Müslüman, dünyanın neresinde olursa olsun namaz kılarken 
seccadeyi Beytullah’a çevirir. Günün birinde Kâbe’nin 
bulunduğu kutsal kenti ziyaret edip hacı olmanın hayalini kurar. Hac farizasını 
yerine getirmiş Müslümanın dindaşlarının yanında saygınlığı artar.
İslamiyet olsun, Hıristiyanlık olsun, mensuplarının inanç 
dünyalarını oluşturmanın yanında kültürel kodlarının da belirleyicisidir. 
Zamanla iki din de inananlarının teolojik formunu oluştururken kültürel 
koordinatlarını da inşa eder. Süreç içinde teolojik kimlikle kültürel kimliğin 
sarmalından teokültürel kimlik ortaya çıkar.
İncil, Hıristiyan inancının ana kaynağı olmasının yanında, edebiyat 
başta olmak üzere güzel sanatların her dalının ana esin kaynağı olagelmiştir. 
Antik Yunan’ın, Roma’nın, inanç, sanat ve estetiğinin Hıristiyan teolojisiyle 
sentezinden doğan Batı kültürü, bugün de etkilerini sürdürmektedir.
Şarkın, İslamiyet öncesi kültürel birikiminin ve inanç 
motiflerinin, İslamiyet sonrasında uğradığı değişimler, süregelen tortuları 
kuşkusuz ayrı bir yazının konusudur. Fakat İslam inanç ve uygarlığının ortak 
havuzundan Arap, Fars ve Türk dünyasının edebiyatına, sanatına mimarisine, halk 
bilimine yansımaların günümüze kadar uzanan sayısız örnekleri vardır.
Türk halkının kolektif kişiliğinin, etnokültürel kimliğinin ana 
karakteri Keloğlan masallarının ortaya çıkması binlerce yıllık ortak 
yaşanmışlıkla ilgilidir. Türk milletinin geçmişten geleceğe uzanan tarihi 
yolculuğunun oluşturduğu etnokültürel alaşım, destan kahramanlarını, masal 
motiflerini, mizah karakterlerini de yaratmaktadır.
ABD, kapitalizmle, Protestanlığın sentezinden yarattığı, ekonomik 
ve siyasal çıkarlarıyla uyumlulaştırdığı Anglo-Amerikan ideolojisini 
yayılmacılığın koçbaşına dönüştürmektedir. Hedef ülkelerin halklarının 
etkilenmesinde ve varoluş değerlerine yabancılaştırılıp dönüştürülmesinde narkoz 
işlevini Hollywod başta olmak üzere ABD’nin kültür endüstrisi yerine 
getirmektedir. Anglo-Amerikan hayat tarzının, ABD tüketim alışkanlığının, farklı 
kültürel ve sosyolojik geleneklerden gelen dünyanın tüm halkları için müşterek 
değer haline gelmesinde bahsedilen kültür endüstrisinin etkisi sanılandan daha 
fazladır.
Disneyland, ABD hayat tarzının, tüketim kültürünün, bir 
masal atmosferinin büyüleyiciliği içinde kutsandığı eğlence dünyasının adıdır. 
Bu masal dünyasının kapısından giren ziyaretçi, en popüler simge “Miki Fare”den başlayarak diğer sanal kahramanlarla geçirdiği 
birkaç saatin sonunda ABD değerlerinin kültürel radyasyonundan etkilenmiş halde 
dışarı çıkmaktadır.
TRT’den Türk çocuklarına senelerce seyrettirilen 
“Taş Devri” çizgi filmini hatırlarsınız. Tarih öncesi taş devrini konu 
alan çizgi filmle modern zamanların kapitalist sistemi, patron-işçi ilişkisi, 
özel mülkiyet, tüketim çılgınlığı, ekonomik sistemin değişmezliği bilinçlere 
kazınmaktadır. Çizgi filmin sevimli karakterleri, “Fred - 
Vilma Çakmaktaş, Barney - Betty Moloztaş” vs taş devrinde bu günün 
ekonomik düzeninde yaşamaktadırlar! Televizyon ekranlarından sistemin ezelden 
ebede değişmezliği bilinçaltına şırıngalanırken, düzenin efendilerine itaat 
afyonu eğlence ambalajıyla yutturulmaktadır.
Makalenin başlangıcında milletlerin farklı inanç ve kültür 
dünyalarının süreç içinde farklı kimliklere, farklı düşünce ve davranışlara yol 
açtığını vurgulamıştık. Türk milletinin kolektif kimliğini, ortak ruhunu 
oluşturan, milli varlığımızın teminatı inanç ve kültür kodlarımızın, bize ait 
değerlerin nasıl değişime uğratıldığına sözü getirmenin zamanıdır. Uluslararası 
sisteme uyarlanan inancın milli kimlik olmaktan çıkarılması, dahası milli 
kimlikle çatışır hale getirilmesinin güncel örneğinden bahsedelim.
Türkiye’nin dünya standardındaki ilk temalı parkı olduğu söylenen 
Vialand, 26 Mayıs’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 
tarafından açıldı. Açılış törenine Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan ile kızı Sümeyye 
Erdoğan da katıldı. Gürsoy Grup ile Via Prosperties ortak girişimiyle 
Alibeyköy’de yapılan, temalı parkı, alışveriş caddelerinden oluşan AVM’si, şato 
manzaralı 250 farklı mağazası olan Vialand’ın yıllık 30 milyon ziyaretçi 
hedeflediği açıklandı. 1 milyar 150 milyon TL’ye mal olan Vialand’ın, eğlence 
dünyası, oyun dünyası, macera dünyası bölümlerinin yanında, king kong, adalet 
kulesi (tower ride) çılgın nehir (rafting ride ), viking (splash coaster), 
maceraperest (family coaster), nefeskesen (roller coaster) zindan, safari 
tüneli, minik kâşifler gibi 50’den fazla eğlence ünitesi olduğunu 
öğreniyoruz.
İnsan ne hülya ile yatarsa o rüya ile kalkar denir. Siyasal 
mücadelesinin çıkış noktası Hıristiyan Batı karşıtlığı olan, o cephenin inanç ve 
kültürel değerlerini toptan reddeden bir anlayışın, o kültürün eğlence 
simgelerinden oluşan Vialand’ın açılışını yapar hale gelmesi üzerinde 
düşünülmelidir. Açılış davetlileri arasında Mekke, Bombay, Bingazi belediye 
başkanlarının da bulunduğunu söylersek, İslami söylemle makyajlanan kültürel 
etkileşimin boyutları daha iyi anlaşılacaktır.
Vialand’ın açılışını şereflendiren Mekke Belediye Başkanı’na, 
nezaket ölçüleri içinde Osmanlı’nın Kâbe’nin korunması için inşa ettiği Ecyad 
Kalesi’ni yerle yeksan edip Zemzem Towers’leri nasıl diktikleri, Kâbe’yi 
çevreleyen zarif Osmanlı revaklarını niçin söktükleri sorulmuş mudur? Bombay 
Belediye Başkanı’na emperyalizme itaate şartlandıran İngiliz İslamı, Bingazi 
Belediye Başkanı’na, diktatörden kurtulma numarasıyla halk sokaklara dökülürken 
Fransız, İtalyan konsorsiyumunca Libya petrolünün nasıl iç edildiğinin birinci 
elden duyulmak istendiği hatırlatılmış mıdır dersiniz?
 Av. Hüseyin Özbek
 
Yorum Gönder