Taksim Gezi Parkı direnişinin tüm Türkiye’ye yayılması, kolluk
kuvvetlerine verilen “kalabalığı dağıt” emrinin işe yaramaması, AKP
hükümetinin bu dalganın önünde duramaması ve geri adım atmak zorunda
kalması, 10 yıldır saltanat sürenlerde büyük korku yarattı.
Çaresizlikleri onları psikolojik savaş uygulamaya yöneltti. İşte ucuz numaralarından bazıları:
STAR YAZI İŞLERİ’NİN TWEETİ
Star “Karanlık tahrik” başlığını kullanmış! Türkiye tarihinin
en aydınlık eylemine “karanlık” demek kuşkusuz her şeyden önce bir
gazetecilik fiyaskosudur. Gerçi AK Star’ın ilk sahibi Sancak “Erdoğan için aldım” derken, gazete yapmayacağını, iktidara bildiri çıkaracağını zaten ilan etmişti.
Ancak “karanlık tahrik” olduğuna kanıt gösterdikleri şu tweet, Star’ın
bildiri bile çıkaramadığını gösteriyor: “Şuan Taksim’deyim, polis
gerçek mermi kullanıyor. En az 500 ölü! Şuan 10 polis tepeme bindi, bu
twiti çok zor şartlar altına yazıyorum.”
Bir vatandaşın olduğunu iddia ettikleri bu tweetin Taksim’den değil, Star
Yazı İşleri’nden atıldığı çok açık! Yoksa en yetenekli cambaz bile
tepesinde 10 polis varken tweet atamaz. Kafasına cop, tekme inen birine o
şartlar altında tweet attırabilen, ancak çift meslekli bir gazeteci
olabilir!
Kaldı ki, ben bütün gün ve gece Taksim Meydanı’ndaydım ve ne tweeter
ne de facebook çalışıyordu. Sizlerle paylaştığım tweetleri ve
fotoğrafları, Taksim Meydanı’ndan ara ara Galatasaray’ın az ilerisinde
bulunan gazetemize geldiğim sıralarda atabiliyordum.
AKP’YE MUHTAÇ KALEMLER
Tabi adece Star başvurmadı bu yöntemlere…
Kimi “vatandaşlara” iki gündür özel tweet attırıldığını yakından
biliyoruz. Sahte isimlere açılmış ve sadece belli başlı gazetecileri
izleyen kimi “vatandaşlar” sürekli “eylem amacına ulaştı, evinize dönün”
mesajları atıyordu!
Korku neler yaptırıyor!
O korkuyu yaşayanlardan biri de Nagehan Alçı’ydı. gece şu
tweeti attı: “Bizim evin etrafındaki sokakları sardılar, esnafı tedirgin
edip faşist sloganlar atıyorlar bir de utanmadan faşizme karsı omuz
omuza diyorlar. Mustafa Kemal’in askerleriyiz ve ordu göreve diye bağırıp etrafı korkutarak şehri esir alanlara soruyorum: bu demokrasi hassasiyeti mi?”
Kuşkusuz “ordu göreve” pankartının sahipleri provokatördü; o zaman bu
provokatif pankartlarıyla Ergenekon tertip merkezine hizmet
etmişlerdi… “Ordu göreve” pankartının sahipleri bugün de
provokasyonlarına devam ediyorlar; şimdi de Genç Türk adını kullanarak
TGB’den rol çalmaya uğraşıyorlar.
Ancak TGB, Genç Türk’ün olası provokasyonunu anında bastırmak için bu
yapıyı sürekli göz önünde tutuyordu ve bizim aldığımız bilgiye göre
“ordu göreve” pankartı açmaya cesaret edememişlerdi. Tabi tıpkı Star binasından atılan tweet gibi, Nagehan Alçı da bu pankartı yatak odasında asmadıysa!
Peki, Milliyet’in Pazar-başyazarı katına kadar çıkarılan Nagehan Alçı
neden böylesi ucuz bir yalana başvurdu? Çünkü tüm ününü AKP’ye yandaş
olmanın karşılığında elde etti ve bu saltanatın sürmesi en çok onun için
gerekli.
JÖN TÜRK BAKIŞI
Bir başka yazımızda Taksim’deki halk zaferini siyasal ve sosyal
yanlarıyla inceleyeceğiz ama bugünlük şu kadarını söyleyerek bitirelim:
Böyle bir “başkaldırıyı” şimdiye kadar ne gördüm, ne duydum, ne de
okudum!
Kararlı bir halk hareketinin önünde hiç kimsenin duramayacağını
gösteren eylemciler, gece boyunca Taksim’i özgürleştirdiler, gece
boyunca birlikte keyfini çıkardılar, sabaha doğru alanı süpürdüler,
temizlediler ve nöbetçilerini bırakıp, evlere dinlenmeye çekildiler.
Çünkü Taksim Halk Harekâtı yeni günde de sürecek!
3 Haziran sabahının ilk Karaköy-Kadıköy vapurundaki manzara aslında
her şeyi özetliyordu: Bir üniversite kantinini andıran o vapurdaki
gözlerde, zaferin yorgunluğunu, başarının mutluluğunu ve padişah
fermanını yırtma cesaretini gördük!
Yorum Gönder