Her devrin mazlumu, binlerce mazlumun ilham kaynağı,
desteği-dayanağı olan bir mazlumdur.
Her devrin mazlumu,
Kur'an'dır.
Kur'an; kendisiyle savaşanlarla, kendisini benimsemiş gibi
görünüp de hayatın dışına itenleri, ‘zalim’ olarak nitelendirmektedir.
O
halde, Kur'an'a zulüm iki kanaldan gelir: Ona karşı çıkan imansızlık kanalı, ona
inanmış olduğunu söyleyip de onu hayatın ve dinin kısmen veya tamamen dışına
iten riyakârlık kanalı. Namıdiğer dincilik kanalı. Bu iki kanalın çocukları,
indiği günden beri Kur'an'a zulmetmektedirler.
Kur'an'a zulüm, onu
insanlığa tebliğ eden peygamberin ölümünden sonra, dini saltanat ve egemenlik
aracı yapan Emevî zorbalarıyla başladı. Kur'an'ı tebliğ eden Peygamber’in
torunlarını zehir ve kılıçla katleden bu ‘hıyanet kavmi’nin kahır ve nefreti,
aslında Kur'an'a karşı idi.
Bugünkü İslam dünyasının perişanlığının
biricik sebebi de Kur'an'a zulümdür. “Müslüman bir kitlenin Kur'an'a zulmü nasıl
söz konusu edilebilir?” diye elbette ki sorulacaktır. Cevabı Kur'an
vermiştir:
Kur'an'a yapılacak zulümlerin en büyüğü, onun kâğıt ve kılıflarını
kutsayıp hükümlerini hayatın dışına itmektir. İslam dünyası bunu yapıyor. Biri
şöyle yapıyor, öteki böyle yapıyor. Kur'an'ı tebliğ eden Elçi'nin, mahşer
meydanında kurulacak en büyük mahkemede, kendisine inandığını söyleyenlerden tek
şikâyeti işte bu olacaktır:
“Resul şöyle der: ‘Ey Rabbim, benim toplumum, bu
Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular.” (Furkan, 30)
Bugün, bütün
dünyada, hemen her şey ‘Kur'an'a rağmen’dir. Hepsinden ilginci, din, Kur'an'a
rağmendir. İslam dünyasında durum daha da vahimdir. İslam dünyasında hiç değilse
şeklî ibadetlerin Kur’an’a uygunluğu tam olur diye düşünebiliriz. Hayır, o
konuda bile durum sanıldığı gibi değildir. Kur'an'ın emrettiği abdest, namaz,
oruç, hac gibi ibadetler bile Kur'an'a ters bir biçimde uygulanmaktadır.
KUR’AN’A EN BÜYÜK ZULMÜ DİNCİLER
YAPIYOR
“Kur'an” dediğiniz anda, en ileri dincilerin bile kan
tepesine fırlamaktadır. Bir örnek olarak Türkiye’ye bakalım: Türkiye’de inkârcı
zulüm, “Kim demiş Kur’an mucizedir! Kur'an çöl kitabıdır, bize ne, Araplar
okusun” diye haykırırken, dinci zulüm, “Arapça bilmeyenler Kur'an'a el sürmesin”
fetvasıyla inkârcı zulme taşeronluk yapmaktadır.
Dahası var:
Son
zamanlarda, “Bütün Müslümanların ana dili Arapça’dır. Müslüman olduğumuz için
biz Türklerin de ana dili Arapça’dır. Biz de ana dilde eğitim istiyoruz, ana
dilimizi öğrenmek istiyoruz” diyebilen süper manyaklar türemiştir. Arapçılıkla
kafayı yiyen süper manyaklardır bunlar. Süper manyaklar ve süper
alçaklar...haberguncel.blogspot.com
Tuh bunların ervahına! Tuh ve yuh!
‘Kur'an'a rağmen din’in
dükalıkları, beylikleri, kethüdalıkları, hatta şiddet çeteleri oluşmuş-tur.
Onları kullanan haçlı emperyalizm bu gidişin devamını ‘lüzumlu’ görüyor.
Kur’an’ın gerçek dinini tanıyanlara ise sadece şunu söylemek
kalıyor:
Kur'an'a inanmayanlar sürünmekten kurtulabilirler; çünkü kötü
niyetleri ve zulümleri yoktur ama, Kur'an'a zulmedenler asla kurtulamazlar.

Yorum Gönder