Bir hukukçu olarak, ülkemizde yaşamakta olduğumuz hukuk cinayetlerini, hukuksuzlukları eleştirmek ve doğruları ifade etmek için yazayım diyorum ve bu amaçla bilgisayarımı açarak başına geçiyorum, ama parmaklarım yazmak için bilgisayarın tuşlarına gitmek istemiyor.
İş başındaki saray iktidarı, ülkede uygulanabilir yasa ve anayasa bırakmadı,
yaşanan hukuksuzlukları ve kanunsuzlukları, bir hukukçu olarak eleştirirken baz alacağımız yasa ve anayasa
yok ki, iktidarın ve onun emri altındaki yargının hukuka, yasalara ve anayasaya
aykırı uygulamalarını eleştirebilelim.
Bu nedenle, artık yazamıyorum, kalemim oynamıyor, parmaklarım bilgisayarın tuşlarına gitmiyor, en
basiti bugüne kadar; tutuklama istisna, tutuksuz yargılanmak esastır, masumluk
karinesine göre bir kimse bağımsız mahkemelerce verilerek kesinleşecek
mahkumiyet kararına kadar masumdur diye yaza yaza, parmaklarımız
nasır tuttu, ancak değişen hiçbir şey yok.
Bu ülkede, yasalarımızdaki ve anayasamızdaki kurallar ve
evrensel hukuk kuralları geçerli değil, demokrasi
yok, bu nedenle biz hangi yasaya, anayasaya ve evrensel hukuk kurallarına göre
ülkemizde yaşanan hukuksuzlukları eleştireceğiz?
Bir ülkede hukuk yoksa, yasa
ve anayasa yoksa, özgürlükleri yok eden hiçbir uygulama, hukuk, yasa ve anayasa dışı olarak ilan
edilemez.
İşte biz de, hukukun, yasaların ve anayasanın rafa kaldırıldığı
ülkemizdeki hukuk yasa ve anayasa dışı tutuklamalara, özgürlüklerin ihlaline, eleştiri yazısı yazamıyoruz, hukukun olmadığı
ülkemizde ne yazık ki; hiçbir uyulamaya hukuk dışıdır diye eleştiri
getiremiyoruz. Var olmayan hukukun ihlalinden bahsedilemez, ne yazık ki.
01/06/2025
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder