Çağdaş Yaşama Düşman - Şükran Soner

13 Nisan 2009 sabahı güvenlik güçleri ÇYDD ve 36 şubesine baskın düzenlemişti. Bilgisayarları, dosyaları, cep telefonları kamyonlara yüklenip götürülmüş, yönetim kurulu üyeleri, şube başkanları, gönüllüleri üç dört gün gözaltında tutulmuşlardı. Türkan Saylan’ın evine yapılan operasyon, çevre sakinlerinin evinin önünde toplanıp operasyonu protesto ederek kendisine sevgi gösterisi yaptıkları, Sevgili Türkan Saylan Hoca’nın camdan gülerek, onurla seslenişinin görüntüleri, balık hafızalı bir toplum olmaktan sabıkalı sayılsak da çok sıcak belleklerimizde...
Zaten ileri derecede kanser hastası idi... Gelecek kuşaklara çağdaş insanın onurlu duruşunun son derslerini vererek... Bir kampanya, bir konser, yarım kalmış işleri hasta yatağında tamamlamayı sürdürerek, bir ay kadar daha nefes alıp verebildi... Sevgisini, çalışma gücü, direnme enerjisini, sorumluluk görevini arkadaşlarına, gelecek kuşaklara devrederek aramızdan uçup gitti...
İşte Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yöneticileri tam da bu sorumluluk ruhu içinde, o günden bugüne gelişmeleri, yaptıkları işleri anlatmak üzere dün bir basın toplantısı düzenliyorlardı ki... İki ayrı bakanlığa bağlı denetçiler dün yine; bir daha, bir daha kaçıncı kez yapıldığı sayılamayacak kadar üst üste teftişlerini yeniden başlatmışlardı... Maliye, dernekler masası teftişleri için evrakların, dosyaların, her tür belgenin taşınması, hesabının verilmesi, davalar, verilen cezalar arasında.. ömür törpüsü zaman tüketilir, gönüllü çalışmalarda moral değerler aşağı çekilmek istenirken... Çağdaş Türkiye’nin gelecek kuşaklarına, ağırlıklı genç kızlarımızın okutulmasına, yoksul çocuklara eğitim bursu sağlanarak geliştirmek, bir adım ileri eğitimlerinin çağdaş yaşma dönüştürülmesine yönelik gelişimlerinde katkılar üretmek... Çağdaş yaşama, çağdaş insanların var oluşlarına düşman iktidarları, ideologlarını, giderek daha çok yelerinden zıplatıyor olmalı ki.. ÇYDD’ye yapılan çelenk bağışı üzerinden bile dava açılabiliyor. Halen ÇYDD’nin üç yöneticisi terör örgütü üyeliğinden yargılanırken, çağdaş yaşama açılan yolu, çalışmaları kırmaya yönelik şeytana pabucunu ters giydirebilecek baskı yöntemleri denenirken, köklerini derine uzatan çınar gibi güçlenerek yola devam ediliyor...

***

ÇYDD Başkanı Prof. Aysel Çelikel’in sunumunu yaptığı belgesel, verilerle 13 Nisan’dan günümüze yolculukta, sorunun değil çözümün parçası olmak, insan haklarına saygılı, çağdaş bir yaşam, eğitim felsefesine ulaşmak amacıyla 13 Nisan 2009’dan günümüze ÇYDD 12 şube daha açarak şube sayısını 102’ye çıkarmış. 30 bin olan kız öğrenciye burs desteği 55 bine ulaşmış. 33 bin olan üniversiteliye burs sayısı 2012 yılı sonunda 69 bine çıkmış, 13 Nisan 2009’dan bu yana burs verilen öğrenci sayısı 124 bin öğrenciye varmış. Burs vermekle yetinilmemiş, sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmiş. Kişisel gelişim çalışmalarında görev almak üzere yurtdışına öğrenci gönderme programları, burslu öğrenciler için profesyonel yaşam, kariyer koçluğu, sanat yarışmaları, okul, yurt, eğitim evi üniversite birimi, yurt yapımı, okullara eğitim malzemesi, kitap-kırtasiye, çeşitli donanım yardımları.. çalışmaları gündeme girmiş...
ÇYDD Başkanı Prof. Aysel Çelikel’in, Atatürk devrimleri, Cumhuriyet kazanımlarını koruma yolunda çağdaş, aydınlanmacı bireyler kazandırma, dernek çalışmalarına yönelik baskılardan yola çıkarak ülkemizde yaşanan yargı krizine ilişkin açıklamalarını haberler sayfalarımızdan okumuş olmalısınız... 45 yıl süreyle hukukçu, savcı, yargıç yetiştirmiş bilim insanı, bakanlık yapmış biri olarak yargının işleyişinde milyonlarca sayfa iddia, delille karar verilebilmesinin insana, gerçeğe, doğaya aykırı olacağının, “Bu iş bitmiştir” saptamasının altını çizmekle yetineceğim...
Yeri gelmişken KAGİDER-KADER’in yaklaşmakta olan seçimlerle bağlantılı kadınların siyasete atılmaları çağrı ve çalışmalarını anımsamakta yarar var. Bir koşulla; kadınların iş, toplumsal yaşam, siyasete katılmalarının yaşamsal öneminin altı çizilip vurgulanırken günümüzdeki kavram karmaşasında “kadın üzerinden siyasetin” ucuzluğunun, kadın haklarını gasp etmeye yarayan boyutlarının da açığa çıkarılmasıyla... Kadınları vitrine alarak seçim şanslarını katlayan siyasi partiler ne yazık ki günümüzde, en çok biat kültürüne, çıkara teslim kadınları kullanarak en yaşamsal alanlarda gerçek kadın haklarının gasp edilmesinde çok başarılı kullanma yönetmlerini geliştirdiler... Sadece kadına acımasız bakan ilkel şeriat düzenlerinde, Afganistan, İran, Hizbullah.. uygulamalarındaki vahim kadınların sömürüsünden de değil, ülkemizden, ABD-AB’den, çok fazla kadın üzerinden kadın haklarının gasp edilmesiyle ilgili olumsuz örnekleri saymaya bu köşemizde yer yok... Ancak kadın hakları savunucusu örgütlenmelerimizi, çok sayıda kadını siyasete sokma kısırdöngüsünün üstüne çıkmaya, kadın kimliğiyle birlikte gerçek kadın hakları savunuculuğu kriterlerini aramaya çağırmakla yetinelim...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget