Başbakan Erdoğan Reyhanlı saldırısının iki hafta öncesinden başlayarak hemen her gün İşçi Partisi’ni ve Aydınlıkçıları hedef aldı.
Reyhanlı saldırısından sonra ise İşçi Partisi’ni ve Aydınlıkçıları
hedef alma nöbetini bu kez Cemaat devraldı ve kalemşorları “MİT içindeki
Aydınlıkçılar” yalanı üzerinden saldırıya başladı.
Birbirleriyle çarpışan AKP ile Cemaat’in İşçi Partisi ve Aydınlık
düşmanlığında kesişmesi önemli. Bugün bu kesişmeyi inceleyeceğiz:
EMRE USLU DUR!
1. Her gün ya köşesinden ya twitter üzerinden “MİT içindeki Aydınlıkçılar” diyerek “özel bir çalışma” yürüten Polis-Yazar Emre Uslu, operasyonun yeni bir aşamasına geçmiş ve dün köşesinden soruyor: “Erdoğan ve Hakan Fidan MİT içinde Aydınlıkçı ekibe nasıl izin veriyor?” (Taraf, 29 Mayıs 2013).
Uslu, Hakan Fidan adına şu yanıtı veriyor: “MİT’e geldi,
kontrol altına alamadı, başarısız oldu, algısı yaratmamak için bu ekibi
karşısına almak istemiyor. Hatta beraber çalışıyor, çünkü karşısına
aldığında dayanacağı başka bir ekip neredeyse yok gibi.”
Uslu, sorusuna Başbakan Erdoğan açısından da yanıt veriyor: “Hakan Fidan ve Erdoğan, içine düştükleri Cemaat fobisi nedeniyle kendilerini bunlara yaslanmaya mecbur hissediyorlar…”
Soru uydurma olunca, haliyle yanıtı da uydurma oluyor! Zekâ
gerektirmez, bir parça vicdan taşıyan biri bile, üst düzey yöneticileri
MİT şemalarıyla hapiste olanların, MİT içinde ekibi olmayacağını,
olamayacağını bilir!
2. “MİT içindeki Aydınlıkçı kanat”, Uslu’nun iddiasına göre Erdoğan’ın ABD gezisinden önce medyaya şu haberi servis etmiş: El-Nusra’nın kontrolündeki üç araç Türkiye’deki ABD hedeflerini vuracak.
Uslu’ya göre “MİT içindeki Aydınlıkçı kanat” bu istihbarat notuyla hem Erdoğan’ı Obama karşısında zor durumda bırakmış hem de dünyada “Esad giderse Suriye El Nusra gibi terör örgütlerine kalır” algısı yaratmış!
Yukarıdaki değilse bile burası zekâ gerektiriyor. Zira Esad
giderse Suriye’nin kimlere kalacağının anlaşılması için o tip bir
istihbarat notuna gerek yok. Batı basını aylardır El Nusra’ya dikkat
çekiyor zaten. İkincisi Erdoğan’ın Obama karşısında zor
durumda kalıp kalmaması kendi pozisyonuyla ilgilidir. İstihbarat
notları, üstelik CIA’yı aşarak, BOP eş başkanlığıyla bağıtlanmış
ilişkileri torpilleyemez!
AKP İLE CEMAAT’İN ORTAK DÜŞMANI
Peki, ABD’deki bölünmenin bir yansıması olarak içeride çarpışan AKP
ile Cemaat neden İşçi Partisi ve Aydınlık düşmanlığında ortak?
1. Çünkü İşçi Partisi ve Aydınlık anti-emperyalist; AKP ile
Cemaat ise emperyalizmin farklı kesimlerinin Türkiye’deki
temsilcileridir.
2. Tam bir yıldır birbirilerine karşı operasyon yürüten bu iki
kuvvet, kendilerini zorda bırakan hamleler karşısında, rakibine “ortak
düşmanı” hatırlatma mecburiyeti duyuyor. Her iki taraftan da “biz
tepişirsek, onlar kazanır” mesajının zaman zaman yükselmesi bu
nedenledir.
3. Erdoğan, ABD’nin dayattığı sistem değişikliğini
ülkeye kabul ettirmek için CHP ve MHP’yi de “ikna etmek” zorunda
olduğunu görüyor. Bu iki kuvveti buna mecbur etmek için de, psikolojik
savaş yöntemlerine başvuruyor. İki partiye de “İşçi Partisi’nin
kuyruğundasınız” diye yüklenerek, karşısındaki fiili cepheyi bölmeye
çalışıyor.
4. Aynı yöntemi AKP’nin baskısı altında olan Cemaat de uyguluyor. Emre Uslu, “Hakan Fidan ve Erdoğan,
içine düştükleri Cemaat fobisi nedeniyle kendilerini bunlara
(Aydınlıkçılara) yaslanmaya mecbur hissediyorlar.” diyerek aslında
AKP’ye “bize yaslan” mesajı vermiş oluyor.
GÜVENLİKLE İLGİLİ KURUMLARI UYARIYORUZ
Reyhanlı saldırısı nedeniyle MİT’in Emniyeti, Emniyet’in de MİT’i
suçlaması, AKP ile Cemaat’in çarpışmasının bir yansıması olarak
tarafların Reyhanlı’nın sorumluluğunu birbirine yıkma gayretidir.
Ancak her iki kesimin de Aydınlık düşmanlığına yönel(til)mesi, bir
CIA marifetidir. Buradan hem AKP’yi hem de Cemaati, ama onlardan daha
çok ülke güvenliğiyle ilgili tüm kurumları uyarıyoruz: Jandarma
istihbarat raporu, dört adet bombalı araçtan söz ediyor. Bu istihbarat
doğruysa, halen ülke içinde dolaşan iki bombalı araç var demektir. “MİT
içindeki Aydınlıkçılar” hedef şaşırtması, bu araçların herhangi bir
kentimizde patlatılmasını kolaylaştırıyor!
BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN BAĞIMSIZ KURUM
Bugün İşçi Partisi ve Aydınlıkçıları hedef alanlar bilmeliler ki, CIA patentli istihbarat yalanlarıyla, tam 45 yıldır Doğu Perinçek önderliğinde ABD’ye karşı Türkiye’nin çıkarlarını savunan Aydınlıkçıları karalayamazlar.
Ne 40 yıl önceki Ziverbey işkenceleri ne de 40 yıl sonraki Ergenekon
tertipleri Aydınlıkçıları emperyalizme ve Gladyo’ya karşı mücadeleden
alıkoyamamıştır. Tersine bu saldırılar, Aydınlıkçıların haklılığının
kanıtı olmuştur, mücadelelerini büyütmüştür.
“Vatan, Namus, Emek” diyen Aydınlıkçılar CIA’nın hem MİT’teki, hem
Emniyet’teki kliklerini dün olduğu gibi bugün de temizleyecek ve
“bağımsız Türkiye için milli ve bağımsız kurum” hedefini sürdürecektir!
Yorum Gönder