İsmet İnönü; ulusun ters dönmüş alınyazısını değiştirdiği Mudanya ve Lozan a ülkenin hukuksal varlığını sağladığı,siyasal iktidarı yitirdiğinde: benim en büyük yenilgim en büyük zaferimdir dediği için mi saldırı gündemlerine hedeftir?
Nâzım Hikmet, kuvay-ı Milliye Destanı adlı görkemli yapıtında; İnönü meydan muharebelerini anlatır: beş gün beş gece sürdü, kan gövdeyi götürdü mısraındaki bir savaş kesiti bir var oluş mücadelesini belirlerken, emperyalizmin panoramasını da çizecektir: kaçarlarken, köyleri köprüleri yaktılar !. Eğer, Erzurum ve Sivas kongrelerinden geçilerek başlatılan Anadolu İhtilali ın ilk başarıları olarak İnönü meydan savaşları kazanılmasıydı, kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesi başlangıçta darmadağın olurdu.Kurtuluş Savaşının ağırlığı, Batı cephesidir. Atatürk; çok ciddi ve dikkatli çalışma istediğinden Batı cephesi komutanlığını Genelkurmay Başkanı İnönü ye ek görev olarak vermek en seri ve uygun önlem olacaktı derken isabet etmemiş miydi?(*).
İnönü Savaşlarıyla; ulusun ters dönmüş alınyazısını yendikten sonra emperyalist Batı basını; Anadolu da yeni bir devlet doğuyor değerlendirmesini yakıştırırken yanılgıya mı düşmüştü? Atatürk: tarihte, İnönü meydan savaşlarında üstlenilen görev kadar ağırını üstlenenler enderdir derken, İnönü savaşlarını küçümseyen günümüzdeki birtakım bedbahtlara da seslenmiyor muydu?
Mudanya Ateşkes ve Lozan konferansı sürecinde; delegasyon başkanının zeka ve sinirlerini çok ağır sınava çekmiş müzakereler,üst bir diplomatik başarıdır diyen yabancı kalem ve diplomatlar İnönü yü niçin övüyorlardı?(**)
Ret ve inkarlar:
Türk Kurtuluş Savaşıyla,Cumhuriyet ve Devrim sürecinin tamamında İsmet İnönü, etkin rol sahibidir. İnönü nün; bir devlet adamı sıfatıyla çalışmalarında, kişiliğine özgü bir üslup ve renk kullandığını, devrime kendinden bir ses kattığını görmemek olanaksızdır(***).
1925 ve 1930 yılları,Cumhuriyet in kuruluşuyla birlikte özenle sürdürülen demokratik siyasallığa ilişkin nirengilerdir.Ayrılıkçı, feodal ve emperyalist ilişkili kalkışmalarla içerideki diğer nifak eylemleri, Cumhuriyet in haklı savunma önlemleriyle birlikte yine bu dönemlerde anılır. 1945 başlayan devreyse, İnönü nün bozgunculuklara karşın direterek koruduğu talihsiz dönemeçtir.Toprak reformuna karşı çıktıkları için İnönü nün partisinden atılanların öncülüğündeki yeni bir gelişme,14 Mayıs 1950 tarihinde karşıdevrimi iktidar yapar.
İsmet İnönü; bırakınız bütün ret ve inkarlar dönemi üzerimde yaşansın diyerek yola çıkmıştır. Önce İnönü Savaşları tarih kitaplarından yok edilir. Kendisinin doğrudan katkıları olduğu Cumhuriyet ve Devrim kurumları alabildiğine örselenir.Kitleleri aldatmalarla dolu bir çoğunluk diktası devri başlar. İnönü nün başına atılan taşlar, linç etme girişimleri aslında geçmişteki 27 yıllık kuruluş dönemine yönelik saldırılardır. Dışa bağımlı,ezici liberalizme açık ve antidemokratik bir zeminde İnönü halk adına direnç gösterir.Ama hakaretlere uğrar. Ulusun tersine dönmüş alınyazısını yenen İnönü ye; asker kaçağı dedikten sonra İzmit e kürsüden ayrılırken özeleştiri yapıp kendisini alkışlayanlar için; paşa diyorum,alkışlıyorlar,hiç Paşa asker kaçağı olur mu? diyen hatipler bu ülkede çıkmıştır.
İkinci Dünya Savaşının dehşet yıllarında ülkeyi felaketlerden sıyıran yine aynı İnönü için; ekmek karnelerine halkı mahkum etti diyenler,ne yazıktır ki; bu ülkedeki üst siyasal kadrolarda yer almışlardır. diktatör olarak anılmak istemiyorum diyen İnönü ye yapılan suçlamalar,çok partili yaşamda diktatör olma heveslilerinden çıkarken,İnönü 'ün,siyaset bilimci Rostow un deyişiyle; demokrasiye geçişin eşsiz örneğini verdiği unutulmuştur.
İnönü, yaşamına kasteden bir iktidarın başındakileri idam sehpalarından kurtarmanın en büyük çabasını veren kişidir. İnönü, hukuk cinayeti olan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına karşı çıkan bilinç sahibidir. İnönü; siyasetin özü ve sözü bir insanlarca yapılması gerektiğini kanıtlamış bir liderdir.Ama İnönü; hurafe ve safsatalarla kitlelere etkin ve egemen olan faşist-gerici dünyanın da esaslı karşıtıdır.
Son Başbakanlığında İnönü,Batı hegemonyasına direnerek; yeni bir dünya kurulur, Türkiye o dünya içinde yerini bulur dedikten sonra ABD Elçisinin keyifle izlediği 1965 deki Meclis oturumunda istifasını zorlayan bütçe oyunuyla karşılaşmıştır.İçteki yandaşlarını da kullanarak omuz veren ABD,antiemperyalist kalkışmada birlikte saf tuttuğumuz kuzey komşumuzla da bizi karşı karşıya getirmiştir.Türkiye ye yönelik düzmece üs ve toprak istemleri varmışçasına sahteciliklerle aramızı bozan ABD soğuk savaşın yaratıcısıdır. Şimdilerde de ABD nin içimizdeki muhipleri ve 1963 tarihli ekonomik nitelikli Ankara antlaşmasını,siyasal uyduculuğa çevirmek isteyen AB sevdalıları, İnönü ye saldırıdadırlar.
Sonuç:
Emperyalizmin yandaşları olan;geçmişin dönekleri, teokratik eğilimli, vahşi liberal,bölücü cenah pervasızdır.Sorunları;Cumhuriyet ve devrimi yıkmaktır. Atatürk ve İnönü nün yükselttikleri değerler onların alt etmeye çalıştığı hedeflerdir.
Bilinmelidir ki;antiemperyalist,özgürlük ve bağımsızlıktan yana, halkçı-devletçi bir ülke ve ulus olmanın devrimci onurunu taşıyanlar, kendilerini halkına adayanları unutmayacaklardır.Cumhuriyet kazanımlarını yaşamları pahasına savunacaklardır.Çünkü onlar; en az namussuzlar kadar cesaret sahibidirler.
Yorum Gönder