Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın gözüne girmek, yerlerini korumak, asaleten atamalarını sağlamak için “takla atan”ların, tribünlere oynayanların sayısı giderek artarken, bugüne kadar yaşanmamış olaylara da tanık oluyoruz. Önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitimle ilgisi olmayanları ya üst görevlere getirdi ya da hak etmeyenleri “görevlendirme”yle etkili konuma yükseltti. Yıllarını eğitime vermiş olanlara da “gelmezseniz de olur” denildi ve bir kenara atıldılar.
Eğitimde yaşanan olumsuzluklara alışılmıştı ama Niğde Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirilen Celalettin Ekinci’nin yaptığı tüm bunların üzerine adeta tüy dikti. Gittiği Bağlama kasabasında iki okulun 300’er kişyilik toplantı salonu var. Belediyenin 500 kişilik toplantı salonu var. Velilerle buluşma bu salonlarda değil, camide yapılıyor.
Yöneticilikten soruşturma sonucu alındı
Celalettin Ekinci, 23 yıllık eğitimci. Ankara Milli Piyango Anadolu Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapıyordu. Hakkında yürütülen soruşturma sonucu kınama
cezası aldı. Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde okul müdür
yardımcılığından alındı. Soruşturmaya dayalı olarak yöneticilikten alınan
Ekinci, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görevlendirildi ve
ardından da okulu değiştirildi.
Bu kez Ankara’nın Batıkent semtinde
bulunan Mehmet Sağlam İlköğretim Okulu’na Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni
olarak atandı. Ancak, okul yöneticilerine bu öğretmenin tutum ve davranışları
veliler tarafından şikayet edilmeye başlandı.
Öğrencisine dayaktan ceza
aldı
Okulun din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Celalettin Ekinci, bir
öğrencisini derste dövdüğü gerekçesiyle soruşturma geçirdi. İlköğretim Müfettişi
Abdullah Karakuş iddiayı araştırdı, tarafları dinledi. Sonuçta, Ekinci’ye bir
gün maaş kesim cezası verildi. Maaş kesim cezası, Devlette ağır bir cezadır.
Celalettin Bey, bulunduğu okulun müdürü görevden ayrılmak zorunda
bırakılınca,bu kez bu okulda müdürlüğüne vekalet etmeye başladı. Asaleten müdür
atanınca, Celalettin Ekinci, Ahmet Hamdi Tanpınar İlköğretim Okulu Müdür
vekilliğine verildi.
Atama koşullarını taşımadan
Öğrencisini döven ve
bu yüzden ceza alan Ekinci, daha sonra Yenimahalle İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü’ne şube müdürü olarak yine vekaleten verildi. Bakan, Ömer Dinçer, hem
Din Kültürü öğretmeni, hem de AKP’li sendikanın üyesi olması nedeniyle Ekinci’yi
Niğde Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirdi.
Celalettin Ekinci, Milli
Eğitim Müdürlüğü’ne atama koşulları taşımıyor. Bunun için asaleten atanması
mümkün değil. Müdür olarak görevlendirildi. Bu göreve asaleten atanabilmesi için
de birilerinin gözüne girmesi, mesajlar vermesi gerekiyordu. İlk adımı, Niğde
Atatürk İlköğretim Okulu’nu, İmam Hatip Ortaokuluna dönüştürerek attı. 1942
yılında eğitim-öğretime açılan İnönü İlköğretim Okulu’nun adı da kaldırıldı, bu
okula Atatürk adı verildi.
Validen, vaaz için onay da aldım
Dün,
Milli Eğitim Bakanlığı’nın üst düzey bir yetkilisiyle konuşurken, Niğde’de
yaşanan olay için “rezalet” diyor. Veli toplantısının camide yapıldığının bugüne
kadar görülmediğini, duyulmadığını anlatıyor, “Yetkim olsa, bir saniye bile
bekletmeden bu kişinin görevlendirmesini iptal ederdim” diyor.
O öyle
diyor da, acaba camide veli toplantısı yapan Celalettin Ekinci ne diyor? Dün
kendisiyle konuştum. İşte onun söylediklerdi:
“Yaptığımız işin
arkasındayım. Bunun olumsuz, kanunsuz tarafı da yok. Benim elimde polislerin,
emniyet müdürünün, sağlıkçıların camide seminer verdiklerine dair fotoğraflar
var. Yani benim yaptığım yeni bir şey değil. Üstelik, İlahiyat Fakültesi
mezunuyum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yönergesine göre, yüksek din öğretimi
almış olanların camide vaaz vermeleri de mümkün. Ben de bu konuda ilimiz
valisinden yönergeye dayanarak onay aldım.
Kasabadaki iki okulda
toplantı salonlarının olduğu doğru. Ancak, okullarda yapılan veli toplantısına
daha çok bayanlar geliyor. Biz, eğitimin içine babaları, dedeleri de çekmek ve
onların eğitime katkı yapmalarını, okullarla, öğrencilerle, onların kıyafetiyle
de ilgilenmelerini sağlamak istiyoruz. Orada söylediklerimiz konusunda kamera
kayıtları da var. Camideki konuşmam siyasi değil, dini içerikliydi. Gerekirse
böyle toplantıları kahvede, barda, olursa kilisede de yaparım. Oralara gitmekten
de gocunmam.”
Celalettin Ekinci, “doğru, öğrenciyi dövmekten maaş kesim
cezasına çarptırıldım. Ancak, bana göre o dövmek sayılmazdı” diyor ve daha
önceki cezasının da “uçkur” ya da “para” ile ilgili olmadığını belirtiyor. Milli
Eğitim Müdürlüğü için atama koşullarını taşımadığını, o yüzden “görevlendirme”
olduğunu da ekliyor.
Ömer Dinçer, gerçekten eğitimi içinden çıkılmaz
hale getirdi…Bunun sıkıntıları daha çokk görülecek…
Yorum Gönder