Bölücü, dön bir bak Sinop'ta ne oldu! - Necati Doğru

Acıları gömmek, silahları bıraktırmak için yola çıktık diyorsun.
Sen söyleyip.
Sen dinliyorsun.
Sen çalıyor.
Sen oynuyorsun.
Sinop’ta, Samsun’da; “acıları dindirmek maskesi altında ülkeyi bölmek için yola çıktığın” algılanıyor.
Bölücü!
Dön bir bak.
Sinop’ta ne oldu!
Samsun’da ne oluyor?


Xxx

Gidip Mardin’de “bölücülere, şirin, sempatik, sevimli görünmek” için “Ben Türk Milliyetçiliğini ayağımın altına alırım” diyorsun. Fakat İmralı’da görüşme yaptığın Abdullah Öcalan da kalkıp “Ben de Kürt Milliyetçiliğini ayağımın altına alırım” demiyor.
Abdullah Öcalan’ı kurucu önder kabul etmiş Kandil’deki bölücü de demiyor.
Pariste’ki bölücü de…
Londra’daki bölücü de…
Erbil’deki bölücü de…
Onlar; “Biz de Kürt Milliyetçiliğini ayağımızın altına alır çiğneriz. PKK silahlı terörü hataydı, Türk ve Kürt annelerden özür dileriz” demiyorlar.

Xxx

Samimi, dürüst, adil algılansın diye  “Barış Süreci” adını taktığınız filmin sonunda kurulacak “Özerk Kürdistan yönetiminde önemli koltukları kapabilmek için”  bugün İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşme kuyruğunda öncelik almaya çalışan BDP’nin başkanları, eş başkanları,eski feodal Kürt ağalarının oğulları ile kızları olan  milletvekillerinden tek bir tanesi dahi çıkıp, “Kürt Milliyetçiliğini ayak altına alırız, yeter ki analar ağlamasın” demiyorlar.
Bir tek sen bağırıyorsun.
Türklüğü ayak altına alırım.
Onlar da bağırıyorlar.
Kürtlüğü baş tacı ederiz.
Sen Doğu Anadolu illerine “camilerde Türkçeden vazgeçilsin  Kürtçe vaaz verilsin” talimatı gönderiyorsun. Onlar ise “ne gerek var burada herkes Türkçe biliyor, 80 yıldır Türkçe verilen vaazları herkes anlıyor, dini inancımızda bir gerileme yok ” demiyorlar.

Xxx

Senin ayak altına aldığın birleştirici bütünleştirici milli duyguyu onlar baş tacı ederek Sinop’a geldiler. Çay bahçesi sahibi işyerini kapattı, Büyük bir Türk bayrağı asarak gelenleri kınadı. Sonra Sinop’un Sakarya Caddesi’nde dükkanlar Türk Bayrakları ile donatıldı.
Sonra da öğretmenevi kuşatıldı.
Türk bayrağı oraya da asıldı.
Gelenler, öğretmenevinden çıkamadılar, 9 saat sonra polis gücü ve panzerle kurtarılıp Samsun’a gönderildiler.
Samsun’da da aynısı oldu.

Xxx

Demek ki halk, sizin “barış süreci” dediğinizi “silahların bırakılması olarak” algılamıyor.
Ülkeyi bölmek diye algılıyor.
Sizin çözüm dediğinizi halk, “Doğu Güneydoğu Kürtlerin! Vatanın geri kalanı hem Kürtler ve Hem Türklerin olacak!” diye algıladığı için “Sinop’u terk edin ve Samsun’a ancak Atatürk çıkar” diye ancak panzerle durdurulabilecek tepki yükseltiyor.
“Kürt sorununu” diyorsunuz.
“Türk sorunu” yarattınız.



(uyan borsu)
Bavulcu
 “Vagon lazım”
dedi!

Göçen haftanın canlı gündemi içinde satır arlarında kaynayıp gitti. Uyaran bir haberdi. Şu ünlü düzmece “Balyoz Davası Bavulu”nun getirilip yayınla diye verildiği Gazeteci Mehmet Baransu, “Bu iktidarın çaldıkları ve soydurduklarının belgeleri bir vagonu dolduracak kadar çok” demeye getiren cümleleri TRT İstanbul Radyosu’nda söyleyince; o program yayından kaldırıldı. Baransu’nun iktidarı eleştirdiği için programın kaldırılmasına neden olan sözleri şöyle: “28 şubat 13 yıl sonra yargılanıyorsa bugünün hırsız işadamları, hırsız bürokratları da yargılanacaktır. Türkiye şu anda arka odalarda ihale dağıtarak soyuluyor”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget