AKP’nin 28 Şubat’ın 13’üncü yıldönümünde, “demokratikleştik”
diye sevinçle kaldırdığı EMASYA protokolü 3 yıl sonra yeniden
hayatımıza girdi. Hikâyesi uzun ve karmaşık olan EMASYA’nın AKP formatlı
hâli ise geleceğe dair niyet ve planlar hakkında duyulan kaygıları epey
arttıracak nitelikte.
EMASYA dosyasını okuduğunuzda;
“Ben kaldırırım, ben koyarım Vali benim, devlet benim kime ne?” gibi bir sonuca da varabilirsiniz...
“PKK çekilirken, askerlerin müdahale etmemesi garanti altına alınmış” yorumunu da yapabilirsiniz...
AKP iktidarı EMASYA’yı, “Güneydoğu’da OHAL görüntüsünü ortadan kaldırıp, bölgeyi normalleştirme hedefiyle” iptal etmişti, ama Gezi eylemleri sırasında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Gerekirse Orduyu göreve çağırırız” dediğini hatırlayıp, iktidarın tüm ülkede OHAL’e hazırlandığı iddiasında da bulunabilirsiniz.
-EMASYA’nın Mazisi-
Açılımı “Emniyet-Asayiş Yardımlaşma Birimleri” olan EMASYA 7 Temmuz 1997’de Genelkurmay ve İçişleri arasında imzalanmış bir protokoldü. Özü itibarıyla,“İl
valisinin, bölgesinde çıkan toplumsal olayların üstesinden kendi
gücüyle gelemediği takdirde askeri birliklerden kuvvet talep etmesini”
düzenleyip, asker, MİT ve Valiliklerin koordinasyon halinde çalışmasını
öngörüyordu. Bir de Doğu-Güneydoğu’da acil olaylarda jandarmaya
operasyon yetkisi veriliyordu.
Askeri kaynaklara göre, protokolün ana amacı, “Kahramanmaraş, Sivas katliamı gibi utanç verici olayların bir daha yaşanmaması” idi.
AKP iktidarında uzun süre Mili Savunma Bakanlığı yapan Vecdi Gönül’ün 2006’deki açıklamasına göre, “TSK’nın EMASYA görevlerinde kullanılması yasalara uygun”du.
Protokülün yürürlükten kaldırıldığı dönemde İçişleri Bakanı olan Beşir Atalay ise EMASYA’yı şöyle anlatıyordu:
"EMASYA,
sadece terör veya belli toplumsal hareketler olduğundavalilerin
izleyeceği yolu, güvenlik güçlerinden nasıl, hangi durumda
yardımisteyeceği gibi konuları düzenleyen protokoldü. Zaten o konuya
açıp bakılırsa,ilgili kanunda çok açık düzenliyor.”
İsterseniz
EMASYA’nın ne olduğunu,bir de protokolü imzalayan dönemin İçişleri
Bakanı Murat Başesgioğlu’ndan dinleyelim. 2 Şubat 2004’te TBMM Genel
Kurulu’nda EMASYA’yı anlatırken, AKPmilletvekili olan Başesgioğlu şu
bilgileri verir:
“EMASYA planı, Türkiye’nin meşru
güvenlik güçleri arasında işbirliğinien yüksek seviyeye çıkarmanın
yasal dayanağı olan bir protokoldür. Özünde, ilvalisinin bölgesinde
çıkan toplumsal olayların kendi gücüyle üstesindengelemediği takdirde,
kuvvet talep etmesidir... O günün şartları içindebirbiriyle görüşmeyen,
yardımlaşmayan, istihbarat paylaşmayan, operasyonyapmayan güvenlik
güçlerini birlikte çalıştırma modelidir”.
-EMASYA KaldırılsınKampanyası-
TSK’ya “asimetrik psikolojik savaş” açılmasıyla birlikte EMASYA da gündemegeldi. Gazeteci-Yazar Ali Bayramoğlu’nun öncülüğündeki (Başbakan Erdoğan böyle bir protokol olduğunu Bayramoğlu’ndan duyduğunuaçıkladı) “demokrasi savaşçıları”, günlerce EMASYA’nın zararlarını anlatıp, mutlaka kaldırılması gerektiğini, buyapılmazsa Türkiye’nin “demokratikleşemeyeceğini” yazdı. Sadece Erdoğan değil, AB de bu protokolden Bayramoğlu sayesindehaberdar olup, hemen o yılki Türkiye raporuna, “EMASYA kaldırıla” yazdı.
2009’da konu AKP’nin Kızılcahamam kampında da masaya yatırıldı. Birmilletvekili, “Bu
protokol, Güneydoğu’daolağanüstü hal görüntüsünü ortadan kaldırıp,
bölgeyi normalleştirmeyihedefleyen demokratik açılım sürecinin önünde
büyük bir engel oluşturuyor”dedi. O milletvekili, bu hafta Akşam
Gazetesi’ne Genel Yayın Yönetmeni olarakatanan Mehmet Ocaktan’dı. O
dönem BursaMilletvekili olan Ocaktan’ın bu talebine, AB Bakanı Egemen
Bağış, “Evet, bunu yapmalıyız”, İçişleri BakanıBeşir Atalay da, “Hallederiz bunları” karşılığını veriyordu.
Yine o günlerde Mümtaz’er Türköne, “Milligüvenlik,
askerlerebırakılmayacak kadar ciddi bir konu… Milli Askeri Stratejik
Konsept’in yenidenbelirlenmesi gerekiyor… İç tehdit algılamasında
birinci sıraya, TSK bünyesindeyer alan illegal örgütlenmelerin
yerleştirilmesi şart… TSK’nın iç güvenliğeyönelik yetki ve
sorumluluklarının bütünüyle kaldırılması gerekir… Jandarmabütünüyle
lağvedilmeli, EMASYA gibi protokoller iptal edilmeli” gibi bir listeçıkartıyordu.
Bugünlere
ve geleceğe ışıktutacak nitelikte olan, o günlere ait en ilginç yazı
belki de Hüseyin Gülerce’ninkiydi. Gündemde yine PKK açılımı vardı, CHP
ve MHP’den iktidara aynen bugünkü gibi serteleştiriler geliyor, MHP
Ankara’da “Bin YıllıkKardeşliği Yaşa ve Yaşat” mitingi düzenlemeye hazırlanıyordu. Gülerce, “Hükümet, Sıkıyönetime Zorlanıyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve “İçindebulunduğumuz kutuplaşma ortamında bu mitingler endişe kaynağıdır” dediktensonra şu iddiada bulundu:
“Cumhuriyetmitingleri,
meşru iktidarı yasa dışı yollarla devirme planlarının birparçasıdır.
Bugün de AK Parti iktidarını, seçim yoluyla değiştirmeyeceğiniiyice
anlayan aynı çevreler, açılımı bahane ederek bildik yollara
başvuruyorlar. Hedefleri, peş peşe gelecek provokasyonlarla bir kaos
ortamıhazırlayıp, hükümeti sıkıyönetim idaresine zorlamaktır...”
-Beşir Atalay:Kaldırdık. Yeni Düzenlemeye Gerek Yok”-
Nihayet Türkiye gündemine “Balyoz” planı düştü. “EMASYAkaldırılsın” kampanyaları iyice hızlandı. Fehmi Koru, dönemin GenelkurmayBaşkanı İlker Başbuğ’a şu çağrıda bulundu:
“EMASYA
Protokolünü sona erdirmek içintek taraflı bir irade beyanı yeterli;
Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı’nı beklemeden, kendisi de
protokolü tek taraflı iptal edebilir. Aksihalde, protokolü, İçişleri
Bakanlığı’nın bir beyanıyla iptal veya makul içeriğekavuşturulmuş yeni
bir metinle değiştirme yoluna gidilebilir.”
Başbakan Erdoğan, EMASYA’nın kesinliklekaldırılacağını belirtip, “Genelkurmay’lapaslaşıyoruz” dedi. Ve Başbuğ’dan, “Buprotokole gerek yok, kalkabilir” açıklaması geldi.
