorlar. İstanbul’da seçilmiş
başkan ve seçilmiş yönetim kurulunun görevden alınması davası açıldı, hatta
kararı da çıktığı için henüz uygulanamıyor. Yargıda ülkenin hali içler acısı,
daha kötüsü olmuş muydu, oldu diyenler oluyor, olmadı diyenler oluyor, benim
babam öğretmen Fatsa olaylarından kısmen biliyoruz, korkunç işkenceleri, insan
hakları ihlallerini, bu kadar kötü değildi diyenler çoğunlukta. Dünyaya
baktığımızda aslında dört başı mamur bir düzen her yerde yok diyelim. Yargıda
tam anlamıyla yüzde yüz adaletin sağlandığı bir ortam yok. Filistin’in
yaşadıklarını hep biliyoruz İsrail’in yaptıklarını biliyoruz herhalde. O çok
iddialı demokrasi iddialı Batılı devletlerin hiç birisi aslında uluslararası
mahkemeye başvurulmadı kim başvurdu Güney Afrika Cumhuriyeti başvurdu.
Demokrasi babında gerçekte son derece sınıfta kalıyorlar. Ve savaş suçlusu Netenyahu
her gün insanları çocukları çocuk demeden insanları katleden Netenyahu ile
ilgili uluslararası ceza mahkemesi tutuklama kararı verdi ve o koca koca Avrupa
ülkeleri yönetimleri ülkelerine gelirse tutuklamayacaklarını açıkça ifade
ettiler. Bu yüksek yargı kararlarının uygulanmaması bir yandan tanıdık geliyor olabilir
gibi geliyor sormak istiyorum. Burada kastım şu değil, bu her yerde yapacak bir
şey yok. Biz umudu karatmak en son isteyeceğim şey. Aksine bu olan yanlışları
görüp farkındalığımızı genişletip hep birlikte çok daha doğruyu inşa
edeceğimize inancımdan ötürü.
O kadar da gerçekten kara bir
dünyada yaşamıyor olmayı diliyorum. Ama gelişmeler çok önce göstermiyor
maalesef. Fakat şunu da göz ardı edemeyiz, insanoğlunun inşa ettiği bütün iyi
gelişmeler önce hayal edilmiş, sonra arzulanmış daha sonra da gerçeğe
olabildiğince çevrilmiştir. Dolayısıyla önce hayal etmek bundan vaz geçmemeye
devam etmek zorundayız.
Dünyada bir mumun ışığını
söndürmeye yetmez diyen Mevlana’nın bu sözünü anmak istedim. Gerçekten öyle
dünyaya baktığımızda karanlık çağlara aydınlık çağlar izlemiş, Ronesans’ın
ışığı Orta çağ karanlığından doğmuş, o yüzden halkın ve aydınlığın ışığı ile
mücadele verdiğimiz bir şeylerin muhakkak ki daha iyi gideceğine inanıyorum.
Demokratik dayanak iddiası
meşruiyetini hukuk devleti olmasıdır, adaleti en üst seviyelere amaç edinmesi
karşımıza hukukun üstünlüğü çıkar. Hukukun üstünlüğü dediğimizde de hukuk
devletinin olmazsa olmazı bunu sağlayacak olan bağımsız ve tarafsız mahkemeler
yargı organları.
………………………
Cevat Kulaksız
kulcevat599@gmail.com
Yorum Gönder