Yaklaşık 2 saatlik sürede hakkındaki iddiaları tek tek cevaplandıran Prof. Hilmioğlu’un savunmasından çarpıcı bölümler şunlar:
İddianame ve mütalaada; Atatürk’ün Nutuk’u, Atatürk’ün Bursa Nutku, Cumhuriyetin 80. yıl yürüyüşü, Cumhuriyet mitingleri, Hilafetin ilgası paneli, bir rektörün “Kubilay olmaya hazırız” demeci, 10. yıl marşı, laiklikle ilgili İnönü Üniversitesi Senatosunun kararının suç unsuru olarak yer aldığına dikkat çeken Prof. Hilmioğlu, şöyle konuştu:
“Davanın özü 2003-2004 darbe girişimi ise Atatürk ve Cumhuriyet’le ilgili bütün bu suçlamaların amacı nedir? Burada Atatürk ve Cumhuriyet mi yargılanıyor? Elbette ki, böyle bir şey hayal dahi edilemez. Çünkü zerre kadar aklı ve vicdanı olan her Türk vatandaşı bilir ki, bu coğrafyada bastığı toprağı, soluduğu havayı, içtiği suyu bulunduğu mevkii, makam ve oturdukları koltukları insanlık tarihinin en büyük dahilerinden yüce Atatürk’e borçludur. Yüce Atatürk’ün, ‘en büyük eserimdir’ dediği Cumhuriyeti korumak ve kollamak her Türk vatandaşının doğal görevidir. Ancak Cumhuriyet Savcılarının ise aynı zamanda yasal görevidir. Bu durum gerek unvanlarının başında taşıdığı Cumhuriyet sözcüğünün, gerekse ettikleri yeminlerinin gereğidir. Bu nedenle soruyorum; Darbe girişimi iddiası olan bir davada Atatürk ve Cumhuriyete ilişkin unsurlar, üstelik bu değerleri namus ve şerefi üzerine korumak için yemin eden Cumhuriyet savcılarınca neden suç delili gösterilmektedir?”
Darbe yapacağı iddia edilen Cumhuriyet Çalışma Grubunun, “Atatürk izcileri gurubu, örnek köy projeleri, çevre koruma ve takip timleri, 3 bin öğrenciye burs” gibi faaliyetlerini madde madde anlatan Prof. Hilmioğlu, “Eğer faaliyetleri buysa size de tavsiye ederim, gidip hep birlikte üye olalım. Türkiye ancak böyle kalkınır. Bu mütalaanın yeri çöp kutusudur. Bunu yapacak hakimler sadece Berlin’de mi var? Türk hakimleri yok mu bu ülkede?” diye sordu.
Cumhuriyet mitingleri, ardından PKK terör örgütünün Nevruz görüntülerini gösteren Hilmioğlu, şöyle devam etti:
“Ben ordu görevi pankartı açmakla suçlanıyorum. Açmadım. Ama Apo posteri taşıyorlar. Burası Türkiye mi? Bu pankartlara karşı gereğini yapmayanlar o makamlarda oturamaz. Onlar Cumhuriyetin savcısı değil, başka cumhuriyetin savcısı olur. Bu mitinglerden birisini seçeceksiniz. Hangi mitingte olmayı istersiniz? Cumhuriyet mitinglerine terör mitingleri, bana terörist diyeceksiniz? Öyleyse PKK’lılarınki ne?”
İnönü Üniversitesi’ni nereden alıp, nereye getirdiğini anlatıp, “Bir terörist bunları yapar mı?” diye soran Prof. Hilmioğlu, üniversitede kadrolaştığı suçlamalarına da, “Evet, üniversitede kadrolaştık. Domates, fasulye eken değil, karaciğer nakli yapan hocaları aldık” karşılığını verdi.
Prof. Hilmioğlu’nun bir diğer sorusu şu oldu:
“Eğer bu ülkenin Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı gibi son derece önemli makamlarına getirilen kişiler terörist olarak yargılanıyorsa, bu kişileri o makamlara getiren kişilerin istifa etmeleri ahlâki bir zorunluluktur ve bu kişileri o makamlara getirenlerle ilgili gereken adli girişimlerin yapılması da hukuki bir zorunluluk değil midir? “
Hakkındaki tek somut iddianın dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’la yemek yemesi olduğuna dikkat çeken Hilmioğlu, “Bir yemek, bir müebbet!.. Çok pahalı oldu bu yemek!..” siteminde bulundu.
Prof. Hilmioğlu, “Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğundan bu yana pek çok tehditle karşılaşmıştır. Ancak son yıllarda T.C.’nin doğrudan varlığına yönelik tehdit, bugüne değin yaşananların tartışmasız en büyüdüğüdür” uyarısını yaptıktan sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını gösterip, “Ancak o yine kazanacak” dedi.
Mahkeme heyeti, Prof. Hilmioğlu’nun bu konuşması sebebiyle Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunma kararı aldı.
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
31 Mayıs 2013
Yorum Gönder