Hatay’ın Cilvegözü sınır kapısında bomba yüklü aracın patlatılması ve 14 kişinin hayatını kaybetmesine benzer olaylar yine gerçekleşebilir. Aslında, son patlamanın işaretleri önceden verilmişti. Pınarbaşı’nda, Gaziantep’te patlayan bomba yüklü araçlar olaylarını çabuk unuttuğumuz için olay önceden önlenemedi.
AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nde yasadışı dinleme iddialarını gündeme getirmişti. Olayı araştırdığımızda, AKP’li bir bakanın telefonlarının yasadışı bir biçimde dinlendiği ve AKP Genel Başkan Yardımcılarından birisine verildiğini öğrenmiştik. Şamil Tayyar’ın o günlerde suçladığı isimlerden birisi, Gaziantep emniyet istihbarat şube müdürüydü.
Emniyet’te yasadışı
dinlemelerden fırsat bulunmamış olunacak ki, istihbaratçılar asıl görevlerini
unutmuşlar. Örneğin, Gaziantep’te bir araca patlayıcı yükleniyor. Bu araç,
Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine kadar gelebiliyor. Araçtakiler, yolda başka bir
nedenle gördükleri polislerin kendilerini yakalamak istediklerini düşününce,
Emniyet’e yöneliyor ve 26 Mayıs 2012’de aracı patlatıyorlar.
Nasıl
Gaziantep’ten bomba yüklenip başka yerlere gidiyorsa, başka yerlerden yüklenip
Gaziantep’e eylem için de gidilebiliyor. İstihbarat şube müdürü görevinden
ayrılalı henüz iki gün olmuştu. Ancak, ekibi görev başındaydı. Patlayıcı yüklü
araç Gaziantep’e getirildi ve Emniyet binasının önünde 20 Ağustos 2012’de
patlatıldı. 10 vatandaşımız hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
O müdür, Hatay’a gönderilmişti
Değişik ülkelerin istihbarat
örgütleri, Suriye sınırındaki gelişmeleri yerinde izliyor. Kontrol altına
aldıkları güçleri, ülkelerinin amaçları doğrultusunda yönlendiriyor. Halk
deyimiyle bölgede “kimin eli kimin cebinde belli değil.” Tam durum böyle. Bomba
yüklü araç Türkiye’den de gidiyor, Suriye tarafından da Türkiye’ye giriyor.
Suriye tarafından niçin giriyor? Çünkü, bomba yüklü araç Suriye
sınırından Türkiye’ye sorunsuz sokuluyor. Bunlar, Türkiye topraklarında güvenli
bir biçimde, Türkiye toprakları kullanıp Suriye’nin başka bölgelerine
naklediliyor. Suriye tarafından gelen patlayıcılar olduğu gibi, Türkiye’de imal
edilip Suriye tarafına gönderilen patlayıcılar olduğunu yörede herkes biliyor.
Bakın şu işe, Gaziantep’te araca patlayıcı yüklendiğini, Gaziantep’te
patlayıcı yüklü bir aracın patlatılacağını önceden öğrenemeyen ve bu iki önemli
olayı önleyemeyen ekibin başı olan istihbarat şube müdürü nerede dersiniz?
Kendisi, Gaziantep’teki büyük patlamadan sonra Hatay Emniyet istihbarat şube
müdürlüğü’ne atanmıştı.
17 Aralık’ta uyarmıştık
Suriye’den gelenlerin
bir bölümü kamplarda tutulurken, bazıları sınır illerinde kiraladıkları evlerde
oturuyor. Tamamen denetimsiz, kim oldukları belli olmayan on binlerce kişi
topraklarımızda. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a dayanarak kamplarda 150 bin
Suriyeli var ama Türkiye’ye giren 80 bin civarında Suriyeli’nin de nerede
olduğunun bilinmediğini 17 Aralık 2012 tarihinde okuyucularımıza duyurmuş,
denetimsizliğe dikkat çekmiştik.
Yalnız biz değil, CHP Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker de aynı konuya sıkça dikkat çekti. Dün konuştuğum
Şeker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın, yakalanan silahlarla ilgili
rakamlar verirken, patlayıcı madde yapımında kullanılan kimyasallara hiç
değinmediğini belirtiyor. Ele geçirilen kimyasal maddeler nereden geliyor,
nereye gidiyor bunlar da araştırılmadan kapatılıyor.
Evlerde patlayıcı
maddeler yapılıyor. Ölenler oluyor. Gaziantep, Hatay caddelerinde artık insanlar
rahat dolaşamıyor, her an bir patlama olacakmışçasına tedirginlik yaşıyor. O
yüzden, Cilvegözü Sınır Kapısında meydana gelen patlama için de yine bir halk
deyimi kullanalım: Perşembe’nin gelişi, Çarşambadan belliydi…
O
malzemeler nereden geliyor?
Yine, 23 Ocak’ta Gaziantep'in, Kızılhisar
Mahallesinde bir bağ evinde bomba yapılırken saat 22.00’de patlama oldu, 3
Suriyeli yaralandı. İşte, Milletvekili Mehmet Şeker burada önemli bir iddiayı
gündeme getiriyor:
“Yaralı Suriye vatandaşları hastaneye götürülürken,
itfaiyeden giden ekibe de ‘Aman kimseye bir şey söylemeyin, bu iş gizli kapaklı
kalsın, kimse bunu duymasın’ deniliyor. Patlama olan evde görgü tanıklarına göre
roketatar mermileri de bulunuyor. Kendi şehrimizde, kendi illerimizde bomba
yapımında kullanılan malzemelerin olduğu bir ortamda yaşıyoruz ve bu işin daha
kötüsü, bir kamu görevlisi hakkında da dava açılmak isteniyor ama buna izin
verilmiyor.”haberguncel.blogspot.com
Açıkçası sınır bölgesinde bulunan vatandaşlarımız “bomba
üstünde” yaşar hale getirildi. Her an bir patlama olabileceği endişesini
taşıyorlar. Sınır illerimizde ticaret büyük darbe yedi. Önemli yatırımlar durdu.
Gaziantep’te meydana gelen ve 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan olay “PKK eylemi”
diye geçiştirildi. Peki, sınır kapısındaki eylem kimin işi? 14 kişinin ölümünden
kim sorumlu? 200 kişinin izi sürülüp bombacıyı yakalayacaklarmış…Olayı
önleyemedikten sonra yakalasanız ne çıkar?
Yorum Gönder