Ruh ikizleri AKP-BDP’si ve medyasıyla milletle nasıl da alay ettiler!.. Teröristbaşına gidecek isimlerde “kriz var”mış da, “eyvah süreç kesiliyor”muş da!..
Bal gibi “pazarlık”, daha doğrusu teröristbaşı-PKK’nın “şartı” vardı. Yazmıştım, “4. Paket Meclis’e sevkedilir, İmralı’ya yola çıkılır” diye.
AKP iktidarında Bakanlar Kurulu olağanüstü bir hâl olmadıkça ne günler toplandı; Pazartesi. Ya AKP MYK’sı; Cuma.
Peki
bu hafta ne oldu? Başbakan Erdoğan Ankara’da olduğu halde Pazartesi
günü Bakanlar Kurulu toplantısı yapılmadı. Bunun yerine saat 12.30’da
AKP MYK’sı toplandı. Saat 17.30’da da Erdoğan, Arnavutluk Parlamento
Başkanı Jozefina Topalli Çoba ile görüştü.
Tablonun netleşmesi için gün gün gidelim:
17 Şubat Pazar: Başbakan Erdoğan, “İmralı’ya gidecek ikinci heyeti bu akşam açıklayacağız” dedi, ama o açıklama gelmedi.
18 Şubat Pazartesi: Bakanlar Kurulu toplanmadı!.. Kardeş Mehmet Öcalan İmralı’ya gitti.
20 Şubat Çarşamba: Erdoğan, “İmralı’ya gidecek ikinci heyeti bu akşam Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le değerlendireceğiz ve Ergin kararı yarın açıklayacak” dedi.
BDP, İmralı’ya gidecek milletvekillerinin isimlerinin Adalet Bakanı Ergin’in danışmanına bildirildiğini duyurdu. Beraberinde, “Mehmet Öcalan’ın İmralı ile yaptığı görüşmenin isimleri belirlemede etkili olduğu” vurgulanarak, şu yazılı açıklama yapıldı:
“Bilindiği
üzere uzunca bir zamandır BDP’den ikinci bir heyetin İmralı’ya gitmesi
gerekiyordu. Bu konuda sayın Öcalan, önemli bir süreç olduğunu Eş
başkanlarla görüşmek ve tartışmak istediğini açıklamıştı. Son olarak kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede ikinci heyeti beklediğini bir kez daha ifade etmiştir. Hükümetin bu konudaki tutumunu basından takip ettiğini ve çok olumlu bulmadığını da vurgulamıştır.
Fakat sürecin tıkanmaması için ikinci bir öneride bulunduğunu BDP
Milletvekilleri Sayın Sırrı Süreyya Önder, Sayın Altan Tan ve Sayın
Pervin Buldan’dan oluşan ikinci heyeti beklediğini bildirmiştir.”
21
Şubat Perşembe: Teröristbaşının belirlediği isimlerin gönderileceği
resmen açıklandı. Bu arada Diyarbakır’da KCK davasını izlemeye giden BDP
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Biz
BDP olarak ‘ille de İmralı'ya gitmek istiyoruz’ demedik, Ada'ya
gitmemizi bizden hükümet istedi. Oslo'da devlet adına görüşme yapanlar,
mesajları İmralı'ya ve Kandil'e kendileri götürüyordu. Oslo sürecinde
mekanizmayı devlet kendisi kurmuştu. Bu defa bizden, 'desteğiniz,
yardımınız olabilir mi' diye rica ettiler” iddiasında bulunurken, KCK’lıların derhal serbet bırakılmasını istedi.
22
Şubat Cuma: Bakanlar Kurulu toplandı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet
Sözcüsü Bülent Arınç, 4. Yargı paketinin imzalanarak, TBMM’ye sevk
edildiğini söyledi. Paketin tamamen PKK-KCK’lılar için çıkarıldığını da
şu sözlerle itiraf etti:
“Ergenekon
veya Balyoz sanıkları bundan istifade mi edecek, askerler veya
milletvekilleri de bu kanun çıktığı zaman tahliye mi edilecek şeklindeki
sorular 4. yargı paketinin içerisinde cevabını bulmuyor. Yapmak
istediğimiz konu genel bir düzenlemedir. Özellikle bildiri ve düşünce
açıklamalarında veya propagandada şiddet unsuru yoksa, silaha
yöneltmiyorsa, tehdit içermiyorsa her türlü açıklamanın serbest olacağı,
en azından suç teşkil etmeyeceği esası getirilmektedir.
Beklentilerinizi karşılayamayacağı için 4. yargı paketinden dolayı mahcubiyet duyduğumu da ifade etmek istiyorum.”
Aynı gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, paketle bazı dosyalar yönünden “yeniden yargılama” yolunun açılacağını, ancak bunun Öcalan’ı kapsamadığını söyleme ihtiyacı duydu.
Oysa “İmralı süreci” başladığında bizzat iktidar yanlısı Sabah Gazetesi, teröristbaşının pazarlık şartlarını yazmıştı ve bunlardan birisi de “yeniden yargılanması” idi.
Gerçi böyle paketlerin nerelere varacağı, kimleri kapsayacağı hiç belli olmaz. Ama velev ki Ergin’in “teminatı” doğru olsun, acaba Hükümet Sözcüsü Arınç, “beklentilerinizi karşılayamayacağı için” derken kimleri kast ediyordu ve “mahcubiyeti”nin sebebi, bu şartı “şimdilik” yerine getirememeleri miydi?
Bakanlar
Kurulu’nun sırf PKK’ya pey akçesi vermek üzere toplanıp, KCK’lıları
serbest bırakacak 4. Paketi alelacele Meclis’e sevketmesi, ancak ondan
sonra BDP’lilerin lutfedip İmralı’ya yolculanması utanç değil de,
paketin yetersiz olması mahcubiyet verici öyle mi?
BDP’lilerin
İmralı’ya ala yü valalarla, hediyelerle, damat-gelinler gibi gidiş,
dönüş törenlerini gördünüz. Dönüşteki o açıklama, terörist oldukları
iddiasıyla hapse konan KCK’lılarla, PKK’nın kaçırdığı insanlarımızın
aynı kefeye konması, her ikisine “tutsak” denmesi, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile terör örgütünün eş değer tutulması... Bunlardan
utanmayacağız da, paketin yetersizliğinden mahcubiyet duyacağız öyle mi?
- Güneş Şehitlerinin Yıldönümü -
5 yıl önce 21-22-23 Şubat günlerinde neler olmuştu hatırlıyor musunuz?
TSK’nın
Irak’ın kuzeyine düzenlediği son kara harekâtı yapılmıştı. Harekâtın
ismi GÜNEŞ’ti. PKK’lı teröristlerin 8 Ekim 2007’de Gabar Dağı’nda şehit
ettiği Şanlıurfalı Piyade Onbaşı Kazım Aksoy’un 3 yaşındaki kızının
adıydı Güneş. Babasının cenazesine tek ayağı çıplak, diğer ayağındaki
çorap delikli gelmişti.
İşte o
Güneş Harekatında 19 askerimiz ve 1 korucumuz şehit oldu. Bugün onların
ölüm yıldönümüydü, Ankara’dakiler İmralı yolu gözlerken, aileleri
mezarları başında göz yaşı döküyordu.
Harekatı, dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız yönetmişti. O da bugün Silivri’de.
Ankara-İmralı
hattının mimarları; O şehitlerimizin kemiklerini sızlattınız...
Güneş’in yüreğini ve yüzünü kararttınız... Bilesiniz!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler...
Müyesser YILDIZ
23 Şubat 2013
Yorum Gönder