#DirenmeTayyipErdoğan - Mehmet Ali Güller

Taksim eylemlerinin sloganı, “diren Taksim” şeklindeydi; yayıldı, “diren Ankara”, “diren İzmir”, “diren Türkiye” oldu. Türkiye’de ve dünyada Türkler, twitter üzerinden “#direnTaksim” başlığıyla mesajlaştılar.
Halk direne direne egemen oldu! Bu kez Erdoğan köşede ve direnmeye çalışıyor!
Peki, Erdoğan nasıl bir direnme stratejisi izliyor?
ABD BÖLÜNDÜ, AKP BÖLÜNDÜ
1. Erdoğan, geri adım atmıyor, daha doğrusu bastığı ayağını sabit tutmaya çalışıyor. Zira biliyor ki, tek bir geri adım atsa, yamaçtan yuvarlanan kartopu gibi olacak, durdurulamaz şekilde düşecek.
2. Erdoğan köşeye sıkışmış vaziyette ve elindeki kılıcını gelişigüzel sallıyor! Siyasal konumu o kadar kötü durumdaki, o psikolojiyle, herkesi düşman görüyor.
3. Erdoğan kapalı kapılar ardında Abdullah Gül’e ve içerideki ekibine köpürüyor. Arkadan hançerlendiğini düşünüyor. İş öyle bir noktaya vardı ki, Ankara’ya döndüğünde, bu kez açık açık “partime nifak sokuyorlar” demeye başladı.
4. Halk hareketi AKP’yi fiilen böldü; Erdoğan’ın izlediği “direnme stratejisine” tepkiler gittikçe daha duyulur seslerle ifade edilmeye başladı.
Kimi milletvekilleri twitter’dan açıkça Erdoğan’ı eleştiriyor, kimi AKP kurucuları ise Erdoğan’ın Cami yalanlarını açıktan yalanlıyor.
5. ABD’deki iç çarpışmanın Türkiye’ye yansıması, Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen cemaatini karşı karşıya getirdi. Yaklaşık iki yıldır amansızca çarpışıyorlar. Cemaat halk hareketini fırsat bilerek Tayyip Erdoğan sonrası için hazırlık yapıyor. Erdoğan, bu durumu partisinde safları sıkılaştırmak için kullanmaya çalışıyor.
6. ABD’deki iç çarpışma, Erdoğan’ı Cengiz Çandar gibilerle de karşı karşıya getirdi. Erdoğan’ın kurmayları, bu durumu da “batı parmağı” gibi söylemlere vesile yapmaya gayret ediyor.
7. Erdoğan, açıkça bazı bankaları hedef aldı ve “ümüğünüzü sıkacağız” dedi. Sermaye kesiminin bir bölümüyle yolları ayrılan Erdoğan, “faiz lobisi” diye bir düşman üretti. Bu lobi, varsa bile, 11 yıldır Erdoğan’ın müttefikiydi.
8. Erdoğan’ın konumu, başta Dışişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü olmak üzere tüm bürokrasi içinde de bir kırılmaya yol açtı. Bazı “akil” bürokratlar “ne yapıyoruz biz” demeye başladı.
ERDOĞAN’IN MİTİNGCİKLERİ
9. Erdoğan, Pazar günü Taksim halk mitinginin basında yer almaması için ilginç bir taktik yürüttü. Ankara’ya indikten sona şehre yaklaşırken, üstü üste mitingler düzenledi. Daha doğrusu mitingcikler düzenledi. Öyle ki, canlı yayınlayan TV kanalları, kitleyi değil, sadece Erdoğan’ı göstermek zorunda kaldı.
Erdoğan, bu sürekli mitingcikleriyle ekranların sadece kendisini vermesini ve Taksim’in gölgelenmesini istedi.
10. Erdoğan ayrıca balkondan balkona konuşarak, partisini diri tutmaya, safları sıklaştırmaya ve çözülmeyi geciktirmeye çalışmış oldu.
BİBER GAZIYLA OLMADI, APO’YLA DENİYOR
11. Erdoğan, açılım ortağı BDP-PKK’yi sahaya sürdü. Birkaç gündür işliyoruz: Erdoğan, biber gazıyla başaramadığını Apo posterleriyle başarmaya çalışıyor. İzmir bu girişime teslim olmadı ve o posterleri açılamadan indirdi. İstanbul ise bir ölçüde bu tabloya teslim oldu. Apo posterleri açıldı, bir saat açık durdu; halkın protestosu nedeniyle BDP indirmek zorunda kaldı.
12. Erdoğan’ın onca olaydan sonra hâlâ gençleri çapulcu, alkolik, ayyaş diye suçlaması, sanatçılara açıkça savaş açması, kimi sermaye gruplarına “ümüğünüzü sıkacağız” demesi, CHP’yi “pislik zihniyet” diye nitelemesi, sürekli bağırması, sürekli tehdit etmesi kuşkusuz psikologların incelemesi gereken bir durumdur. Biz sadece en basitinden, Erdoğan’ın kontrolü yitirdiğini söyleyebiliriz.
13. Erdoğan son konuşmasında “7 ay sabredin, seçim var” mesajı verdi. Yani iktidarda kalabilmek için 7 ay daha vade istedi. 7 ayda halk hareketini eriteceğini, bu enerjiyi bitireceğini düşünüyor…
“İktidarımı sonuna kadar koruyacağım” diyerek savunmaya geçen Erdoğan’ın sandığı kurtuluş gördüğü bu şartlarda, halk hareketini sürdürebilmek, hayatidir.
TÜRKİYE AÇILIMI
Erdoğan Kürt, Ermeni, Kıbrıs, Alevi açılımlarıyla 10 yıldır Türk milletini bölerek yönetmeyi sürdürdü. Ancak bölünen millet 31 Mayıs 2013’ten itibaren Türk bayrağı altında birleşerek, Erdoğan’a “Türkiye Açılımı” yaptı!
Türkiye Açılımı, AKP’yi böldü, yandaş gazeteleri böldü, AKP’nin akillerini böldü, AKP’ye destek veren sermaye gruplarını böldü, ABD’nin içerideki koalisyonunu böldü!
Halk hareketi, bölünerek zayıflayan, gittikçe yalnızlaşan ve köşeye sıkışan Tayyip Erdoğan’a yüklenmeyi sürdürmelidir!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget