Habur, Türkiye’nin ikinci kapısı. Bu yıl 1 milyon 100 bine yakın vatandaşımız kullandı Habur’u. Dış ticaret üstünden nasıl bütünleştiğimizi anlatayım size. Çoğu Kuzey’e olmak üzere müthiş mal satıyoruz Irak’a. Almanya’dan sonra ikinci en büyük ihracat pazarımız. Sadece bu yıl, yani 2012’de yüzde 30 arttı ihracatımız ve 11 milyar dolara yaklaştı. Bu, toplam ihracatımızın yüzde 7’si demek. Ama şimdilik. Bunun hızla artacağını biliyoruz. 100’ün üstünde şirketimiz doğrudan yatırım yaptı Irak’a, çoğu da Kuzey’de… Hele hedeflediğimiz siyasi bütünleşme projesi gerçekleşsin, Kuzey Irak’taki petrolü çıkarmaya başlayalım, elbirliği ile o zaman oradaki refah artışı ile birlikte pazar daha da derinleşecek. Düşünün bizim Türkiyemizin batısında kişi başına milli gelir 15-20 bin dolar, Doğu ve Güneydoğumuzda -siz Türkiye Kürdistanı diyorsunuz- 2-3 bin doları bile bulmuyor. Şimdilik Kuzey Irak’ta da -siz Irak Kürdistanı diyorsunuz- 3-4 bin dolar dolayında. Oysa petrolü çıkarıp Akdeniz’den ihracata başladığımız an, oralarda da (yani sizin Kürdistan dediğiniz bölgede de) kişi başına gelir en az birkaç yılda 10 bin doları bulacak. Büyük bir refah artışı, kumaş üstüne düşen yağ lekesinin büyümesi gibi, anında Mardin’e, Şırnak’a, Hakkâri’ye, Diyarbakır ve Şanlıurfa’ya, Van’a, Muş’a, Ağrı’ya da yayılacak. Zaten dil bütünlüğü var. Akrabalık bağları nedeniyle trafik, işgücü, eğitim için nüfus akışı, mal, sermaye hareketleri hızla gelişecek. Hem bakın, çok yakınlarda Barzani yönetimiyle bir anlaşma yaptık, biraz gizli tuttuk. Kuzey Irak petrol ve ürünlerinin sevkıyatı imtiyaz hakkının Power Trans adlı bir firmaya, doğalgaz imtiyazı da Siyah Kalem adlı şirkete verildi. Bu şirketlerde, Başbakanımızın çok yakını ve destekçisi işadamları ortak. Bu adımlarımızın Washington’ı rahatsız ettiği, Irak’ın bütünlüğüne halel getirip bölgede yeni krizler yaratacağı iddialarına ise kulak asmayın. Gönül ferman dinlemiyor. Biz Kuzey Kürtlerini, onlar bizi sevdikten sonra ABD’ye, Araplara ne oluyor!..
Burada sizin durumunuza geliyoruz. Bütün bu iyiliklerin Türkiye Kürtleri için de iş, refah anlamına geleceğini sanırım siz de takdir edersiniz. Daha ne olsun? Kuzey Irak ile hatta sizin desteğiniz ile Suriye’deki Kürtleri de kucaklayan bir federal devleti, Türkiye’ye eklemleyebiliriz. Federatif bir yapı. İç işlerinde serbest olurlar. Zaten iç düzenleri var. Yapacağımız yeni bir anayasada statüyü yeniden tanımlarız. Türkiye Kürtleri için bir federasyonu hem erken hem de sosyolojik, demografik gerçeklerimiz ışığında pratik bulmuyoruz. Ankara’ya bağlanmış bir Irak Kürdistanı’nın federatif yapısı, sizin de bütün özlemlerinize cevap verecektir. Orada dileyen Kürt TC vatandaşımız yerleşip çalışabilecek, istiyorsa kendi anadilinde eğitim yapıp orada anayurdu gibi yaşayabilecektir. Kandil’deki kadrolarınızı olduğu gibi Kuzey Irak’a yerleştirebilirsiniz. Ayrıca sizin buradaki PKK’liler, KCK’liler de diledikleri gibi Irak’ta, Suriye’de yerleşip diledikleri biçimde yaşayabilirler. Belki birkaç Güneydoğu ilimizi Yeni Kuzey Irak Federal Yönetimine ekleyebilir, yeni bir siyasi harita yaratabiliriz.
Bir genel af düşünüyoruz. Sizi ve Silivri’dekileri de kapsayan… Büyük petrol, pardon, federasyon projemizi realize etmemize destek vermeniz halinde, Türkiye topraklarındaki Kürt yurttaşlarımız için başka açılımlar da düşünüyoruz. Ama bütün bunların olabilmesi, sizin desteğinize bağlı. Silahları bırakmanıza, bu büyük projeye ve onu taçlandıracak anayasaya destek vermenize bağlı. Böyle yeni büyük bir Türk-Kürt federal cumhuriyetine de Başbakanımızın başkan yapılması gerektiğini siz de takdir edersiniz herhalde…
Hiç konuşmuyor, hep dinliyorsunuz, Sayın Öcalan… Hayalleriniz gerçekleşiyor, heyecanlanın biraz. Sayın Öcalan, bir dakika, rica ederim, neden güldünüz?
Yorum Gönder