Today’s Zaman Gazetesi, “Sivil-asker
ilişkilerininnormalleştirilmesini amaçlayan AKP iktidarının, bu
kapsamda EMASYA protokolünü28 Şubat darbesinin 13. yıldönümünden önce
kaldırmayı planladığını” duyurdu.
Öyle de oldu,
protokol 2010’nunŞubat başında kaldırıldı. Dönemin İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’ın, protoklükaldırma çalışmalarını Başbuğ’la beraber
yürüttüklerini vurguladıktan sonra, “Mevcut kanunlar yeterli. Yeni birdüzenlemeye gerek yok” demesi önemliydi.
-Yeni EMASYA’daFarklı Ne Var?.. Ne Zaman İmzalandı?-
Bugün
Milliyet Gazetesi’ndenTolga Şardan’ın haberiyle, yeni EMASYA’mızın
olduğunu öğrendik. Genelkurmay ve İçişleri arasında Nisan’da imzalanan
protokol 14 maddeden oluşuyormuş.
Yeni protokole göre, “askeribirlikler
ancak valilerin yazılı ya da acil durumlar için sözlü çağrısı
üzerinetoplumsal olaylara müdahalede kullanılabilecek”miş.
Bu maddenin eskisinden ne farkıvar?
Farkı olmadığı gibi EMASYA’nınkapsamının genişletildiğini görüyoruz. “Kaldırılsın” tartışmalarının yaşandığı günlerde, Jandarma’nıntamamen lağvedilmesi istenirken, bakın yeni protokolle ne oluyor?
“İllerdeki jandarma birlikleri, valilerin ‘daimi kuvveti’ yapılıp”,protokol dışında tutuluyor.
Eski
EMASYA’da jandarmanın sadeceDoğu Güneydoğu’da acil durumlarda operasyon
yapması öngörülürken, artık jandarma tüm ülkede valilerin “özelordusu” haline getiriliyor.
Gezi olaylarında jandarmabirliklerinin İstanbul’da konuşlandırılmasını hatırlıyorsunuz değil mi?
EMASYA’yı iptal ederek, Dogu-Güneydoğu’da “OHAL görüntüsünü ortadan kaldırdıklarını” öne sürünlerin, ülke genelinde OHAL görüntülerine hazırlandığı anlaşılmıyor mu?
Asıl dikkat çekmek istediğimnokta, yeni EMASYA’nın imzalandığı tarih. Milliyet “18 Nisan 2003“ diyor ki, doğru.
Peki
o günlerde ne tartışılmaktaydı?PKK’lıların ellerini kollarını
sallayarak giderken, askerlerin ne yapacağı,askeri operasyonların nasıl
engelleneceği!..
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik 17 Nisan’da,“Barış
süreci kapsamında PKK’lılarınyurtdışına çekilmesiyle ilgili Genelkurmay
Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nınValilere, jandarma ve polis dışında
TSK’yı göreve çağırma yetkisi veren maddeyeilişkin protokolü
yenilediğini” duyurur. Çelik’in, “Tereddütleri giderecek protokol, önümüzdeki günlerde yürürlüğekonulacak” sözü şöyle yorumlanır:
“Protokolle,valinin
sorumluluğu ayrıntılandırılacak, TSK’nın yetkisiz kılınması
önlenecek.PKK çekilirken, müdahale etmeyerek suç işleyecekleri tezi
ortadan kaldırılacak.”
BDPeşbaşkanı Selahattin Demirtaş geçenlerde şu “kaygılarını” dile getirmişti:
“Duyduğumuz
kadarıyla bazı bölgelerdekomutanlar valiliklerden ve savcılıklardan
defalarca operasyon izni istediler.Ama bu izinler verilmedi. Yıllardır
operasyona çıkmayan bazı komutanlar tam dabu süreç başlayınca operasyon
izni istediler. Hükümet operasyon yapmama, çıkışıengellememe, çıkanlara
karşı da herhangi bir girişimde bulunmama konusunda şuana kadar ciddi
bir sorun çıkarmadı, çıkmasına izin vermedi.”
Sen misin PKK’ya operasyon yapmakisteyen; Al sana EMASYA!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe,Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
Yorum Gönder