İmralı Adası ve Terörist başı! - Tünay Süer

İmralı Adası ve Terörist başı!
İmralı Adasına gitmediğim için hiç bilmemem normaldir. Ancak bu adanın adını ilk kez Yassıada Yargılamaları sonunda bir demokrasi ayıbı saydığım, Demokrat Parti dönemi başbakanı Adnan Menderes, dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve maliye bakanı Hasan Polatkan'ın cezalarının orada infaz edilmeleri ile duymuştum.
Orhan Bey'in komutanlarından Emir Ali'nin Bizanslılardan aldığı adanın Kalolimnos olan adı Emir Ali olarak değiştirildikten sonra, zamanla İmralı'ya dönüşmüş.
Osmanlı döneminde Mudanya kazasına bağlı bir nahiye olan adada 1913 yılında, içerisinde üç köy, 250 hane, bir okul, üç manastır olan ve tamamı Rumlardan oluşan 1.200 kişi yaşarmış. Lozan Antlaşmasından sonra Nüfus Mübadelesi (1924) ile halkının Yunanistan'a gitmesi ada boş kalmış.
1935 yılında Fahri Usta denilen bir hükümlü tarafından yıkık dökük kilise onarılarak koğuşlara çevrilmiş ve ceza evine dönüştürülmüş. Böylece Türkiye'nin ilk yarı açık cezaevi burada kurulmuş. Cinayet suçundan ceza alan 50 mahkûm adada tamamen serbest olarak ziraat işleri ile uğraşarak mahsullerinin kazancı ile kendilerini geçindirmektelermiş.
1999'da,  bebek katili Abdullah Öcalan buraya nakledilene kadar böyle sürüp gitmiş ve ada boşaltılarak sanki bu katile tahsis edilmiş.
İçerisinde Rumlar yaşarken belki pek bilinmeyen İmralı’nın adı şimdilerde Türk Hükümetinin sık sık bahsetmesi ile belki dünyaca meşhur olmuştur.
Bu adayı benim gibi bilmeyenler için kısaca araştırıp anlatmaya çalıştım.
Neden İmralı’ya taktım diye belki şaşıracaksınız.
Nasıl takmayayım?
İmralı aşağı, İmralı yukarı, artık istifra edesim geliyor.
Kanlı terörist başının adı değişti sanki.
Bakınız sevgili başbakanımız “İmralı’nın verdiği mesajlar önemli” diyor.
Ada konuşmaya başladı gibilerden.
Acaba diyorum;  bu ada insanoğlunun bilmediği bir dil ile konuşuyordu da,  ne içinde yaşayan Rumlar,   ne de bir başkaları anlamamışlar mıydı?
Yoksa başbakana gaipten sesler mi geliyor?
Şaka bir yana başbakanın bu İmralı muhabbeti bıktırdı artık.
Neden APO demiyor da İmralı diyor?
Sayın Öcalan diyemediği için mi, yoksa binlerce askerimizin, polisimizin bebeklerimizin, sivil masum halkımızın katili olan adamı halka karşı bir masum gibi göstermesinin çabasından mı?
İmralı diye,diye ortalığı yumuşatmaya mı kalkıyor? Düşünmeye başladık. .
Bülent Arınç’ta biliyorsunuz onun dindar olduğunu namaz kıldığını anlatıyordu.
Oysaki adamın Ermeni asıllı olduğu, Kürtçe bilmediği bile söyleniyor. Ermeni asıllı olduğunu iddia edemem ama Türkiye’ye teslim edildikten sonra mahkemede Kürtçe konuşan birisine Türkçe konuş anlamıyorum dediğini bizzat işitmiştim.
Her ne kökenden olursa olsun orası beni ilgilendirmiyor çünkü ben ırkçı değilim.
Beni ilgilendiren şey bu insanın bir vatan haini olduğu ve bunca kan akıtmasıdır.
Gelelim başbakanımıza yine.
“Bizim illegal bir örgütle anlaşma masasına oturmak gibi bir derdimiz asla olmaz” diyor.
Hay Allah! Sinirimden ağlayasım gelirken bu sözlere gülüyorum.
Ya, bunlar ne kadar tutarsız sözler Sayın Erdoğan.
APO denilen adam kim?
 Senin illegal dediğin örgütün başı değil mi?
Nasıl onu muhatap alırsınız?
Bütün olanlar bu herifi serbest bıraktırmak ve kanlı örgütünün başına getirtmek, meşrulaştırmak için mi oluyor?
Diyarbakır’da üç PKK lı kadının cenazelerinde PKK bayrakları ile bu katilin posterleri yok muydu?
Ümmeti âlem bu adamın kim olduğunu biliyor ama Türkiye başbakanı onun adını İmralı koymuş, nerede ise adamı mağdur bir insan yapacak.
Olacak iş değil.
Benim kahramanlarım, koskoca bir ordunun generalleri, subayları bu pislik adam serbest kalsın diye mi esir tutuluyorlar?
Ordumuz bunun için mi çökertildi?
Bunun için mi aslan gibi gençlerimiz şehit oldular?
Yazıklar olsun be!...
Bak sevgili başbakanım; senin ordun darmaduman edilmiş, bu hainlerin ellerine bir güç geçse inan ilk önce seni arkandan vururlar.
 Hava Kuvvetlerimizde 100 savaş pilotumuzdan 15 i istifa etmiş. Donanmamıza komuta edecek amiral kalmamış.
Haydi, sen bir yana diyelim, ordunun başkomutanı olan Sayın Gül’e ne demeli? Nasıl başkomutanlıktır bu?
Bu kadar suskun başkomutan olur mu?
Sayın başbakanım sen en iyisi tez elden şu özel yetkili mahkemeleri kaldırıver.
Hani MİT Müsteşarın için bir gecede yasa çıkartmıştın ya. Gene öyle yap, bu kadar ah alma lütfen.
Sende biliyorsun ki Balyoz, Kafes, Ergenekon davaları hepsi uydurmacadır. Sanırım bu kadar aile perişanken hayır duaları etmiyorlardır.
Gel ne olursa olsun bu sevdadan vaz geç, başbakanı olduğun halkını sevgiyle kucakla ve rahat uyu.
Bir de şu var, söylemeden edemeyeceğim.
BDP li bölücüleri anlarım, tehditler savururlar, polise silah çekerler, tokatlarlar, hakaret ederler çünkü onlar vatan hainidirler. İlle velakin iktidarda olan bir partinin vekilinin (Cuma İçten) "22 bin tane PKK'lı öldürüldü yani 22 bin tane çocuğum öldürüldü” sözlerini hazmetmem kolay değil.
Bu ne demek oluyor?
AK Partinin içine de mi sızmışlar sayın başbakan? Böyle mi anlamalıyız?
Mademki 22 bin çocuğu vardı o zaman çocuklarının yanında saf alsaydı değil mi, AKP de işi ne?
Mehmet Akif Ersoy ne demiş, Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen Alsancak.
Bizler yani ulusalcılar, diğer deyimle Atatürkçüler de korkmuyoruz. Bizim askerimizin ölüsü bile bu düşmanla baş eder, aslanlar gibi ezer geçer.
Sıra bize geldiğinde;
Gerekirse taşla, sopayla ülkemizi korur ne ABD ye ne de bir başka düşmana teslim ederiz.

Sevgiyle kalın.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget