Tahammüden zimmet Sığ Derinlik! - Ahmet Tan

Devlette “zimmet çıkartmak” diye bir uygulama var.
Bir kamu görevlisi yaptığı yanlış hesap ve işlem yüzünden devleti zarara uğratırsa o zararı Hazine’ye nakden ve defaten öder!
Tayyip Erdoğan Suriye konusunda, Ahmet Davutoğlu’nun aklına uyarak üst üste yanlış hesap yaptı ve yapmaya da devam ediyor.
Bu yanlış hesabın sonu savaşa gitmesin diye dua ededuralım...
Ama bu ikilinin devleti uğrattıkları zarar yüzünden kendilerine zimmet çıkartılması gerektiğini CHP ve MHP’ye anımsatalım...
Dün Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Suriye faturasını resmen açıkladı:
Yılın ilk 7 ayında bu ülke ile dış ticaretimiz 366 milyon dolara gerilemiş.
Oysa, Maliye Bakanı Mehmet Şimsek, 30 Haziran günü, “Suriye ile ticaretimiz durma noktasına geldi. Buraya ticaret yapan Türk firmaları tek tek kapanıyor. Sadece 2010 yılındaki dış ticaretimiz 2.8 milyar dolar idi.”
Demişti.
Dün bu rakamın 366 milyon dolara düştüğü ortaya çıktı.
Sınırlar da “Yeni Kürt Oluşumu” ile PKK’nin eline geçtiğine göre bu yılki kayıp en az 2 milyar dolar olacak!
Zimmet çıkartılırsa bu ikilinin 20 bin TL dolayında olan maaşlarına el konulacak.
Bu durumda ise muhteremlerin birkaç yüzyıl görevde kalıp bu maaşı almaya devam etmelerini sağlamak gerekecek!
Bir de zimmeti kim, nasıl çıkartacak?
TBMM Hesapları İnceleme Komisyonu, CHP’nin uyuması uyutulması yüzünden geçen dönemde buharlaştırılmıştı?
Hoş uyumasa uyutulmasa bile yetkisi çoktan Sayıştay’a devredilmişti.
Sayıştay ise zimmetin yolsuzluğun zararın hangi birini sayacak...
Kime ne kadar nasıl zimmet çıkartacak?
Failler bunu nasıl ödeyecek?
En doğrusu bunlara hazırlık yaparak tahammül etmek, sırayla...
Önce İstanbul’u, sonra Çankaya’yı en son da iktidar çoğunluğunu...
Kazanmak.
Sonra topuna birden zimmet çıkartmak...
‘Sıfırdan, Sırf Soruna Kara Kitap!

Ekonomik politikanın iflası zaman alabiliyor.
Borçların, işsizliğin, yoksulluğun iyice göze batması için...
Yıllar gerekiyor.
Dış politikada durum daha farklı.
Diplomasideki zafiyet uzun süre pek belli olmuyor.
Çürümek zaman alıyor.
Çöküntü ise bir anda ortaya çıkıyor.
“Van minits” efelenmesinin faturasını üç yıl sonra ödettiler.
Mavi Marmara ile sekiz yurttaşımızı “Van minits”in arkasını doldurmak aşkına kurban verdik...
Sonunda ne tazminat ne özür!.
İki yıl geçmeden tarih “yine” tekerrür etti.
Ne olduğunu anlamadan bir savaş uçağımızla iki pilotumuz kimvurduya gitti.
Barzani’nin Kürdistan’ını daha hazmedemeden...
Bir de Beşşar Esad’ın Kürdistan’ı ortaya çıktı...
985 km’lik güney sınırımızdan ülkemize her an sıçrayabilecek yangın da cabası...
Dış politikanın iflası uzun sürüyor...
Hele de fiyakalı bir “stratejik derinlik” yaftasıyla ve “sıfır sorun” gibi bir “reklam spotu” ile sürdürülüyorsa...
Sığlık uzun süre fark edilmiyor.
Özetle...
“Sıfır sorun” diye diye...
Dış politikada sıfırlandılar...
Okurumuz Hamza Saykan’ın dediği gibi...
“Sırf” sorun olup çıktılar.
Dış politikanın teorisi, kuramı olmuyor...
Dış politikanın pratiği oluyor.
Dış politika yapa yapa öğreniliyor.
O yüzden tüm ciddi ülkelerde bir Dışişleri meslek memurunun büyükelçi olması 20-25 yıl alıyor.
***
Bir kitap yazıyor. Hayatı değişiyor...
Kabinenin 2. adamı oluyor.
Kesmiyor..
İslam coğrafyasının Kissinger’i olmaya...
Ortadoğu’nun haritasını yeniden çizmeye yöneliyor.
Oysa o haritanın değişeceğini Başkan Bush’un Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice üstelik Türkiye’ye gelip tebliğ etmişti.
O değişmenin Türkiye’nin sınırlarından başlayacağını...
“Yeni Kürt Devletleri” peydahlanacağını görememişti.
Herhalde kitabının dipnotlarıyla meşguldü..
Bir kitap yazdı.
Ülkenin dış politikasını kararttı!


Başbakan, Meclis’te soru önergelerine metelik vermiyor.
Arada aklına eserse, önergeyi bir bakana havale edip sade suya çorba yanıtlar verdiriyor!
Oysa o önergelerin birçoğu ülkenin başına gelecek belalara karşı uyarılar içeriyor.
CHP milletvekili emekli büyükelçi Osman Korutürk tam 4 ay önce (24.04.2012) bu kez Başbakan’a değil de Dışışleri Bakanı’na yazılı soru önergesi veriyor.
- Suriye ile kriz çıkmadan önce Türkiye’nin sınırı geçecekler için mülteci kampları kurulduğunu açıklamasının nedenini...
- Sırf ekonomik sebeplerle Suriye’den ülkemize sığınacaklar olabileceğini, sığınmacı sayısının artmasıyla büyüyecek maddi yükün iyi hesaplanıp hesaplanmadığını...
- Suriye ile göze alınan krizin boyutlarını, Rusya, İran, Çin ile ilişkilerimize yansımasının etkilerinin neler olacağını...
Soruyor.
Hâlâ yanıt yok!
Herhalde Davutoğlu, yanıtın günlük medyadan izlenmesini istiyor...
Sayıları, Hazine’ye ve ülke güvenliğine yükü her geçen gün artan Suriyeli sığınmacıların yükünden...
Irak Kürdistanı’na paralel oluşturulan Yeni Suriye Kürdistanı ile...
Güney sınırımızı boydan boya etkisine alabilecek PKK yapılanması...
Fazla lafa gerek yok.
Geçen dönem bir gece yarısı yasası ile Suriye sınırını mayınlardan temizledik. Güneyimizi, yol geçen hanına kendi elimizle çevirdik.
Maksat BOP coğrafyasına, “Stratejik Derinlik”e hizmet!

Yorum Gönder

Blogger
Facebook
Disqus

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget