Eli sopalılardan dayak yiyenler, gaz yiyenler bu yazı sizi de yakından ilgilendiriyor

Gezi parkı eylemiyle yayılan eylemler, polisin içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. Polisin kullandığı teçhizatlar arasında sopa bulunmamasına rağmen, İzmir’de ellerinde sopalar bulunan sivil polislerin bulunduğunun ortaya çıkması Emniyet Genel Müdürlüğü’nde de şaşkınlık yarattı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Mülkiye ve Polis Başmüfettişlerini kapsamlı bir araştırma yapmaları için görevlendirdi.

Hakimlerin üyesi bulunduğu Yargıçlar Sendikası, sopa, gaz bombası ve insan hayatını tehlikeye sokacak boyutta biber gazı kullanılması nedeniyle İstanbul, Ankara, İzmir valileri ile emniyet müdürleri hakkında C.Savcılıklarına suç duyurusunda bulundu.

Hemşeri kontenjanından
İzmir’de ellerinde sopalarla sivil polislerin görevlendirildiğinin anlaşılması Emniyet yetkililerini de şoke etti. Olayın araştırılması için Bakanlık müfettiş görevlendirecek. Daha önce İzmir Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunan iki Emniyet müdürü, kendi dönemlerinde “sopalı timler” bulunmadığını, Emniyet Genel müdürlüğü teçhizatlarının dışında teçhizat bulundurulmasının da suç olduğunu söylediler.

İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın, Ordulu olması nedeniyle önceki İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in desteğiyle İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne atandığını belirten bir yetkili, İzmir’de vali ve emniyet müdürünün de son olayla karşı karşıya geldiğini kaydetti.

PKK’lılara karşı daha yumuşak
Polisin, ellerinde Türk bayrağı, Atatürk fotoğraflarıyla meydanlara toplananları dağıtmak için kullandığı yöntemlerin kabul edilemez olduğunu belirten bir Emniyet yetkilisi, “Ellerinde bölücü terör örgütünün bezlerini, örgütün başının fotoğraflarını taşıyanlara karşı polis daha müsamahalı davranıyor. Bu da, polisin göstericilerin dağıtılması için üst makamlardan kesin emir aldığı ve onu yerine getirmek için aşırı güç kullandığını gösteriyor” dedi.

Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, polisin gaz bombası ve sopa kullanılması konusunu İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’la görüştüğünü belirtti. Özellikle gaz bombası kullanılmamasını istediklerini ifade etti. Eminağaoğlu, söylenenler ile uygulamalar arasında fark olduğunu belirtti ve SÖZCÜ’ye şunları söyledi:

“Başbakan Yardımcısı, halka karşı gaz fişeklerinin kullanılmamasını istedi. Buna rağmen gaz bombası kullanılıyor, çivili sopalarla halka saldırılıyor. Bu nedenle Ankara, İstanbul, İzmir vali ve emniyet müdürleri hakkında suç duyurusunda bulunduk. Kanunsuz emirleri uygulamak ya da emir olmasa bile Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanının açıklamalarını dikkate almadıklardı için suç duyurusunda bulunurken, kışkırtıcı açıklamaları nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında da şikayetçi olduk.”

Sivillere de katlanır cop verilecek
Sivil polislere bugüne kadar cop verilmediğini, ancak yeni alınacak katlanabilen coplardan sivil polislere de dağıtılacağını belirten emniyet yetkilileri, polise silah, gaz ve cop verildiğini bunun kullanımının dengesinin de iyi korunması, polisin de tamamen savunmasız bırakılmasının doğru olmayacağını söylediler.

Polisin resmi olarak kullanacağı zor kullanma aletleri arasında sopa bulunmuyor. Emniyet yetkilisi, “Sivil ekibe koruma teçhizatı verecekken copla paralel olmalı. Aksi halde sivil polisin elinde sopayla görüntü vermesi kabul edilecek bir şey değil” dedi.

Emekli emniyet müdürlerinden Nihat Dündar da, “Kişinin, karşısındakinin polis olduğunu bir şekilde anlaması gerekiyor ki kanunlara karşı koymasın. Polisi herkesin açıkça bilme hakkı var. Halkın güven ve desteğini sağlayamayan teşkilatın başarılı olması mümkün değil. Örgüt üyelerine karşı bile bu kadar sert davranılmadığını gördük” dedi.

Görüntülerin montaj olup olmadığı incelendi
Polislerin eşinin yanında dövülen vatandaş, eylemin simgesi haline gelen “kırmızı elbiseli kadın”a gaz sıkılması, evin camını kırıp içeriye gaz sıkılması olayları başta olmak üzere bir çok fotoğraf ve görüntünün montaj olup olmadığı Emniyet Kriminal Dairesi tarafından incelendi. Bunların montaj olmadığı anlaşıldı. Olayı soruşturacak olan müfettişlere bu konuda gerekli belgeler de aktarılacak.

CHP’li Kart: Eli sopalılar terörünün sorumlusu hükümettir

CHP’nin hukukçu milletvekillerinden Atilla Kart, “İzmir’de ‘eli sopalı’ olan ve Emniyet mensubu olduğu ortaya çıkan kişilerin yarattığı terörün sorumlusunun doğrudan Hükümet olduğunu öne sürdü. Göstericilere şiddet uygulayan polislerin bir bölümünün kasklarında numara bulunmadığını hatırlatan Kart şunları söyledie:

“Sorun şudur; bu kişileri görevlendirenler, görmezden gelenler, himaye edenler kimlerdir? Bu kişiler ne zamandan bu yana bu tür görevler yapmaktadır? Daha evvel kritik ve benzeri olaylarda da görev üstlenmişler midir? zmir’de, Hatay’da, Antalya’da, Ankara’da, İstanbul’da bu şekilde doğrudan nüfuz suiistimali içinde olan provokatif saldırı içinde olan Emniyet mensuplarının olduğu ortaya çıkmıştır. Bu kamu görevlileri zaman zaman halkı doğrudan hedef alan saldırıları gerçekleştirmişlerdir.”

---
İşte suç duyurusu örneği

Yargıç ve Savcılar Birliği de, vatandaşların biber gazlı, gaz bombalı, sopalı saldırılara uğrayan vatandaşların şikayetçi olabileceği dilekçe örneği hazırladı. Vatandaşların ifade için çağrıldıklarında verebilecekleriz gibi ,bizzat başvurarak da şikayetçı olabileceğini belirten YARSAV yetkilileri, biber gazı ve sonuçlarıyla ilgili çarpıcı bilgiler çıkabileceğini söylediler.

İşte şikayetçi dilekçesi örneği:

..............................................CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA,
. .. .......................................

Ben gezi parkı direnişleri esnasında ......'daydım.Bugüne kadar siyasi iktidar tarafından özel yaşamıma ne yiyip ne içeceğimizden tutun da,zorunlu din derslerine girmeye mecbur bırakıldığım,ve çocuğumun geleceğinin dahi siyasi iktidarın kendi inançları doğrultusunda dayatılmasına karşı durduğum için,öteki %50'nin içerisinde gösterilip ötekileştirildiğim ve saygın TBMM'nin geçmişte bu güzel ülkeyi aydınlık yarınlarına taşıyan kurucularına “ayyaş” denilmesini,laik cumhuriyetin sessiz ve sinsice dönüştürülmesini,ve bize ait olan gezi parkımızın dahi siyasi iktidarın rantına dönüştürülmesine tepki duyduğum için tepkimi şiddete başvurmadan haykırmak ve Anayasamız ve AİHS ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüğüm olan toplantı,gösteri ve örgütlenme hakkımı kullanmak üzere benimle aynı fikirde olan kişiler ile herhangi bir örgüt ile bağım olmadan ancak Atatürkçü .laik ve demokratik cumhuriyet ideolojisi ile herhangi bir parti veya örgütün çağrısı ile değil kendi hür irademle protestoya katıldım.Bunun bir suç olduğu söyleniyorsa bu konuda gerekirse hakkımda soruşturma açılması konusunda ihbarda bulunmak üzere gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

Olay tarihinde.......saatleri arasında...... (mevkii) 'deydim.Yukarıda arz ettiğim sebeplerle katıldığım protesto esnasında polis güçleri tarafından yoğun gaz ve şiddete (varsa..cop..vs) maruz kaldım.Bize dağılın ihtarı yapılmaksızın doğrudan doğruya biber gazı uygulandı.Bana karşı şiddet kullanan kamu görevlilerinin ve yasaya aykırı emir veren tüm amirlerinin ve kamu görevlilerinin cezalandırılmalarını saygılarımla arz ederim.
İçeriğini bilmediğim gaz sebebiyle sağlığımdan endişe etmekteyim.Bu sebeple kullanılan gazın;

-TCK.185 ve 186.maddeleri uyarınca halk sağlığı için tehlike oluşturup oluşturmayacağının,insan sağlığına zararlı olup olmadığının,
-Bu yoğunlukta bir gaz dozunun insan sağlığında olumsuz etki yaratıp yaratmayacağının,
-Kullanılan gazın niteliğinin ve menşeinin,
-Yurda ithalinin yasal olup olmadığının,
-Söz konusu eylemlerde son kullanma süresi dolmuş gaz kullanılıp kullanılmadığının,kullanıldı ise bunun zararlı olup olmadığının,
-Kullanılan gazın niteliği ilaç niteliğinde ise bununla ilgili Sağlık Bakanlığı'ndan,ila niteliğinde değilse Tarım Bakanlığı'ndan izinlerinin alınıp alınmadığının,ilaç niteliğinde kabul edilmekteyse Türk Gıda Kodeks'inde tanımlanıp tanımlanmadığının;değilse Dünya sağlık Örgütü ve Dünya Tarım Örgütü tarafından herhangi bir teste tabii tutulup tutulmadığının;
-Uluslararası platformlarda ve Uluslar arası sağlık örgütlerince kullanılmaması yönünde tavsiye karar olup olmadığının,
-Büyük toplumsal kitlelere karşı bu gazın kullanımında kargaşa meydana getirip getirmeyeceğinin,getirecek ise bu kişiler için TCK.170.maddesi anlamında genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunun oluşup oluşmayacağının ;
-Kullanılan gazın sindirim veya solunum yoluyla sinir sistemi üzerinde etki yaratıp yaratmayacağı hususlarında üniversitelerden bilimsel rapor aldırılmasını;
ve bu hususlar araştırıldıktan sonra failler hakkında ithalinden kullanımına kadar tüm aşamalarda görev yapmış kişiler,memur ve kamu görevlileri hakkında soruşturma yapılarak cezalandırılmalarına karar verilmesini saygılarımla arz ederim.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget