Güzel Manisa'mızın; genç, çalışkan ve herkesçe sevilen, kibirsiz Büyük Şehir Belediye Başkanı Ferdi ZEYREK'in, hiç beklenmeyen bir anda, zamansız ve çok genç yaşında, daha hizmetlerinin çok başlarında, elim bir elektrik kazasında akıma kapılarak ölümü; bir CHP seçmeni ve her şeyden önemlisi de bir insan olarak, beni çok üzdü, aynı üzüntüyü tüm Manisalıların ve Türk halkının derinden yaşadığına, bugün yapılan çok kalabalık, gözyaşlarının ve insanların sel olarak aktığı cenaze töreni tanıklık yaptı.
Öncelikle; bugün toprağa verdiğimiz değerli başkan Ferdi
ZEYREK'e Allahtan rahmetler, ailesine, Manisalılara ve tüm halkımıza başsağlığı
diliyoruz. Mekanı cennet olsun inşallah.
Manisa'nın, benim yaşamımda önemli ve özel bir yeri ve
önemi vardır.
Daha değerli başkanın
doğmamış ve hayata gözlerini açmamış olduğu 1971 senesinin Ekim ayında, 22 yaşında
Piyade Yedek Subay Asteğmeni olarak ilk kez Manisa'ya gelmiş ve batı
kışla olarak anılan 8. Piyade Alayındaki görev yerime katılmıştım. Henüz bekar olduğum ve yer de müsait olduğu
için, Manisa Orduevine yerleşmiş ve
sabahları batı kışlaya giderek görev başı yapıyor, akşamları da ikamet ettiğimiz Orduevine
geliyorduk ben ve diğer asteğmen arkadaşlarımla birlikte.
Manisa Orduevi; betonların hakim olmadığı, yeşillikler arasında güzel bir bahçesi olan, yazlık
bahçesinin ortasında bir havuz ve havuzun ortasında da dans pisti bulunan o
zamana göre oldukça güzel bir yerdi. Akşam yemeklerimizi, genellikle Orduevinde yerdik, kapalı bir sinema salonu da vardı ve
yemeklerden sonra sinemaya giderdik, film başlamadan önce çok güzel müzik sunan
bir orkestrası vardı, zira er eğitim tümeni olduğu için her meslekten
insanların ve müzisyenlerin asker olarak
geldikleri ilk durak olmanın avantajını yaşıyorduk. Manisa'nın sivil halkının
da sanırım bazı koşullarla sinemaya gelme hakları vardı, bu da Manisa halkıyla askerlerin kaynaşmasına
çok güzel imkan tanıyordu.
Manisa o tarihlerde çok küçük
bir ilimizdi, İzmir'e yakın olmanın ve onun gölgesinde kalmanın zorunlu ve
zararlı bir sonucuydu bu durum.
Ancak, daha sonraki yıllarda İzmir ilinde görev yaparken ve halen İzmir
ilinde yaşarken gördüm ki; Manisa, o
1971 ve 72'lerin Manisa'sı değil, çok büyümüş nüfusu artmış bir sanayi kenti
olmuş, bırakınız İzmir'in gölgesinde kalmayı, Manisa'nın gölgesi İzmir'in
üzerine düşmüş, İzmir insanının işvereni
haline gelmiş.
Bu kısa anımızdan sonra
tekrar asıl konumuza dönecek olursak. Hepimizi çok üzen değerli başkan Ferdi
ZEYREK'in geçirdiği talihsiz kaza üzerine, kısa süren tedavi sürecinde ve
ölümünden sonra cenazesinin kaldırılması için düzenlenen cenaze töreninde, başta Manisa olmak üzere, tüm ülke olarak tek
yürek haline geldiğimiz, gözyaşlarının
sel olduğu büyük üzüntü, duygusal bütünlük ve beraberlik, Ferdi başkanın
kaybından geriye kalan tek tesellimiz oldu.
Tüm Türkiye olarak gördük ki;
yüz yüze tanımasak, hiç karşılaşıp tokalaşmamış olsak dahi, bir insanın, diğer
insanlar tarafından sevilmesi için, çok değil, parayla pulla alınıp satılmayan,
büyük yatırımlar gerektirmeyen, insanlığını kaybetmemiş, bu dünyanın faniliğine
inanarak insanca yaşamaya devam etmiş, hangi makama gelirse gelsin
kibirlenmemiş, diğer insanlara değer vermiş, onları küçük görmemiş, makamlarını
kendi ikballerine alet etmemiş, diğer insanlar için çalışmış, görevini iyi
yapmış, diğer insanların mutluluğundan mutlu olmuş olmak, yeterli olmaktadır.
Tüm politikacıların; Ferdi
başkanın, milyonlarca insanın tek yürek
olarak çarptığı, göz yaşlarının sel olarak aktığı cenaze töreni görüntülerini
özel arşivlerine alarak, zaman zaman ve
defalarca izlemelerini, insanlıklarını, fani bir dünyada yaşadıklarını
hayatın bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu
asla unutmamalarını, naçizane olarak öneriyoruz.
10/06/2025
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder