Dün akşam devlet yoktu, hükümet yoktu. Ne bir bakan ne bir vali ne de bir yetkili vardı ortada. Sanki hepsi ölüm uykusuna yatmışlardı veya buhar olup kaybolmuşlardı.
Anıtkabir’i başımıza yıkarmış!
Pisliğin, yobazın teki “Taksim Gezi Parkı’ndan sonra Anıtkabir'i de yıkarız elhamdülillah ” diye tweetini sanırım ben çıktıktan sonra atmış zira gün ışıyana kadar oradaydım.
Önemli haberleri Facebook’a atıyor, Cumhurbaşkanı Sn. Gül’e bu polis saldırısına ”katliamına “ son vermesi için çağrıda bulunuyordum.
“İyi ki o pislik bana rastlamamış sinirle acayip şeyler yazabilirdim”
Adını bilerek yazmadığım şahıs AKP gençliğinde başkanmış. İşte başbakanın yetiştirmek istediği Kindar ve dindar gençlik demek ki böyle olacakmış.
Anıtkabir’i yıkmak!
Bu yalaka cahili ayıplamamak, kınamamak gerek zira kılavuzu bir kargadır.
****
Dün akşam sabaha kadar kaç kez ülkenin cumhurbaşkanına seslendim unuttum artık. Sayın cumhurbaşkanı için hep AKP ‘in noteri deniliyordu.
İşte böyle vahim bir olayda kendisine tüm cumhurun başı olduğunu hatırlatmak ve bunu kabul edip etmeyeceğini dolayısı ile bizlere ispat etmesini istedim bir şekilde.
Sayın cumhurbaşkanına seslenişim asla bir yakarı, aman dilemek değildi elbet.
Başbakanın polis ordusunun ve yanlarında polis üniformaları giydirildikleri, AKP li oldukları iddia edilen gençlerin ortalığı yakıp yıkmaları ve önlerine çıkan herkese toplu saldırı yaptıkları söylemlerine dikkatini çekmek içindi.
Ayrıca ellerinde sopalar olan yine iddia edilen sivil kıyafetli AKP gençliğinin yalnız buldukları gençlere saldırı yaptıklarını yaraladıklarını ve bu işin sonunun gittikçe kötüye varacağını anlatmak, duruma el koyması içindi. Tüm olanlardan ve olacaklardan AKP ‘in sorumlu olacağını ve bunun hesabının bir gün sorulacağını hatırlatmak içindi.
Başbakan her vahim olayda yurt dışına gitmiyor adeta yurttan kaçıyor.
Ağaçları koruma adına masum, şarkılı türkülü yapılan bir protestoyu hazmedemeyip, halkın üzerine orantısız güç kullanarak polis ordusunu salan, ortalığı savaş alanına çeviren ve olayların tüm vatan saflarına yayılmasını sağlayan başbakan, baş suçludur bence.
Ellerinde pet su şişelerinden başka hiçbir savunma aleti olmayan bunca gencin akan kanından, yaralanmasından yine başbakan sorumludur.
Başbakanın unuttuğu bir şey var bu millet genciyle, yaşlısıyla ne özgürlüğüne pranga vurdurur ne de tehditlere pabuç bırakır.
Öyle ben şunu yaparım, ben bunu yaparım, asarım, keserim sözleri söz konusu bayrak vatan olunca vız gelir tırıs gider. Sen kendini kim veya ne sanıyorsun başbakan?
Bizler bu güne kadar tüm yapılanlara karşın itidalli davrandık ve kışkırtıcı, hakaret dolu sözlere karşılık vermedik sabır ettik. Sanırım kendisini yanıltan da bu oldu.
Korktuk, sindik sandı. Ordusunu üzerimize saldı. Gaz bombaları, plastik mermiler ölümüne sıkıldı. Yer yetmedi helikopterlerle tepemizden bombaladı.
Olanlara uzaktan veya bir fotoğraf olarak bakıldığında hele gecenin karanlığında aynen bir savaş görüntüsü görülmektedir. Polisin tek kişiye bile defalarca gaz sıkması, bir apartman boşluğuna nefes alabilmek için sığınanlara dahi gaddarca bomba atması aynen Suriye’de özgür ordu denilen katillerin yaptıklarından farklı değildi.
Camiye sığınanlara ölümüne gaz sıkanlar ne Müslüman ne de bunun dışında insan olamazlar.
Yerde yatan yaralıya tekmelerle saldırmak, bir restorana sığınan yaralılara da gaz sıkıp kapıları üzerlerine kilitlemek cinayettir cinayet.
Kimdir bu polisler veya polis kılığına girmiş caniler? İçişleri bakanına soruyorum. Hesap ver kimdir bunlar?
Tayyip Erdoğan artık anlamalıdır ki bugün savunmasız bir gençlik karşısında diktatörlüğüne böylesine direniyorsa aklını başına toplamalıdır. Bir an önce istifa etmelidir.
Bu gençler yerden bitmediler. Anaları babaları, aileleri var geride.
Düşün ey Tayyip düşün, senin polis gücüne karşı bu halk ta aynı güç ile karşılık verirse neler olur?
Herkes bilmelidir ki bizler vatanımızı karıştırmak, iç savaş çıkartmak isteyenlere karşı her zaman hazırlıklıyız ama böyle bir şeyin asla olmasını istemeyenleriz. Azami sabır göstermekte provokasyonlara izin vermemekteyiz. Bunun için karşımızdakilere saldırmıyoruz çünkü vatanımızı seviyoruz.
Andımız var Atamıza. Birinci vazifemiz, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Canımız feda olsun vatana.
Atatürk’ün Bursa NUTKU ve Gençliğe Hitabesi kulaklarımızda, kalplerimizdeyken bu can bedenden çıkmadıktan sonra nefes aldığımız müddetçe satılmış medyaya rağmen mücadelemize devam edeceğiz. Bu böyle biline.
TC.Tünay Süer
Yorum Gönder