Direnişine destek olan İhsan Eliaçık'tan AKP'ye sert sözler: 'Faiz
lobisi bahane, kriz şahane.'
Antikapitalist Müslüman hareketin öncülerinden İhsan Eliaçık
konuştu. İhsan Eliaçık, Gezi eylemlerinin başlangıcından bu yana fikirlerine
en fazla ilgi gösterilen isimlerden biri.
Antikapitalist Müslüman hareketin öncülerinden Eliaçık, içinde
bulunduğu ruh halini “Ben 12 Eylül’de 1 yıl cezaevinde yattım, 28 Şubat’ta 30
davada yargılandım ama inanın hiçbir zaman kendimi şimdiki kadar haklı ve cesur
hissetmemiştim” sözleriyle anlatıyor. Gelin şimdi, Türkiye’nin adalete ve ahlaka
aç olduğunu düşünen bir ilahiyatçının gözlemlerini dinleyelim.
- Gezi’de eşcinsellerle, anarşistlerle, sosyalistlerle iletişiminiz
nasıldı, ne tür kazanımları oldu bu birlikteliğin?
Toplumun diğer kesimleriyle bu kadar yakın olduğumuzu Gezi’de fark
ettik. Çok iyi anlaştık çünkü kafa yapımız ve yaklaşımlarımız, bireyi ve toplumu
algılayışlarımız, inançlarımız farklı olsa dahi gayet iyi uyuşuyordu. Örneğin
LGBT’den gençler mescit yapımına katkı sağlayıp namaz kıldılar, kütüphaneye
gönderdiğim kitaplar anında tükendi. Gezi bize özgürlük, saygı, ortaklık ve
dayanışma kavramlarını çok iyi öğretti.
Dolayısıyla ütopik 19 gündü, geleceğin Türkiye projesi çizildi orada.
Gezi’de birileri bir rüya gördü, şimdi başka birilerinin o rüyayı
gerçekleştirmesi gerekiyor. Türkiye toplumunda olup da Gezi’de olmayan hiçbir
şey yoktu çünkü.
Ama Başbakan Erdoğan camide içki içildiği ya da başörtülü bir kadına
saldırıldığı iddialarıyla Gezi’dekileri bir araya getirenin İslam karşıtlığı
olduğu algısı yaratarak eylemcileri Türkiye toplumuna ait olmayan bireyler gibi
gösterme çabasında.
‘Türkiye krize giriyor’
- Yalnızca çapulcu demekle kalmıyor, yüzde 50’yi “bizden olmayanlar”
olarak tanımlayarak toplumda zaten var olan kutuplaşmayı körüklüyor. Bundan
nasıl bir kazanım sağlayabilir?
Çünkü 99’daki gibi bir ekonomik kriz geliyor. Birileri gelip
Başbakan’ın önüne kasayı fırlatabilir, bu sefer teğet geçmeyebilir. Çünkü
Amerika’da Yahudi ailelerin elinde olan Merkez Bankası, dış dünyadaki paralarını
Amerika’ya çekme kararı aldı. Dünyanın her yerinde borsalardan paralar
çekiliyor.
Dolayısıyla borsası zayıf olan ülkeler bundan çok sert etkilenecek ki
bu ülkelerden biri de Türkiye. Ve bu kriz en çok yoksulu vuracak, varoşlardan
ayaklanma olabilir. Bunu Başbakan’ın önüne koydular, o da bunu halka izah etmek
için din düşmanları, faiz lobisi, dış mihraklar söylemlerini yürütüyor. İktisadi
neden bu.
İkinci ve siyasi olan bir neden de, Suriye meselesi. Amerika’nın
amacı Ortadoğu’ya ayak basamadan Esad’ı Türkiye üzerinden hallettirmek üzerine
kuruluydu ama olmadı. Cenevre Konferansı’na çağrılan Esad, “Başbakan Erdoğan ve
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gelirse ben gelmem” diyerek onların kellesini
istedi. ABD de buna fazla ses etmedi. Bu gösteriyor ki, Amerikalılar savaşsız ve
kansız bir Ortadoğu politikasına dönüyor ve bu durumda Erdoğan sıcak savaş
döneminin öfkeli lideri pozisyonuna düştü. Ve eskidi, gitmesi gerekiyor. İşte
Erdoğan etrafındaki kitleyi toplamak için, Gezi’yi bu amaçla
kullanıyor.
‘Bağımsız adaylar yetmez’- Gezi ruhunun siyasete doğru bir gidişatı olur mu?
Mevcut partiler kendini Gezi’de ortaya çıkan çizgiye göre
ayarlayacak; çünkü buradan geri düşen, Türkiye’nin gerisine düşer. Gezi’nin bir
süre siyasal, kültürel, sosyal bir odak şeklinde devam edeceğini düşünüyorum.
Buradan bir siyasi oluşum çıkacaksa bile bu, mevcut partilerin de katılımıyla
olabilir. Aksi takdirde Gezi’den en fazla bağımsız adaylar çıkar ki bu beklenen
etkiyi göstermez.
‘28 Şubat’taki devlet hortladı’
- Bugüne kadar söylemlerinde çokkültürlülüğü neredeyse kutsayan
Başbakan Erdoğan’ın bugün tektipçilikle adeta övünür hale gelmesi, özellikle
AKP’yi destekleyenlerde şaşkınlık yarattı. Kendinden olmayanı “marjinal” görecek
noktaya nasıl geldi?
Çünkü Tayyip Erdoğan’ın bir dünya görüşü, bir Türkiye projesi falan
yok. Onun kafaya taktığı bu işten nasıl ayakta kalırım, iktidara nasıl devam
ederim. Dört tane yalan üzerine kampanya yürütüyor; camiye ayakkabıyla girip
içki içtiler, başörtülü kadına saldırdılar, Türk bayrağı yaktılar bir de
camileri ahır yapan CHP. Bu yalanlara inanıp bize saldıranlar da var ama her ne
kadar insanlar bu sıcak ortamda bu yalanlara inansa da zamanla gerçekler ortaya
çıkacaktır. Çünkü koca bir millet kandırılamaz. Diğer yandan bu olaylar ceberut
devletin sopasının yalnızca el değiştirdiğini ama sopanın değişmediğini bize
gösterdi. Kemalist de muhafazakâr da iktidarda aynı şeyi yapıyor. AKP de
devletin temel davranışlarını değiştirmedi, kendi davranışlarını devletin
davranışı haline getirdi. 28 Şubat’ta Mesut Yılmaz muhafazakârlara yarasa
demişti, şimdi Erdoğan muhaliflere çapulcular diyor. 28 Şubat’taki devlet
hortladı adeta. Bizce yapılması gereken iktidarın yapısının değişmesi.
‘Yolsuzluğun belgeleri elimizde’- Peki, siz bunları söyledikçe sizi hedef alanlar bunu hangi
gerekçeyle yapıyor?
Biz diyoruz ki, Anadolu insanının duygularını sömürerek kamu imtiyazı
kullanıp kendinizi zengin ettiniz. Kavmin zenginlikten şımarmış ileri gelenleri
haline geldiniz. Muhafazakâr harami bir sınıf oluştu, bunun için mi size oy
verildi, bunların hesabını verin! Bunun belgeleri de var bizde ama o belgeleri
ortaya çıkaracak zaman da gelmiyor ki, hâlâ din düşmanı mıyız değil miyiz bu
iftiralarla uğraşıyoruz.
Bizi din düşmanlarının yanında olmakla suçluyor AKP’liler, biz de
diyoruz ki, bırak din düşmanlığını falan, bu iktidarın rant kokusu olmadan,
vatan millet aşkına yaptığı hiçbir şey yok, bunu konuşalım diyorum. Kent
dönüşümünden kanal projesine kadar, her yerde arsalar çevriliyor,
özelleştirmelerle kamu malları yağmalanıyor.
- Gezi’deki namazınız “Güya dindarlar”, “güya namaz
kıldırlar” gibi söylemlerle karşılandı.
Bizim kıblemiz Erdoğan değil ki, biz namazı ona yönelik kılmadık ki,
onun onayına ihtiyaç duyalım. Sözde mi özde mi, buna Allah karar verir. Bu nasıl
bir ruh hali? Ama diktatörlük tam da böyle bir şey zaten. Bir kimsenin diktatör
olması için iki şey olması gerekiyor: Otoriter ve totaliter. Yani dediğim
dedikçi ve her şeye karışıcı. En ince ayrıntı diktatörün onayından geçmeli
Meltem Yılmaz -Sinan Tartanoğlu/Cumhuriyet
Yorum Gönder